MB: Harcama yüksekken faiz indirmem

MB: Harcama yüksekken faiz indirmem

Merkez Bankası, enflasyon beklentilerinin henüz hedeflerle uyumlu olmaması ve kamu kesimi harcamaları nedeniyle faizi indirmediğini bildirdi. Merkez Bankası, "para politikasında sıkı duruşun devam etmesi gerektiği" açıklamasında bulundu.

Merkez Bankası, 14 Mayıs'ta yapılan ve faizlerin sabit tutulduğu Para Politikası Kurulu toplantısına ait özetleri açıkladı. Kurul'un, enflasyonda yılın ikinci çeyreğinden itibaren beklenen düşüşün ilk işaretlerinin nisan ayında alındığı ve önümüzdeki dönemde bu düşüşün daha da belirginleşebileceği değerlendirmesinde bulundu.

Özel kesim tüketim talebindeki yavaşlamanın devam ettiği belirtilen açıklamada, "Tüketici kredileri yılın ilk çeyreğindeki seyrini korumaktadır. Taşıt kredilerindeki reel daralma sürerken konut kredilerinin sınırlı oranda artmaya devam ettiği görülmektedir. İhtiyaç kredileri ise göreli olarak daha yüksek bir hızla artmakla beraber belirgin bir ivmelenme göstermemektedir. Kredi faizlerinin yakın dönemde sınırlı oranda düşmesine karşın bir önceki yıla göre yüksek seviyelerde seyretmesi, kredi genişlemesini sınırlamaya devam etmektedir" denildi.

OTOMOBİLDE GERİLEME GÖSTERGE

Öncü göstergelerin iç talepteki yavaşlamanın sürdüğüne işaret ettiği vurgulanan açıklamada, mevsimsel etkilerden arındırıldığında otomotiv ve beyaz eşya satışlarının 2007 yılının ilk çeyreğinde azalış gösterdiği ifade edildi. Nisan ayında yurt içi otomobil satışlarında görülen gerilemenin, özel kesim talebinde gözlenen yavaşlamanın yılın ikinci çeyreğinde de devam edebileceği sinyalini verdiği kaydedilen açıklamada, "Kurul, finansman koşullarındaki sıkılaşmanın yanı sıra artan belirsizlik algılamalarının da dayanıklı tüketim malı talebinin ertelenmesine neden olduğunu değerlendirmektedir" denildi.

Dış talebin gücünü koruduğu bildirilen açıklamada, ihracatın güçlü performansına devam etmesiyle, net ihracatın büyümeye önemli oranda katkıda bulunarak iç talepteki yavaşlamanın büyüme üzerindeki etkisini önemli oranda telafi ettiği anlatıldı. İhracat miktar endeksinin yıllık artış oranının 2007 yılı ilk çeyreği itibarıyla ithalat miktar endeksinin artış oranının oldukça üzerinde gerçekleştiğine işaret edilen açıklamada, öncü verilerin ihracattaki güçlü performansın nisan ve mayıs ayında da devam ettiğini gösterdiği belirtildi.

SANAYİ ÜRETİMİ DALGALANABİLİR

Dış talebin güçlü seyrinin sanayi üretimini desteklediğini vurgulanan açıklamada, mevsimsellikten arındırılmış veriler sanayi üretiminde yılın ilk çeyreği itibarıyla belirgin bir yavaşlama olduğu ifade edildi. Sanayi üretimindeki istikrarlı seyre rağmen, üretimin geçen yıl dalgalı bir seyir izlemiş olması nedeniyle yıllık artışta dalgalanmalar görülebileceği bildirilirken, "Nitekim, sanayi üretim endeksi 2007 yılının ilk üç aylık döneminde, 2006 yılının aynı dönemindeki düşük büyümenin oluşturduğu baz etkisiyle yüzde 7.8 gibi yüksek bir oranda artmıştır. Önümüzdeki aylarda ise 2006 yılının ikinci çeyreğinde üretimin güçlü seyretmiş olmasının getirdiği baz etkisiyle sanayi üretiminin yıllık artışının düşük seviyelerde seyretmesi beklenmektedir" denildi.

Yılın ilk çeyreğinde sermaye malları ithalatı artarken hafif ticari araç satışlarındaki gerilemenin makine-teçhizat yatırımlarını sınırlandırdığı belirtilen açıklamada, nisan ayı verileri ticari araç satışlarındaki yavaşlamanın devam ettiği kaydedildi. Metalik olmayan mineral maddeler sektörü üretim ve ithalat verilerinin ise inşaat yatırımlarında olumsuz yönde bir değişime işaret ettiği ifade edildi.

Toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecine verdiği desteğin sürdüğünün atı çizilen açıklamada, dayanıklı tüketim malları ve makine teçhizat yatırımı talebindeki yavaşlama devam ederken güçlü seyreden dış talebin genel iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın ılımlı olmasını sağladığı belirtildi.

Hizmetler sektöründeki istihdam artışının son üç çeyrekte göreli bir yavaşlama eğilimi gösterdiği, bu eğilimin iktisadi faaliyetteki ölçülü yavaşlamayla uyumlu bir görünüm arz ettiği anlatılan açıklamada, sanayi üretimi gücünü korurken bu sektördeki istihdam artışında yavaşlama görülmesinin verimlilik artışlarının sürdüğüne işaret ettiği bildirildi.

PETROL VE EMTİA ENFLASYONU YÜKSELTİYOR

Son dönemde ham petrol ve emtia fiyatlarındaki yükselişlerin, ithal girdi maliyetleri kanalıyla enflasyon üzerinde baskı oluşturduğu ve enflasyondaki düşüş sürecini yavaşlattığı kaydedilen açıklamada, "Söz konusu fiyat hareketleri enflasyon görünümü açısından yakından takip edilmektedir" denildi.

Nisan ayında enflasyonun piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşmesiyle yıl sonu enflasyon tahminlerinin bir miktar yükseldiği vurgulanan açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:

ORTA VADELİ BEKLEYİŞ BOZULMADI

"Ancak, orta vadeli bekleyişlerde bir bozulma olmaması olumlu olarak değerlendirilmektedir. Gelecek 12 ay sonrasına ilişkin bekleyişlerde yıl başından bu yana sınırlı bir iyileşme gözlenirken, gelecek 24 ay sonrasına ilişkin bekleyişlerin genel olarak yüzde 5.5 oranındaki seviyesini koruduğu gözlenmektedir. Önümüzdeki dönemde enflasyondaki düşüşün hızlanmasıyla birlikte orta vadeli bekleyişlerin de aşağı yönlü bir hareket göstermesi beklenmektedir."

Yabancı finansal kuruluşların net YTL tahvil ihraçlarının devam etmesi ve özelleştirme gelirlerinin güçlü seyretmesinin finansal sistemdeki krediye dönüştürülebilir fon arzını genişlettiği anlatılan açıklamada, "Bu gelişmeler kredi faizleri üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturmaktadır. Ancak, para politikasının mevcut sıkı duruşunu koruması ve süregelen belirsizlik algılamaları kredi talebini sınırlamaya devam etmektedir. Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde tüketici kredilerinde yeni bir ivmelenme beklenmemektedir" denildi.

Diğer parasal göstergelerin de kredilere benzer bir görünüm arz ettiği vurgulanan açıklamada, özellikle, 2006 yılının ikinci yarısından itibaren emisyon hacminin yıllık artış hızının kademeli olarak yavaşladığına dikkat çekildi. Buna karşın portföy tercihlerindeki değişiklikler ve finansal sistemin derinleşmesi gibi unsurların parasal göstergelerin içerdiği bilgilerin dikkatle değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

DÜŞÜŞE KARŞI RİSKLER VAR

2006 Haziran ayından itibaren gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın iç talebi beklendiği şekilde etkilediği vurgulanan açıklamada, özel tüketim ve yatırım talebindeki yavaşlamanın devam ettiği ifade edildi. Açıklamada, "Bu çerçevede, enflasyonda başlamış olan düşüş eğiliminin önümüzdeki dönemde güçlenmesi beklenmektedir. Buna karşın, enflasyonun hedefe yaklaşma hızını etkileyebilecek bazı riskler mevcuttur" denildi.

Enflasyonun aşağı inme konusunda beklenenden daha güçlü bir direnç gösterme olasılığının orta vadedeki enflasyon görünümüne ilişkin önemli bir risk unsuru oluşturduğunun altı çizilen açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:

HEDEFLERLE UYUMLU DEĞİL

"Orta vadeli enflasyon bekleyişleri henüz hedeflerle uyumlu düzeye gelmemiştir. Her ne kadar önümüzdeki dönemde enflasyondaki düşüş sürecinin belirginleşmesiyle birlikte enflasyon bekleyişlerinde de iyileşme görüleceği düşünülse de, bekleyişlerdeki katılığın devam etme olasılığı ücret ve fiyatlama davranışları kanalıyla enflasyon görünümüne ilişkin önemli bir risk oluşturmaya devam etmektedir.

Para politikasının gecikmeli etkilerine ilişkin belirsizlikler enflasyon görünümüne dair önemli bir risk unsurudur. 2006 yılının ikinci yarısından itibaren iktisadi faaliyette gözlenen yavaşlama para politikasındaki sıkılaştırmanın etkili olduğuna işaret etmektedir. Ancak, bu etkinin enflasyona hangi ölçüde yansıyacağı konusundaki belirsizlik devam etmektedir.

Son dönemde özellikle dayanıklı tüketim ve hizmet fiyatlarının artış hızında bir yavaşlama görülse de bu gelişmeler orta vadeli hedeflere ulaşma konusunda henüz yeterli görülmemektedir. Bunun yanında, faiz dışı bütçe harcamalarında gözlenen artışların devam etme olasılığı da para politikasının gecikmeli etkileri konusundaki belirsizliği artıran bir diğer unsur olarak değerlendirilmektedir."

DIŞ ŞOKLARA KARŞI TEPKİ VERİLECEK

Son dönemde uluslararası likidite koşulları ve risk iştahının gelişmekte olan ülkeler lehine seyrettiği belirtilen açıklamada, buna karşın küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin devam etmesi ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların sürmesinin enflasyon görünümüne dair risk oluşturduğu vurgulanarak, "Merkez Bankası, söz konusu yönden gelebilecek şokların orta vadeli enflasyon görünümünü tehdit etmesi durumunda şokun kaynağına bağlı olarak gerekli politika tepkisini verecektir" denildi.

Merkez Bankası'nın, enflasyondaki geçici dalgalanmalara tepki vermediği kaydedilen açıklamada, şöyle denildi:

"Para politikası kararları, tek bir aya ilişkin enflasyon rakamlarıyla değil, enflasyonu orta vadede etkileyen bütün unsurların bir arada değerlendirilmesiyle alınmaktadır. Bir diğer ifadeyle, Merkez Bankası açısından önemli olan enflasyondaki geçici dalgalanmalardan ziyade uygulanan politikaların orta vadeli hedeflerle uyumudur. Bu çerçevede Kurul, enflasyonda önümüzdeki aylarda belirginleşmesi beklenen düşüşe rağmen, enflasyon beklentilerinin henüz hedeflerle uyumlu olmaması ve geçmişe dönük fiyatlama davranışının sürmesi, petrol fiyatlarının ulaştığı yüksek seviyeler, belirsizlik algılamalarının devam etmesi ve hizmet fiyat enflasyonuna ilişkin riskleri göz önüne alarak, orta vadeli bir yaklaşımla politika faizlerinin sabit tutulmasına karar vermiştir."

HÜKÜMETİN HARCAMALARI FAİZ DÜŞÜŞÜNE ENGEL

Açıklamada, hükümetin harcama politikalarına işaret edilerek, "Bunun yanında yapısal reform sürecindeki gelişmelerin, gelirler politikasındaki ayarlamaların ve kamu kesimi faiz dışı harcamalarının enflasyon ve enflasyon beklentileri üzerindeki olası yansımaları da dikkatle değerlendirilmektedir. Kurul, orta vadede enflasyon hedefine ulaşılması için para politikasında sıkı duruşun devam etmesinin gerektiği değerlendirmesini yapmıştır" denildi.

Fiyat istikrarının sağlanması açısından para politikasının yanında maliye politikaları ve yapısal reformların da büyük önem taşıdığı belirtilen açıklamada, mali disiplinin kalitesini artıracak olan yapısal reformlar konusundaki gelişmelerin, gerek makroekonomik istikrar gerekse fiyat istikrarı açısından yakından izlendiği ifade edildi. Avrupa Birliği’ne uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ile ekonomik programa ilişkin yapısal reformların planlandığı gibi kesintiye uğramaksızın hayata geçirilmesinin önemi vurgulanırken, "Son yıllarda söz konusu alanlarda atılan kararlı adımların önümüzdeki dönemde de aynı kararlılıkla sürdürülmesi uluslararası konjonktürdeki değişimlerin en az dalgalanmayla atlatılmasına katkıda bulunacaktır" denildi.


ANKA

 
 
 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.