Bugün'den TÜSİAD'a  eleştiri

Bugün'den TÜSİAD'a eleştiri

Bugün Gazetesi'nden Gönültaş, TÜSİAD, TOBB, ATO ve İSO'yu eleştirdi. İşte o yazı....

TÜSİAD'ın uzlaşmadan bahsetmeye hiç hakkı yok!

Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan açıkladı: ìMüşterilerimin yüzde 90'ı AKP'ye oy verdi, artık Başbakanı Reina'ya bekliyoruz" Başbakan bu ìyalakîcümleye inanır mı bilmem.

 Bildiğim, Türkiye'nin en zengin 1000 kişisinin yüzde 90'ının AKP'ye oy vermediği! ìZenginler CHP'ye yoksullar AK Parti'yeî sonuçlarını birkaç araştırma şirketi tespit etti. Şimdi... Cumhurbaşkanlığı seçimini tıkayan kavram "Uzlaşma" seçim sonrası yine telaffuz edilmeye başlandı! En başta TÜSİAD bazı iş çevreleri de buna takıldı. Herkes bahsedebilir de TÜSİAD uzlaşmadan bahsedemez! Çünkü: 27 Nisan'da emuhtıra ilan edilmiş.

Patronlar kulübünün yanı sıra TOBB, ATO, İSO gibi iş dünyasının etkili merkezlerinden bir tepki görmedik. Demokratik teamüllere, evrensel değerlere ve genel kabul görür cumhuriyetin niteliklerine aykırı bu tavrı neredeyse alkışlayacaklardı. Belki de kapalı kapılar ardında alkışlamışlardır da... Şimdi de ìille de uzlaşmaî diyorlar. Belki o gün için kısmen haklılık payları vardı. Seçim öncesiydi, kamuoyunda tepki oluşmuştu ve daha katılımcı ve temsil oranı yüksek bir tercih Cumhurbaşkanlığı makamına yakışırdı. Ama Anayasa Mahkemesi'nin 367 kataküllesi ile uzlaşma arasında derin uçurumlar var! Patronların seçim sınavındaki bir diğer hatası da "Koalisyon" istemeleridir.

Dünyanın hiçbir yerinde çoğunluk oyu ile gelmiş tek parti iktidarı varken koalisyon istenmez. Ama bizimkiler istediler. ìKoalisyon iyidir". "Koalisyon Türkiye'nin yararınadır" gibi saçma bir teoriyi hayata sokmaya çalıştılar. Bir anlamda seçime fitne soktular. Oysa Türkiye'de en büyük batık krediler üçlü koalisyon döneminde yaşanmadı mı?

Bu TÜSİAD'cılar, ìMazot 1 YTL olacakî saçmalıkları seçim afişlerini süslerken kıllarını bile kıpırdatmadılar. Ne tepki verdiler ne de alternatif sundular. Haftada bir rapor yayınlayacak kadar geniş imkanları olan TÜSİAD seçim sürecindeki üç ay içinde seçmenlere ve seçime yönelik tek bir çalışma yayınlamadı. Üstüne üstlük siyasi liderleri davet etti ama onların davetini kabul etmeyen bir partiyi koalisyonla iktidara taşımayı üstlendi. İdeoloji ve gruplaşma, kamplaşma yönünde bir seçim yaşandı. Bu boşluğu dolduracak hiçbir şey yapmadı iş dünyası.

Yabancı sermaye Petkim, Sabiha Gökçen, Türkiye Finans gibi özelleştirme ve satınalmalara ilgi gösterirken bizimkilerin vurdumduymazlığı had safhadaydı. Seçimler oldu... Hükümet kurulmadan cumhurbaşkanlığı konusunu ortaya attılar. Bu da onların seçim sonuçlarını iyi okuyamadıklarını yada iyi niyetli olmadıklarını gösterir. Dolayısıyla TÜSİAD'ın ìuzlaşmaî beyanı iyi niyetli bir yaklaşım değil. Sırf İmam Hatip okullarını kapatmak için meslek okulları ile ilgili karar çıktığında (10 yıl önce) Türkiye'nin üretim dallarını koparmaya bile evet dediler. Orta kademedeki boşluğu sanayide hangi okullar dolduruyor beyler? Bu adaletsizlik de hâlâ sürüyor. Son TÜSİAD seçimlerini düşünün: İkinci listenin çıkmasını istediler mi. Çıkmaması için kapalı kapılar ardında neler oldu?

Dayatmacı bir uzlaşma onların yapısında var. Aynı yönetim anlayışını sanırım Meclis'te de görmek istiyorlar... Halk seçimde uzlaşmanın nasıl olması gerektiğini oylarıyla ilan etti. Bunun dışındaki uzlaşma sözleri, hele hele TÜSİAD'ınki pek iyi niyet beyanı değil!

Bugün




HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.