
KAPADOKYA'NIN ALTI, YERALTI ŞEHİRLERİ İLE KAPLI
Peribacaları ile birlikte masalsı görüntüsü ve eşsiz doğasıyla dünyanın en büyüleyici atmosferlerinden birine sahip Kapadokya, yer üstünde olduğu kadar yeraltında da çok sayıda kültürel zenginlik barındırıyor
Bölgede, MS 5. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen 200 yeraltı şehri bulunuyor. Kapadokya bölgesinde; Erciyes, Hasan Dağı ve Göllü Dağı'nın günümüzden 20 milyon yıl öncesinde püskürttüğü lav birikintilerinin suların çekilmesiyle oluşturduğu dev tüf katmanlarının içlerinin oyulmasıyla yapılan yeraltı şehirleri, yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. MS 5. yüzyıldan itibaren Kapadokya bölgesine kadar ulaşan ilk Hıristiyanların çok tanrılı dine mensup insanların saldırılarından korunmak amacıyla oluşturdukları bilinen yeraltı şehirleri, ilk dönemlerde sığınma, daha sonraki dönemlerde ise yaşam merkezleri olarak kullanılmış.
Yeraltı şehirlerinde, günümüzün sosyal yaşamını aratmayan tarzda yapılanmaları görmek mümkün. İha'nın haberine göre, yerin 40-70 metre altlarına kadar dengeli ve mimari ölçümlere uygun tarzda oyularak yapılmış olan ve mimarlık harikası olarak nitelendirilen yeraltı şehirlerinde, hava bacaları ve su depolarının yanı sıra dıştan gelebilecek saldırıları önleme amacıyla kalın sürgü taşları, erzak depoları, yatak odaları, şarap mahzenleri, hayvan barınakları, kilise, okul, şarap üretim alanları bulunuyor.
YERALTI ŞEHİRLERİ UZAYLILARDAN MI KALDI?
Bölgedeki çok sayıda yeraltı şehri hakkında Türk ve yabancı bilim adamlarının araştırması bulunuyor. Bu araştırmaların bazılarında bu şehirler hakkında ilginç teoriler ortaya atılıyor. Son olarak İsviçreli ünlü bilim kurgu yazarı Erich Von Daniken, "Yüce Tanrı'nın İzinde" adlı kitabında, Kapadokya'da bulunan yeraltı şehirleri hakkındaki görüşlerine yer verdi. Bölgede gezdiği yeraltı şehirlerinin Kapadokya'nın en heyecan uyandıran yanı olarak belirten yazar, bu şehirler hakkında, "Buralar, ilk Hıristiyanların saklandıkları yerdir. Ne var ki, burayı yapanlar Hıristiyanlar değildi, onlar burayı hazır buldular. Kimi yerde kentler 13 kattır, alt katlarda Hitit çağından kalma öteberi bulunmuştur. Bir düşman ordusunun geldiğini varsayalım. Bu ordu eğer yerde olsaydı yani karadan gelseydi, yeraltı kentlerinde yaşayanların izlerini, bacalardan gelen yemek kokularını fark edebilirdi. Bu nedenle diyorum ki, yeraltına gizlenen bu insanlar yalnızca dünyalı düşmanlardan değil, uçan düşmanlardan korkuyorlardı. Bu bir teori ama savunabilirim" görüşüne yer verdi.
BÖLGEDE 200 YERALTI ŞEHRİ OLDUĞU BİLİNİYOR
Nevşehir Müze Müdürü Halis Yenipınar; Nevşehir, Aksaray, Niğde ve Kırşehir illerini içerisine alan Kapadokya bölgesinde yapılan araştırmalar sonucunda 200 adet yeraltı şehrinin varlığının tespit edildiğini söyledi. Bu yeraltı şehirlerinden bugün ancak Nevşehir'de 5, Kırşehir'de 2 ve Aksaray ilinde 2 olmak üzere toplam 9'unun turistlerin ziyaretine açıldığını kaydeden Yenipınar, yeraltı şehirlerine yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgi gösterdiklerini söyledi. Yenipınar, "Geçmişte yoğun olarak Bizanslıların kullandıkları yeraltı şehirleri adeta bir mimarlık harikası. Sığınma ve daha sonra yaşama amacıyla kullanılan yeraltı şehirlerinde, o gün insanların ihtiyaçlarını karşılayacak birçok birimi bulmak mümkün. Öyle ki bazılarının içlerinde kiliseler ve zindan bile var" dedi.
Türkiye'nin en önemli kültür turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya'da turizme açık olan yeraltı şehirlerine yerli ve yabancı turistler büyük ilgi gösteriyor. 2007 yılında 890 bin 899'u yerli, 983 bin 829'u da yabancı olmak üzere 1 milyon 874 bin 728 turistin ziyaret ettiği Kapadokya'da; Derinkuyu, Kaymaklı, Tatlarin, Özkonak ve Mazı yeraltı şehirlerini yaklaşık 1 milyon yerli ve yabancı turist gezdi. Yeraltı şehirlerine en çok ilgi gösterenler ise, yerli turistlerin yanında Avrupalı ve Uzak Doğulu turistler oldu. Turistlerin en çok ziyaret ettikleri yeraltı şehirleri ise Derinkuyu ve Kaymaklı.
DERİNKUYU VE KAYMAKLI YERALTI ŞEHİRLERİ
Derinkuyu yeraltı şehrinin derinliği yaklaşık 85 metre. Yaklaşık 100 bin kişilik bir topluluğun barınma, yeme, içme, ibadet, savunma ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde inşa edilen ve içinde su kuyusu ve ahırlar bulunan yeraltı şehrinin 18-20 kat olduğu biliniyor Bu katlardan günümüzde sadece 8'i temizlenerek ziyarete açılabildi. Bu yeraltı şehrinin 2. katında misyonerler okulu bulunuyor. Geniş bir alan olan okulun tavanı, yeraltı şehirlerinde pek rastlanmayan beşik tonoz ile örtülü. Salonun solundaki mekanlar, çalışma odaları. Yeraltı şehrinin 3. ve 4. katlarından sonra merdivenle doğrudan doğruya derinlemesine iniliyor ve 7. katta bulunan haç planlı kiliseye ulaşılıyor. Oldukça geniş olan bu mekan sütunlarla desteklenmiş olup buradan uzanan dar, kavisli tünel bir mezarla son buluyor.
1964 yılında ziyarete açılan Kaymaklı yeraltı şehri ise Nevşehir'in Kaymaklı beldesindeki "Kaymaklı Kalesi" de denilen yerin altında bulunuyor. Kaymaklı yeraltı şehri Derinkuyu yeraltı şehrinden gerek plan gerekse kuruluş yönünden farklıdır. Pasajları dar, alçak ve eğimlidir. 8 katlı şehrin ilk katı Hititler tarafından yapılmış, diğer katları ise Arap-Pers saldırıları sırasında Romalılar ve Bizanslılar tarafından genişletilmiş. 2 kilometreden fazla bir alana yayılan bu yeraltı şehrinin, 4 katı temizlenmiş ve aydınlatılmış durumda. Derinkuyu yeraltı şehrinde olduğu gibi, oyulan tüflerden saldırı anında kapıları içeriden kapatabilecek sürgü taşları imal edilmiş. Mekanlar daha çok havalandırma bacalarının etrafında bulunuyor.
H2
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.