Cumhuriyet ve CHP

CHP’li olmak CHP’de kalmak her şeyden önce Atatürk’ün mirasına, eserine sahip çıkmaktır. Yazılı ve sözlü sınavlarda öğrencilerime şu soruyu sormuşumdur.

Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı iki büyük eser hangileridir? Şimdi de sizlere soruyorum. Onun mirasına sahip çıkabiliyor muyuz? Yani Cumhuriyet ilelebet payidar kalabilecek mi? CHP’yi iktidar yapabilecek miyiz?

Ben her 29 Ekim ve 10 Kasım’da affetme bizi Atam diyerek öz eleştiri veririm,  Atam’dan özür dilerim. Çünkü son 19 yıldır Anayasa’da belirtilen Cumhuriyet’in temel nitelikleri, bana göre fiilen ortadan kalkmıştır.

Son Anaya oylaması sonrası yapılan Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını anlamsız buluyorum. Fiilen olmayan bir şey kutlanamaz ancak kurtarılır.

Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti niteliklerini kazandığımızda yapılan kutlamalar benim için anlamlı olacaktır.

Nazım’ın dediği gibi “Ve elbette ki sevgilim, elbet dolaşacaktır, elini kolunu sallaya sallaya, dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle, işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet..”

Bana göre her 29 Ekim’de neleri kaybettiğimizi, bunları kaybetmenin ağır sonuçlarını halka anlatmalıyız. Bugün çekilen dertlerin asıl kaynağının Cumhuriyet yönetiminden uzaklaşmanın ağır sonuçlarını olduğunu ısrarla belirtmeliyiz.

Gelelim Cumhuriyet Halk Partisi’ne, CHP’yi iktidar yapabilecek mi? Son yerel seçimler hariç girdiğimiz dokuz seçimi kaybetmedik mi? Cumhur ittifakının tüm başarısızlığına rağmen CHP oyları neden düşer? CHP’de istifa ve ayrılmalar neden olur? Bunların irdelenmesi gerektiğini ve bu sorulara cevap verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bana göre en büyük neden CHP’nin hızla altı oktan uzaklaşması, tüzüğünde yazmasına rağmen sol parti çizgisinden sapması ve sağa yaklaşmasıdır. AKP’nin yapay gündemi peşinden koşmasıdır.  Bunu genel başkana yazılı olarak ta ilettim. Bir delinin kuyuya attığı taşı çıkartmaya çalışmayın dedim. Bunların nasıl ve neler olduğunu ileriki yazılarımda somut örneklerle açıklayacağım. Bugün partiden ayrılanlara değinmek istiyorum.

Partideki istifaları ve ayrılmaları doğru bulmuyorum. Partinin özgürleşmesi, demokratikleşmesi parti içinde kalarak, parti içinde mücadele ederek gerçekleşebilir. Mücadele zordur, işin kolayını bırakıp gitmektir.

Meral Akşener’in MHP’den ayrılmasını doğru buluyorum. Çünkü kurultayı toplamış, çoğunluğu elde etmişti. Bütün bunlara rağmen kurultay iradesi yok sayıldı. Akşener’in başına gelen İnce’nin ve Sargül’ün başına gelmedi.

Hadi ayrıldınız, gençlik kollarından geldiğinizi unutarak CHP’ye tabela partisi denmesi, CHP’yi son Osmanlı Hükümeti ile bir tutması tam anlamı ile tarih bilmezliktir. Bütün bunlara rağmen partiden ayrılanlara hain demem, kalanlara da kahraman demem.  Ayrılanlara en fazla vefasız derim.

Çünkü bu parti onlara her türlü fırsatı verdi. Ne zaman ki partiden ayrılanlar cumhur ittifakına geçerler o zaman benim gözümde hain olurlar. Millet ittifakında kaldıkları sürece millet ittifakında yer alan diğer partilere nasıl bakıyorsam onlara da öyle bakarım.

Selam olsun son kaleyi terk etmeyenlere, selam olsun partinin demokratikleşmesi ve özgürleşmesi ve özgürleşmesi için mücadele edenlere, selam olsun partinin iktidar yürüyüşüne katılanlara, selam olsun Atatürk’ün eserlerine sahip çıkanlara.           

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.