Mustafa Sarıgül’ün ÇIKMAZ SOKAĞI!

Mustafa Sarıgül artık hangi kapıya yönelse bir duvar çıkıyor. Ben bunun böyle olacağını defalarca hem yazılarımda hem de en başarılı olduğu söylendiği dönemlerde ifade etmiştim. O zamanlar birçok kimse bunu anlayamadı. Çünkü onlara göre her şey iyi gidiyordu.
O günün şartlarında yapay göstergelerle ve iyi bir pazarlama yöntemiyle öyle gösteriliyordu. Bir de iyi bir algı yönetimi ile gerçekler değil, gösterilenlerle insanları istedikleri gibi etkileyebiliyorlardı. Ama gerçekler ve uygulamalara bakıldığında konuştuklarının hiçbirini yapmadığını görüyordum.

Ben 20 yıldır Şişli Gazetesi’ni çıkartan bir gazeteci ve 20 yıldır Şişlili bir seçmen olarak Mustafa Sarıgül’ün Şişli için yaptıklarına realist bir gözle bakınca her şeyi daha net görebiliyordum.

Biri çıkıp bana Şişli’yi kurtaracak bir tane icraatını gösterebilir mi? Şişli’nin yaşam standartlarının iyileştiğini, Şişli’nin yaşanabilir bir hale geldiğini söyleyebilir mi? Öyle olsa ilk önce kendisi Şişli’de otururdu. Şişli’yi yönetenlere bir bakın hiç biri Şişli’de oturmuyor. Neden? Standartlarına uymuyor. Ama formalite bir ikametgâh ile Şişli’de otururmuş gibi  göstermelik adreslere inanmayın. Ama o binadakilere, mahalleliye ve esnafa sorun kimse “Burada oturuyor” diyemez. 

Bir de geçmişe biraz yolculuk eder ve bugüne gelirsek yarınları daha iyi görürüz.

Sarıgül; Deniz Baykal’a ‘Yaşlandın gençlerin önünü aç’ diyordu. Ama kendisi o zamanlar gençlerin önünü açmak adına bir adım dahi atmıyordu. Üstelik etrafında bir tane bile genç yoktu. Ayrıca bugün Sarıgül Baykal’ın o günkü yaşına geldi.   
Yine Deniz Baykal’a ‘Ben bildim bileli CHP’yi aynı insanlar yönetiyor’ demişti. Bugüne ise bildim bileli Mustafa Sarıgül Şişli’nin başında ve hala Şişli’yi yönetmek için çırpınıyor.

Yine Baykal’a ‘Ben bildim bileli CHP iktidar olamadı. Ben lider olsam partimi iktidar yapamadığım an derhal istifa ederim’ diyordu. Bugüne bakıldığında TDH’yi kurarak bu ülkenin gidişini düzelteceğini iddia ettiği partiyi yıllardır kuramadı. Hala parti parti gezerek gününü kurtarmanın peşinde.

Sarıgül hemen her konuşmasında dilinden düşürmediği bir sözü var: ‘Ben gücümü koltuktan değil halktan alıyorum. Benim hiçbir zaman koltuk sevdam olmadı.’ Oysa konuşulanla uygulamanın tam tersine olduğunu görüyoruz. 
Sarıgül yaşamı boyunca hiçbir zaman koltuksuz kalmamıştır. Tam tersine ne kadar koltuk sevdalısı olduğunu; ‘Hiçbir şey olamazsam gider Galatasaray’a başkan olurum’ gibi ifadelerini kullanmasında da anlayabiliyordum.
Düne kadar CHP’ye üye olabilmek için kapı kapı, mahkeme mahkeme dolaşan Sarıgül için bugün CHP’nin kapıları sonuna kadar açık, ama gitmiyor. Üstelik kendisinin yarattığı algılarla insanlara kendisini bir kurtarıcı, bir umut kaynağı olarak gösteriyor. Bir rakip siyasi parti ziyaretinde verdiği kartvizit için ‘O kartvizite iyi bakın, 2014 yılından sonra orada CHP Genel Başkanı yazacak’ diyebilecek kadar da fütursuz.  
Şimdilerde de diline pelesenk ettiği şeye bakın, bir de uygulamasına bakın yeterli olacaktır. ‘Halk beni nerde görmek istiyorsa ben orada olurum’ diyor.
Herkes de biliyor ki; halk Sarıgül’ü CHP’den İstanbul Büyükşehir adayı görmek istiyor. Bunu anlamak için müneccim olmaya gerek yok herhalde. Peki; neden üye olmuyor bir düşünün.
Sarıgül’ün mantığının Alev Alatlı’nın, ‘Beni nasıl görmek istiyorsanız ben oyum’ sözü çok iyi açıklıyor,
Bunları neden sürekli dile getiriyorum. Çünkü ben nasılsam öyle insanlar tarafından yönetilmem gerektiğini düşünüyorum. Ama ben kendimi kandırılmış hissediyorum. Ve bunu  hak etmediğimi düşünüyorum.
Ben kendimi biliyorum. Bir gazeteci olarak da okurlarımın bunu hak etmediğini düşünüyorum. Mesleğim gereği de okurlarımı bilgilendirmek benim görevimdir.  
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.