DEMOKRASİ RÜZGÂRI

DEMOKRASİ RÜZGÂRI

Demokrasi; 22 Temmuz akşamı yatarken cebinize koyduğunuz paranın 23 Temmuz sabahı uyandığınızda değerinden hiçbir şey kaybetmemiş olması demektir (!) İşte işin püf noktası…

Yunanca “Demos”(Halk) ve “Kratos” (İktidar) sözcüklerinden oluşan Demokrasi halkın iktidarı anlamına gelir. Eski Yunanlılar, çağdaşları doğu despotluklarına karşı kendi yönetimlerine bu adı vermişlerdi.

Halkın, halk tarafından yönetilmesi şeklindeki coşku uyandıran ve meydan nutuklarında siyasi aktörlerin işlerine yarayan anlayışın dışında kalarak, demokrasi rejiminin temel prensiplerine göz atmakta yarar var. Çünkü bir halkın kendi kendini yönettiği hiçbir zaman görülememiştir, görülmeyecektir de. Gerçekte hükümetler oligarşik yapı sergilerler; bu da zorunlu olarak az sayıda kişinin çokluğa hakimiyeti gerçeğini gözler önüne serer.

Bu gerçeği dile getiren Rousseau: “Kelimenin tam anlamıyla gerçek demokrasi hiçbir zaman mevcut olmamıştır ve olmayacaktır da. Çoğunluğun yönetmesi ve azınlığın yönetilmesi, doğal düzene aykırıdır” diye, uygarlık tarihine çok gerçekçi bir not düşmüştür.

Demokrasi denildiğinde klasik “Halk İktidarı” anlamında algılanan fantezinin büyüsünden kurtulup gerçekçi bir tanımının yapılması gerekiyor.

Gerçek Demokrasi, başka bir şeydir; daha mütevazı fakat daha gerçekçi bir şey. Bu, herşeyden önce, ihtilal sonrası Fransa’sının 1793 Kurucu Meclisi’nde dile getirildiği gibi; “halk için ve halkın her kesimi için özgürlük” olarak tanımlanabilir.
Ünlü düşünür Aristo, her ne kadar demokrasiyi bir “Çoğunluk Tiranisi” olarak çığırtkanların ve demagogların at koşturduğu rejim olarak görse de insanların demokrasi heyecanları yüzyılımızda da devam ediyor.

Gerçekte hiçbir devlet sistemi iyi veya kötü değildir. Devlet sistemleri iyi veya kötü olsaydı, bazı sistemler ebediyen yaşarlar, bazıları yaşam olanağı bulamazlardı. Ancak Demokrasinin pek çok milletin mutluluk kaynağı olduğu görülüyor. Bu gerçekten yola çıkarak, günümüzde insan onuruna yakışan yönetim biçiminin demokrasi olduğu sonucuna varabiliriz. Bununla birlikte “sağlıklı” Demokrasinin kendine özgü koşulları var: Tabuların hakim olduğu, bazı düşüncelerin resmi görüş haline geldiği toplumlarda demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Böyle ortamlarda kurulan demokratik rejimler, sahneye konmuş oyunlar gibidir, her şey suflörlerine bağlıdır.

Kamuoyu açık hale getirilmeli, her fikir tartışılmalıdır. Zararlıyı, kötüyü ayıklamak, kamuoyunun hakkıdır. Bir sınıf, iktidar veya zümre, kendisini kamuoyunun yerine koyup doğruyu yanlışı belirleyemez.

Demokratik rejimde güven hakim olmalıdır. İnsanlar kendilerini huzur ve güven içerisinde, emin hissetmelidirler.

Demokratik rejimde iktidarın halktan kopmaması, herhangi bir çıkar grubunun ve lobi gücünün oyuncağı olmaması gerekir. Demokrasi rejimin sağlıklı olması, çıkar gruplarının üzerine değil, halkın vicdanında temellenmesiyle gerçekleşebilir.

Demokratik rejimin, mekanizmanın işleyebilme şartının büyük oranda -, hatta tamamiyle bu rejimin halk olgusunu dayanmasına bağlı olduğunu görüyoruz. Modern çağ Avrupa siyasal düşünürlerinin ve tarih felsefecilerinin pek sevdikleri bir evrim genellemesi vardır: Eski doğu toplumların yalnızca bir kişi özgürdür (despot); Eski Yunan’da yalnızca bazıları özgürdür (köleler dışındaki halk); Modern Batı’da herkes özgürdür (yurttaşlar). Demokratik düzenin hareket noktası da bireydir. Zaten bireyin toplum karşısındaki hakları ve özgürlüğü (mutlak bir hak ve özgürlük değil, sınırlı bir hak ve özgürlük) rejimin çerçevesini çizer.

Demokratik rejim içerisinde bireyin sahip olduğu (ya da olması gereken) hakların en belirgini, zaten rejimin etimolojisinde de anlamını ve ruhunu barındıran “devlet yönetimine katılma” hakkıdır. Bu, diğer bir ifadeyle bireyin “Siyasal Katılma” hakkı olarak da anlaşılabilir ve ifade edilebilir.

Ve özetle demokrasi; 22 Temmuz akşamı yatarken cebinize koyduğunuz paranın 23 Temmuz sabahı uyandığınızda değerinden hiçbir şey kaybetmemiş olması demektir (!) İşte işin püf noktası…

Ve 22 Temmuz, demokratik seçimlerinin gerçekleşeceği güne kadar düşünebilecek çok zamanınız var. 23 Temmuz sabahı uyandığınızda kendinizi iyi ve güvende hissedebilmelisiniz.




HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.