'Ermeni de diyorlar Rum da'

'Ermeni de diyorlar Rum da'

Başbakan Erfoğan kendisi ve ailesi hakkında atılan iftiralara çok sert cevap verdi....

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bir çok iftiralar atacaklar, kitaplar yazacaklar. Gazete köşelerinden saldıracaklar, vuracaklar. Benimle ilgili kitaplar yazılıyor. Yahudi deniyor, Rum deniyor. Bunu hangi edebe, hangi adaba, hani kaleme sığdırabilirsiniz?'' dedi

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin (TÜSİAD) düzenlediği toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, ideal devleti sadece demokratik veya sadece laik devlet olarak görmediklerini, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak gördüklerin vurguladı.

Bu dört unsurun tamamı bir arada olduğunda ideal devletin yakalanacağını ifade eden Erdoğan, ''Hem demokratik, hem laik olacak, hem sosyal hem hukuk devleti olacak. Kanun devleti değil hukuk devletinden bahsediyorum'' diye konuştu. Demokrasinin arkasında eğilmeden, bükülmeden dimdik durulması gerektiğini dile getiren Erdoğan, şunları kayedtti: ''Hep yargının bağımsızlığını konuşuyoruz. Yargı bağımsız... Ben de bugün yeni bir ifade oraya koyuyorum. Yargının tarafsızlığını istiyorum. Bunu başarmak durumundayız. Bundan gücenenler olabilir. Ben zaten şamarını yemişim bilirim. Tadını da bilirim. Fakat bu ülkede bu tarafsızlığı savunanların sayısı arttıkça bu da yerine oturacak.''

Konuşmasında dokunulmazlıkların kaldırılması konusuna da değinen Erdoğan, parti programına herkes için dokunulamazlığın kaldırılmasının sağlanmasını koyduklarını hatırlatarak, ''Herkes için dokunulmazlığın kaldırılmasını sağlayalım. istisnasız herkes... Tüm kamu kurumlarında çalışanlar da dahil olmak üzere yargısına varıncaya kadar hepsinin dokunulmazlığı kaldırılacak. Biz buna varız'' şeklinde konuştu. Erdoğan, eşitliğin bu şekilde sağlanabileceğini vurguladı.

''SINIRLARI ZORLAYAN TİPLER BİZE ÇAMUR ATAMAZ''

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde dokunulmazlığının bulunmadığını ve kendisiyle ilgili dosyaların hepsinin o dönemden olduğunu belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Ne zaman ki partimi kurdum o zaman 51 tane daha dosya açıldı. Bunlar hep Türkiyede oldu. Niye? Yaklaşımlar ideolojik, ama halkım gerçek manada kimi nasıl sahipleneceğini iyi biliyor. Geldik, bir çok iftiralar atacaklar, kitaplar yazacaklar. Gazete köşelerinden saldıracaklar, vuracaklar, eşime, çocuklarıma... Benimle ilgili kitaplar yazılıyor, Yahudi deniyor Rum deniyor. Kimisi Musa'nın çocuğu diyor. Arkadaşım Abdullah Bey için Musa'nın gülü deniyor. Bütün bunları yapıyorlar. Neden? Bunu hangi edebe, hangi adaba, hangi kaleme sığdırabilirsiniz? Ben bu ülkenin evladıyım, bu ülkenin çocuğuyum ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının verdiği 14 milyon oyla biz bu ülkede iktidarız. Beni kimse kalkıp da olduğumdan farklı bir şekilde gösteremez. Buna hakkı yoktur. Milletvekili olma yeterliliğine sahip bir vatan evladına herhangi bir etik açıdan sınırları zorlayan, sınırları aşan tipler bizi gölgeleyemez, bize çamur atamaz. Kimse güneşi balçıkla sıvamaya kalkmasın. Bunlar tutmaz. Halkım bunlara 22 Temmuz'da en güzel cevabı verecektir. Biz sabırlıyız, bugüne kadar sabırla geldik yine sabırla hizmet kervanımızı yolunda götüreceğiz.''

''TÜRKİYE'Yİ ZAAFA UĞRATACAK YANLIŞLARDAN SAKINALIM''

Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin içinde bulunduğu dönemde konuşması gereken şeyin siyasi ve ekonomik istikrar olduğunu vurgulayarak, toplantıya katılanlara hitaben, ''5 yıl önce Türkiye nasıl bir Türkiye'ydi, neredeydik? 5 yıl sonra nasıl bir Türkiye, şu anda neredeyiz? Bunu en iyi yaşayan sizlersiniz. Bütün parametreler çok açık, net ortada. Sizlerle hamaset yapmaktan çok öyle inanıyorum ki rakamlar boyutu bu işi çok daha açık ve net ortaya koyuyor'' şeklinde konuştu.

AB sürecinde kaydedilen gelişmelere de değinen Erdoğan, bu adımların Avrupalılar tarafından da hayretle izlendiğini ve Avrupa'da birçok çevreyle yaptıkları görüşmelerde kendilerin, ''Siz, siyaset yelpazesinde şurada olsanız daha isabetli olmaz mı?'' diyenlerin olduğunu aktardı. TÜSİAD'ın düzenlediği toplantının Türkiye'nin gerçek gündeminin konuşulduğu bir platform olması açısından önem taşıdığını vurgulayan Erdoğan, ''Bütün gözler Türkiye'nin üzerindedir. Türkiye'yi zaafa uğratacak her türlü yanlış eylemden, yanlış söz ve beyandan özenle sakınmak durumundayız'' dedi.

Bundan önceki seçimde kendilerine ilk 100 günde ne yapacaklarının sorulduğunu ifade eden Erdoğan, ''Ben, sizlere gelince (ilk 100 günde şunu yapacağız) demeyeceğim. Çünkü bizim ilk 100 günümüz geride kaldı. Şimdi biz başladığımız ve devam eden bu yolculuğumuzu güncelleştirmek suretiyle bunları sizlerle paylaşacağım'' diye konuştu.

''SEÇİM BEYANNAMEMİZİ AÇIKLAYACAĞIZ''

 2013 ve bunun yanı sıra Cumhuriyetin 100'üncü yılı hedeflerine yönelik düşüncelerini paylaşacağını dile getiren Erdoğan, ''Şu anda çalışmaları devam eden ve inşallah seçim startıyla beraber yapacağımız ilk toplantıda, biz 2013 yılına kadar olan seçim beyannamemizi orada açıklayacağız. Şu anda geniş bir ekip bunun üzerinde çalışmalarını sürdürüyor, Cumhuriyetin 100'üncü yılına yönelik nasıl adımlar atacağız'' görüşünü dile getirdi.

AKP'nin iktidarı döneminde girişimcilere destek veren bir politika izlediğini kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Biz modern dünyaya bu kadar entegre olmuş, küreselleşen dünyada gücüyle ve vizyonuyla orantılı olarak pozisyon almış, gücünü bu kadar hissetmiş bir ülkeyi bu saatten sonra kimsenin içe kapatmasına müsaade etmedik'' dedi. Recep Tayyip Erdoğan, bu nedenle küresel sermayeyi Türkiye'ye çekmek için ülke ülke dolaştıklarını, kendi iktidarlarından önceki 10 yılda yıllık ortalama 1 milyar dolar olan küresel sermaye girişini geçen sene 20 milyara çıkardıklarını ve bu senenin ilk 4 ayında 14 milyar dolara ulaşıldığını anlattı.

AB üyeliği konusunda son 4,5 yılda önemli mesafeler kaydedildiğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, ''AB ülkelerindeki yeni siyasi değişimleri yeni kadroları dikkatle izleyerek, önümüzdeki dönemde yeni bir hamleye hazırlanıyoruz'' diyerek, yeni süreçte çok daha güçlü ve kararlı diplomatik ataklar gerçekleştireceklerini ifade etti.

Türkiye'deki ekonomik aktörlerin de her alanda istikrarı savunarak Türkiye'nin geleceğini iyileştirme konusundaki düşüncelerini ifade etmekten kaçınmayacağını inancında olduğunu belirten Erdoğan, beklentilerin iyimser tutulması, hedeflerin tutturulabilir olması, istikrar ve güven ortamının kökleşmiş olması sayesinde ekonomide ciddi ilerlemeler kaydedilebileceğini söyledi. Başbakan Erdoğan, son 4 yılda dünyadaki ekonomik büyüme oranının yüzde 3 Türkiye'de ise yüzde 7,3 olduğuna işaret ederek, ''Hani Türkiye'deki işler dünyadaki konjonktürden dolayı iyi gidiyor diyenler var ya, onların Türkiye'nin bu ortalamanın çok çok üzerindeki başarılarını görmelerini temenni ediyorum'' görüşünü aktardı.

AB'ye üyelik konusunda önümüzdeki 7 yılda izlenecek yol haritasının şekillendirdiklerini dile getiren Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın süreci yakından izleyerek, atılması gereken adımları zamanında attıklarını kaydetti.

''AB'YE PEŞKEŞ...''

Şu anda, ana muhalefet de dahil olmak üzere Türkiye'de AB düşmanlığı yapanların bulunduğunu, kendilerini ''adeta Türkiye'yi AB'ye peşkeş çeken bir iktidar'' olarak vasıflandıranların bulunduğunu belirten Başbakan Erdoğan, IMF konusunda da benzer eleştirilerin yapıldığını, ancak kendilerinin borç yükünü azalttığını bildirdi. AB karşıtlığı konusunda Türkiye ihracatının yüzde 75'inin bu ülkelere yapıldığını, ayrıca birçok ortak yatırım gerçekleştirildiğine değinen Erdoğan, seçimler başlayınca şu anda muhalefet edenlerin de AB taraftarı haline geleceğini söyledi.

Türkiye'nin komşu ülkelerle ilişkilerini de anlatan Erdoğan, ''Ekonomide elde edilen başarıyı Türkiye'nin demokratikleşme sürecinden soyutlayamayız. Türkiye demokrasi mücadelesinde ne kadar kazançlı çıkarsa, ekonomi mücadelesinden de o kadar kazançlı çıkacaktır'' dedi. Paradan 6 sıfır atılması konusunda ''kariyer sahibi olanların da karizma sahibi olanların da'' enflasyonda patlama yaşanacağını söylediklerini ifade eden Erdoğan, ''Enflasyon patlamadı, tam aksine çatladı ve tek haneye indi'' diye konuştu. Erdoğan, kurlar ve faizlerde ideal düzeyin tam olarak yakalamadığını, ancak bunların piyasa tarafından belirlendiğini dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, turizmdeki gelişmelere de işaret ederken, artık bu alanda bir çeşitlendirmenin benimsendiğini, sadece güneşe, kuma, denize bakan turizmcinin olmadığını ifade etti. Şu anda attıkları adımlarla turizmcilere yönelik yeni bazı desteklerin olacağını kaydeden Erdoğan, KDV ve gıda ile ilgili bu adımların geçen hafta Bakanlar Kurulu'nda görüşüldüğünü, kendi aralarında karara bağlandığının Maliye Bakanlığının da kısa bir zaman içinde bununla ilgili kararı Bakanlar Kurulu'na ileteceğini bildirdi.



HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.