Türkiye’den kilometrelerce uzakta Tuna nehrinin kıyısındaki otel odamda gördüm Ahmet Türk’le, Devlet Bahçeli’nin el sıkışırkenki görüntülerini...

Burası Avrupa Topluluğu’na yeni giren Macaristan’ın başkenti Budapeşte...

Tuna nehri gürül gürül akıyor Peşte ve Buda şehirlerinin ortasında.

Tuna’nın gürül gürül akan hoyrat suyuna karşın sakin buralar...

Olayların, çatışmaların çok uzağında buradaki insanlar...

Tuna nehrine bakarken, Ahmet Türk’ün Devlet Bahçeli’nin elini sıkışını gördüm bilgisayarımdaki fotoğraftan...

Habertürk “Meclis’in açılışından tarihi fotoğraflar” başlığını atmış...

Bülent Arınç’ı Ahmet Türk’le el sıkışırken görüyorum o fotoğraflarda...

“Biz medeni insanlarız” demiş Ahmet Türk “Görüşlerimiz ayrı olabilir, ama beraber çalışacağız.”

Resme baktım Devlet Bahçeli de gülümseyerek ellerini sıkıyor, aynı nezaketi göstermekten gocunmuyor...

Budapeşte sakin, insanlar huzurlu...

Cumartesi öğleden sonra insanlar nehir boyu kafelere restoranlarda oturuyorlar...

Güneşli bir hava var Budapeşte’de...

Genç kızlar gördüm, üstlerini çıkarmış mayoyla güneşleniyorlar parkta...

Yaşlılar Tuna nehrinin kıyısındaki parkın masalarında kağıt oynuyorlar.

Müthiş bir sakinlik var Budapeşte’de...

CHP’li Şükrü Elekdağ, Meclis’i açarken, Tayyip Erdoğan’dan övgüyle söz etmiş...

Seçim sonrası herkesi kucaklayan konuşmasını önemli olduğunu vurgulamış...

Formula 1 yarışları var Budapeşte’de...

Restoranlar a la cart mönülerine bir de Formula 1 mönüsü eklemişler.

Mönüde Macarlar’ın ünlü Gulaş çorbası da var...

1986’dan beri tam 21 yıldır Budapeşte’de Formula 1 Grand Prix’i yapıyorlar Macarlar...

İlk zamanlar sosyalist blok içindeymişler “büyük prestij ve milyon dolarlar” kazanmışlar...

Formula yarışlarına müteşekkirler.

Şimdi Avrupa Topluluğu’ndalar zaten...

Artık tek bir Avrupa’nın içindeler.

Bundan sonra sırtları nasıl olsa yere gelmez...

Tuna nehrinin sakin ama gürül gürül akışının nedeni bu olsa gerek..

Meclis açılışına komutanlar gelmemiş...

Cumhurbaşkanı da yok...

Acaba “DTP’liler Kürtçe yemin etmeye kalkarlar da biz de orada olmuş oluruz” diye mi gelmediler, yoksa “Abdullah Gül de ısrar etmeyin..” diye mesaj vermek için mi?..

Özde ve sözde laik bir Cumhurbaşkanı...

Abdullah Gül bu güveni verebilecek mi?..

Yoksa Meclis’e gelmeyiş bundan mı?..

Tuna nehrinin arkasındaki alışveriş merkezinin üstündeki kiliseyi gördüm...

İçeri bir göz attım...

Bir Cumartesi öğleden sonrası birkaç orta yaşlı kadın dua ediyorlardı.

İki üç ziyaretçi vardı...

Herkes kendi hayatını yaşıyor...

Dua edenler kilisede, alışveriş yapanlar dükkanlarda, gençler sevgilileriyle sarmaş dolaş parklarda, yaşlılar kağıt oynuyorlar banklarda...

Herkes kendi dünyasında...

Budapeşte’de belli ki laiklik sorunu yok...

Tuna huzurlu akıyor buralarda...

Micheal Schumacher Formula 1’in efsanevi pilotu...

Budapeşte Grand Prix’inin rekoru onda...

Yılda 70 milyon dolar kazanıyor...

Otomobil yarışçılarının en az kazananı yılda 4 milyon dolar yapıyor...

Diğerleri başarılarına, kariyerlerine ve yıllık derecelerine göre 4 milyon ile 70 milyon dolar arasında para kazanıyolar...

6 yaşında başlıyorlarmış bu spora.

26’sında da Türkiye’ye geliyorlar...

Nasıl bir Türkiye’ye gelecekler acaba?..

Kendi iç başarısını sağlayabilmiş bir Türkiye’ye mi?..

Uzlaşabilmiş ve kanatlanmaya başlamış bir Türkiye’ye mi?..

Yoksa, kavgaların ortasına düşmüş bir Türkiye’ye mi?..

Cumhurbaşkanı’nı seçebilmiş ve her yanı rahatlamış bir ülkeye mi?..

Yoksa bilinmeyene savrulmakta olan bir Türkiye’ye mi?..

Tuna nehri gürül gürül akıyor...

Ama bir sakinlik var Tuna nehrinde...

Sanki her şeyini çözmüş bir bilge gibi akıyor Tuna nehri...

Budapeşte sakin ve huzurlu.

İnsanlar mutlu...

Farkındayım...

Şu anda Avupa’nın ortasındayım...


Vatan / Reha Muhtar