Toplumcu belediyecilik dediğimiz şey nedir?

Kendilerini solcu olarak ilan eden ve partilerin önünde duran, tarihi mirasını 1970’li yıllardan alan sosyal belediyecilik kavramı ve o kavramı günümüz piyasa koşullarında hayata geçirebilme, üretebilme çabasıdır.

Günümüz koşullarında siyaset yapan ve kendini karşıtlarından ayıran kendine solcu ve toplumcu addeden bu adaylar kendilerini neo-liberallerden de ayırmak adına geçmişteki sosyal belediyecilik deneyimini politik olarak savunur ama belediye başkanı seçildiklerinde bu söylemi unuturlar.

Tıpkı demokratik Sol kavramını terk ettikleri gibi.

Özellikle günümüzde, toplumcu veya sosyal belediyecilik söylemi, siyaset ve siyasetçilerin dilinden düşürmedikleri bir kavram haline geldi. Politik görüşleri ne olursa olsun toplumcu belediyecilik, belediyeciliğin neredeyse ilkesi haline geldi. Sağcısından solcusuna herkes toplumcu belediyeci olarak kendini adlandırıyor.

Belediyeler kendi ilçelerinde gerçek ihtiyaç sahibi olan vatandaşlarına pozitif yönde bir ayırımcılık yaparak bu vatandaşlarına hizmetlerini sunuyorlar mı?

Toplumcu belediyecilik yoksulları, yaşlıları, düşkünleri, çalışmayan ihtiyaç sahiplerini, ev kadınlarını, dar gelirlileri, barınma sorunu olanları, çevre ve hayvan haklarını kapsar. Kendiliğinden oluşagelen bu durum toplumsal bir kazanım haline gelmiştir.

Bir yanda kamucu belediyecilik bir yanda toplumcu belediyecilik.

Bu iki kavram arasındaki temel fark hizmet üretimi ve bölüşümüdür. Toplumcu belediyecilik kamu yararını azami olarak gözeten, bunun yanında haktan hukuktan yana bir tavır alan, imar ve rant alanlarını halkın yararına sunan, belediye bünyesinde görev yapan emekçilerin hak, hukuk, sosyal güvence, sendika haklarını koruyan bir anlayışa sahip olan bir belediyecilik türüdür.

Kendilerini toplumcu olarak ilan eden belediyelerin politik ve fiziki varlıklarını ölçebileceğimiz en iyi kriter yukarıda basit ifadeyle anlattığım yöntemdir. Halkın, emekçinin, doğanın, hayvanların vs. haklarına, hukuklarına ne kadar bağlı ve saygılı olduklarıyla da tabii…

Belediyeler yıllık yaptıkları, hesap, yıllık planlama ve bir sonraki yılda önlerine koydukları hedef ve stratejinin belirlenmesinde ne kadar demokratikler? Bütçenin belirlenmesinde halkın katılımı nedir?  Mahalle meclisleri kent meclisleri vs. gibi kurumlar bu bütçenin belirlenmesinde ne ölçüde görev alıyorlar? Bütün bunların toplamı o belediyenin toplumculuğunu da ortaya koyan ölçütlerdir.

Belediye başkanları ile ilgili yazdığım makalelerde en çok toplumcu belediyeciliğe vurgu yaparken belediye başkanının denetlenebilir olabilmesi için meclislerin işlevi üzerine durmamın sebebi tamamiyle bu mekanizmanın işleyiş demokratizasyonudur.

Toplumcu belediyeciliğin vazgeçilmezlerinden biri de kültür, sanat ve festival faaliyetleridir. Kent kültürünün korunup geliştirilmesi, bireyselliğe karşı dayanışma kültürünün oluşması ve geliştirilmesi bulunduğumuz coğrafyanın gerek ulusal gerekse uluslararası kültürel değerlerinin, eserlerinin halkla buluşmasının öncülüğünü yapmak da toplumcu belediyeciliğin ilkelerinden biridir.

İçinde yaşadığınız şehir ve şehrin belediyesi ne kadar toplumcu?

Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda belediyenizin tavrı nedir? 

Belediye ve iştiraklerinde istihdam edilen emekçiler arasında bu ne kadar gözetiliyor?

Gerek sosyal gerekse kültürel politikalarının ne kadar içindeler?

Kamu arazilerinin mülkiyet haklarının, kamunun yararına korunması hususunda belediyeleriniz nasıl bir tavır alıyorlar?

Kamu arazilerini müteahhitler için yatırım alanı olarak gören belediye başkanlarına karşın kent hakkı meclisleri, mahalle meclisleri nasıl örgütleniyor, ne tür bir denetim mekanizmaları oluşturuyorlar?

Kent sakinlerini kendi mahallelerinde işgalci, müşteri gören belediye başkanlarına karşın yeşili, doğayı, mahalle kültürünü, kentli olma bilinci korumada siyasi partiler, o siyasi partilerin ilçe örgütlerinin tavrı nedir?

Günümüzün en büyük sorunu, özellikle belediyeler tarafından rantsal dönüşüme dönüştürülen kentsel dönüşüm projeleridir. İçinde yaşadığınız ilçenin belediye başkanları bu konuda ne tür tavır alıyorlar?

Belediye ihaleleri nasıl yapılıyor?

Personel ücretleri neye göre ayarlanıyor?

Son olarak doğal afet ve yangınlara karşı belediyelerin aldıkları önlemler nedir?

Yukarıda sıraladığım soruların yanıtları o ilçedeki belediye başkanının ve meclisinin belediye yönetim karakterini de belirliyor.

Ya yağmacısın ya da toplumcu

Not: Ağırlıklı olarak Yerel siyasete yönelik makaleler yazdığımdan ötürü Şişli yerelinin önemli gazetelerinden olan Şişli Gazete ve medya grubunda Şişli’nin sorunlarına dair yazılarıma devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar