Bucaklar dinlemeye böyle takıldı

Bucaklar dinlemeye böyle takıldı

Ankara’daki çete operasyonuna adı karışan Sedat Bucak’ın adamlarının tehdit telefonlarının polisin dinlemesine takıldığı ortaya çıktı. İşte operasyonu getiren konuşmalar:

450 bin YTL’lik çekinin Bucaklar tarafından elinden alındığını polise şikayet eden bir avukatı, Bucak’ın danışmanı Cengiz Türkmen telefonla şöyle tehdit etmiş: Adam 1 yıl 2 ay ceza aldı çeteden. Sen de aynı çetede adamın adını veriyorsun, vallahi seni öldürürler, her gözüne 100 kurşun sıkarlar.

SUSURLUK Skandalı’nın önemli ismi DYP eski Milletvekili Sedat Bucak ve yakınlarının adının karıştığı çete operasyonunda gözaltına alınan zanlıların ifadeleri ilginç bağlantıları ortaya çıkardı. Sedat Bucak’ın danışmanının, Kültür ve Turizm Bakanlığı kadrosunda olmasına rağmen işe gitmediği, çete elemanlarının Sedat Bucak’ın adını kullanarak çeşitli işyerlerini tehdit ettikleri belirlendi. Polisin 7 aylık takibi sonucu tespit ettiği tehdit, şantaj ve hakaretlerle dolu telefon konuşmalarını ve ifade metinlerini Hürriyet ele geçirdi.

BAKAN BİLİYOR

Bucak’ın danışmanlığını yürüten, aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda APK uzmanı olarak çalışan Cengiz Türkmen, işe gitmediğini ve Bakan Atilla Koç’un şifahi talimatı ile halen Bucak’a danışmanlık yaptığını söyledi.

BUCAK ADIYLA TEHDİT

Ankara Barosu’na kayıtlı avukat A.N.T’nin, 450 bin YTL’lik çekinin Bucaklar tarafından elinden alındığı yönünde polise şikayette bulunması üzerine, polisin yaptığı gizli çekimlerde Cengiz Türkmen’in A.N.T’ye savurduğu tehditler de belgelendi. İşte o konuşmanın bir bölümü: "Şimdi sen Sedat Bucak’ı sokmayacaksın işin içine değil mi? Bak, Bucak’ın adını kullanırsan sonra hasım olursun. Diyeceğim ne yaparsan yap onu karşına alma. Alırsan, bu sefer Ankara’yı terk edersin, Türkiye’yi terk edersin. Bir şey anlamıyorsun ki; adam 1 yıl 2 ay ceza aldı çeteden. Sen de aynı çetede adamın adını veriyorsun, vallahi seni öldürürler, her gözüne 100 kurşun sıkarlar, bak seni ikaz ediyorum. Bu son ikazım, son bu evime gelişin, seni ikaz ediyorum. Ben avukatım diye ortaya çıkma, biz senin gibi bin tane avukat buluruz, hákimi buluruz ve sayıyoruz, avukatlık da yapamazsın. Ankara’da ben sana yaptırmam, bırak Sedat Bucak’ı."

O eczacı mevzusu Sedat Ağabey’in işi

SEDAT
Bucak’ın yeğeni olan, zanlılardan Oğuzhan Küpeli’nin yaptığı telefon görüşmelerinde, çetenin Sedat Bucak’tan emir aldığı yönünde bilgiler yer alıyor. Konuşmalardan birinde, Küpeli, çete üyelerinden Sevda Çamanlı’yla görüşürken, Sedat Bucak’ın takip edilmesini istediği bir alacak davası nedeniyle eczacı N.Ö.’nün sıkıştırılmasını istiyor. Aynı konu hakkında, çetenin başka bir üyesiyle daha konuşuyor.

1. GÖRÜŞME

Sevda Çamanlı:
O eczacı mevzusu var ya.

Oğuzhan Küpeli: Evet, Sedat Ağabey’in işi.

S.Ç.: Evet işi de. Sedat Ağabey, her türlü yolu verdi zaten.

2. GÖRÜŞME

Oğuzhan Küpeli: Sedat Ağabey’in konusu var. Eczacıların bir işi vardı, sana gelmiş herhalde.

Çete üyesi: Evet geldiler, ayda 17, 17 ödediğini ve 300 kaldığını söyledi. Ödemezlik falan yapmıyorum, diyor.

O.K.: Sedat Ağabey yazıhanede şey yaptı, toplattı hepsini. Ben konuşmaya girmedim. Sedat Ağabey, Sevda’ya söyledi, bu işi çöz, diye.

Çete üyesi: Sevda Yenge’nin işi falan demiş telefonda. Bunları neden telefonda söylüyor bilmiyorum.

3. GÖRÜŞME

Sevda Çamanlı: Yok parayı ödemiyor. Bir de artık ödese de adamlar eczaneyi satıyor yani artık Sedat Ağabey, ’Bu saatten sonra bu parayı da ödemezse, bu i... ben kızını çocuğunu si... Evlat acısı vereceğiz ona, başka yolu yok’ dedi.

Oğuzhan Küpeli: Ben gerekeni söyledim. Bak, Sedat Ağabey’in işidir, burada anlaştılar ha, ben anlaşmada yoktum. Ne konuştular bilmiyorum. Toplandılar ben çıktım, dedim. Dedi ki, Oğuz, dedi, orada 17 milyar aylık gücü ona yetiyormuş, verecekmiş.

İşte 'Bucaklara' operasyon getiren konuşmalar

Dinamit lokumundan, JİTEM kimliği ve polis telsizine, tabancadan av tüfeğine pek çok malzeme ele geçirildiği ve 21 kişiden sadece 3'ünün tutuklandığı operasyonda, Bucak aşiretini sıkıntıya sokan ve dosyaya giren ise şu görüşmeler oldu:

"-3 Nisan 2006 saat 17.58

Veysi Ç. ile İsmet arasında geçen görüşmede İsmet: Askerlik şubesindeki işini hallettim, askerlik şubesi komutanına buzdolabı alacağız.

-19 Mayıs 2006 saat 20.03

Sevda Ç. İle Serhat Komiser arasında geçen görüşmede Sevda: 70 Milyarlık alacak konusunda hep beraber bi toplanalım, halledelim.

-25 Mayıs 2006 saat 18.55

Veysi: Salatada çıkan kavga ne oldu, 10 kişiyi topla sende onları patakla.

Mustafa: Önder çok küfür etti ama Salatadakiler karşılık vermediler, Bahadır yüzünden kavga çıktı.

Veysi: Sen o zaman Mehmet’i döversin, Bahadır dövmesin.

-26 Mayıs 2006 saat 16.55

Veysi: Mehmet’i bu gece dövün, ayrıca döverken senin güvendiğin adamın ta a..k. demenizi istiyorum, çünkü bir sistem var onu uygulayacağız.

-26 Mayıs 2006 saat 17.00

Veysi: Tolga, Ali ve dükkandaki çocukları sana gönderiyorum, Mehmet’i dövün, ayrıca Bahadır söyleyeceği lafı unutmasın, güvendiğinin a.k., adam lazımsa daha gönderiyim.

-18 Haziran 2006 saat 21.01

X Erkek: Kapıda silahlı biri var mı?

Erkan: Var.

X Erkek: Gelirlerse sıksın.

-5 Temmuz 2006 saat 20.03

Oğuzhan: Eyüp sana bir şey söyledi mi, 200 milyarlık bir alacak var onunla ilgili.

Sevda Ç: Kimin

Oğuzhan: İzmir'de borçlu burada, ben Eyüb’e ayar veriyim koparma yaparız, Sevda: Aynı gün uçakla gider geliriz

Oğuzhan: Önden koparma yapalım

Sevda: Adana işi gibi anladın mı

Oğuzhan: Bizim eczacıların işi ne oldu

Sevda: Adam pazartesi günü buraya gelecek borçlarına karşılık ne verebilirse verecek, eczacı kabul ederse biz de fitiği alırız.

-12 Temmuz 2006 saat: 16.31

Sevda Ç. ile Fanta lakaplı Murat O. arasında geçen görüşme

Sevda: Köpekçi Bülent’i tanıyormusun, Can isimli bir şahıs var Rusların işine bakıyor, Can Bilkent'te abinin yanına geldi, abide bana söyledi, köpekçi kızları zorla dövüp s., sen bir görüş bana bir dön.

-13 Temmuz 2006 saat: 15.05

Xerkek: Biz Yusuf bak hele biz şeyin yanına gittik ekmekleri almıyormuş o adam, Veysi Ç: O zaman döv o adamı, daha sonra vur

X Erkek: Yüksel abigil bir şey demesin

Veysi Ç: Bir şey demez sen vur onu

X Erkek: Tamam o zaman ben hallediyorum.

-24 Temmuz 2006 saat: 15.35

X Erkek: Çıldıracam evrak kırdırmaya çalışıyoruz onu da beceremiyoruz, çek yok yakın tarihli sağlam senet var

Sevda Ç: Senle bir görüşelim

X Erkek: Parayı bir ayarlayım öyle görüşelim

Sevda: S. et parayı ben paradan da vazgeçtim, sen bu arkadaşların işini nasıl çözeceksin nasıl ödeyeceksin

X Erkek: Borcu 30 yıl takside bölerek ancak ödeyebilirim, başka türlü işin içinden çıkamam

Sevda: Bahçeli 1.Cadde de benim Cafe M. isimli bir kafem var saat 5’te orda görüşelim, artık sen benimle muhatap olacaksın, gelirken evrakları da getir, onlara da bir bakalım.

-17 Ağustos 2006 günü 17.08:

Hasan: Abi ben senin hakkında bir şey söylemedim niye bana küfür ediyorsun,

Sevda Ç: Benden karı istediler diyormuşsun, lan bizim sözümüzü bi Ankara değil Türkiye biliyo, sen bizi arızaya bağlıyon, ben şimdi senin dükkanına gelsem he, kime gidersen git ister polise ver ister savcıya ver, benim bir günüm gider ondan sonra Ankara’da yaşabilecek misin Hasan efendi seni bu Ankara’da yaşatan Sevdanın karısını s., yanıma gel konuşalım

Hasan: Abi ben şimdi çekiniyorum yanına gelmem abi.

-8 Eylül 2006 saat:19.16 Sevda Ç. ile Aysu arasında geçen görüşmede

Sevda: Hıdırlıkta Yunus ekiplerinin uygulamasına takıldık, arabada Veysi’nin silahı ve JİTEM kartı var, işi halletmek için Bahçeli'den Veysi’nin gelmesini bekliyorum.

-17 Eylül 2006 günü saat:23.11:

Melih: Mert benim arkadaşım bir sıkıntısı var onu bir dinle

Mert: Ben iş adamıyım, arasıra maddi olarak sıkışıyorum çek kırdırdırıyorum, 85 bin YTL'lik çeki kırdırmak için arkadaşım Ahmet’den yardım istedim, Ahmet de aracı olarak Urfalı İbrahim diye birine çeki kırdırmış, ama şu anda çeki ödeyemiyorum, İbrahim de beni ve arkadaşımı sıkıştırıyor ve tedit ediyor, Urfalı İbrahim şu anda İskenderun'da konuşmak için buraya çağırdık

Sevda: Sen kafanı yorma ben şimdi ararım onları.

-21 Eylül 2006 saat 17.07

Sevda: Baba ne yapıyorsun, o o. çocuğu var ya a. k. bebesi, bir kötülük yapmam lazım abi

Veysi: Bize yakışmaz

Sevda: Başka birini musallat edelim

Veysi: Birinden 40 milyar yolumu buldum

Sevda: Kimden

Veysi: Sadık'tan, i. bir milyon para varmış, bir arabanın devri vardı alamadı ben aldım arabanın devrini benim adıma vermiyorum gelince konuşuyoruz

Sevda: Bu sülalede sen bir numarasın, büyüyüp imparatorluk kuracağız, sen de başına geçeceksin.

-21 Eylül 2006 saat 20.59

Mustafa: Fantanın aracılığı ile Serhat’ın 200 milyarlık çek işini halledeceğim, karşılığında 10 milyar alacağım, bunun 1 milyarını Fanta’ya harçlık verelim,

Veysi: Niye verelim i. ben onunla konuşurum, bir harçlık veririm

Mustafa: Senin şanına yakışması lazım, en az bir milyar vermek lazım

Veysi: Önden 1-2 milyar avans alsan

Mustafa: İşi halledemezsek ayıp olur

Veysi: Kaçmıyoruz halledemezsek geri veririz

-9 Kasım 2006 saat 20.05:

Ömür: Adam ılımlı biri, ödeyeceğini bana söyledi

Sevda: Sen kararını ver biz ona göre davranalım a. s.

Ömür: Gerek yok ama beni sahipsiz sanmasınlar abi.

-10 Kasım 2006 saat 00:10 Oğuzhan K, Umut ve Güvenlik görevlisi arasında geçen görüşmede

Umut: Giremiyorum içeriye problem çıkartıyor arkadaşlar

Oğuzhan: Eee dün vurmuşlar adamları a. k.

Umut: Kim vurmuş, ne bilim ben kim vurmuş

Oğuzhan: Yav ver o güvenliği, güvenliği ver güvenliği

Güvenlikçi: Alo

Oğuzhan: La değişti meğişti ayaklarını geçin ya ne değişmesi, niye almıyorsunuz adamı

Güvenlikçi: Abi şöyle izah ediyim ııı

Oğuzhan: Ne izah edeceksin

Güvenlikçi: Benlik bir şey yok yani

Oğuzhan: Ya senlik, kellik Özkanlık, Özgürlük kim olursa olsun kafamızı bozmayın işte yoksa bakın bak Sedat Bucak'ın emrini uygularız haaa, gelir orayı başınıza yıkarız, kaşınmayın. Adam müşteri gelmiş içecek niye almıyorsunuz, niye almıyorsun sen bana onu söyle

Güvenlikçi: Abi benlik bir şey yok dükkanı..

Oğuzhan: Kemal'ı çağır bana Kemal'ı çağır

Güvenlikçi: Tamam bir saniye, bir saniye

Oğuzhan: Çabuk haydi

Umut: He kirve

Oğuzhan: Kemal'i çağırttırdım

Umut: Tamam, tamam, kirve!

Oğuzhan: Hee

Umut: Tamam açtılar kapıyı

Oğuzhan: Açsınlar tabi gelirsem s. onları."

 -26 Kasım 2006 saat:16.22

X Erkek: Senin bu pavyoncu vardı ya onu tombalada yakaladık sen bunu paket edin dedin ya ben İsmet, Ümit adamın kolunu bacağını kırdık, onlar da benzinlikte silah sıktı, ama adam senin gönderdiğini bilmedi

Rıfkı: Yanlış yapıyorsunuz.

-29 Kasım 2006 saat 22.42

Veysi Ç: Bilkent'te otoparktaydım şimdi eve geldim, eve gelince telefonu kapatıyom, acil bir şey olursa Eda'nın numarasından ararsın gece

Erkan: Ya sen kalkmış diyon ki

Veysi: Yarın konuşuruz o meseleyi mafya vari işlere onbuçuktan sonra bakmıyorum.

-4 Aralık 2006 saat 19.50

Veysi Ç'nin eşi: Nerde kaldın

Veysi: Bir adamın kafasını kırdık ya Tahir isimli Urfalı bir avukat

Eşi: Tolga ile benim arabamı eve gönder kendininkini al

-24 Aralık 2006 saat 03.51

Erkan Y.’ye ait telefonu kullanan Bozan ile Nurettin arasında geçen görüşmede Bozan: Dört beş adam alasın, el bombası da al, hemen Ankara’ya yola çık, Rıfkı abinin haberi olmasın, burda birinin a. s.

Nurettin: Emrin olur abi, sabah 8 gibi orada oluruz.

-24 Aralık 2006 saat 03.56

Erkan Y.'ye ait telefonu kullanan Bozan ile Nurettin arasında geçen görüşmede Nurettin: Kimi getiriyim abi

Bozan: Kimi alırsan gel, Ankara’nın a. k.

-27 Aralık 2006 saat 03.42

Serkan: Ümit abigil bebeyi arabaya almışlar, Elvankente doğru götürüyorlarmış, bende gidiyorum iki tane vurayım mı abi

Mustafa: Tamam ağzına iki tane yapıştır i.

Serkan: Tamam abi vuruyum i.

-27 Aralık 2006 saat 03.59

Önder: A. k. oğlu, Berşan Vanlı Vural ile tartıştı

Mustafa: Vursaydın

Önder: Zaten vurdum abi duvara yapıştırdım, Bahadır da peşimden zıpladı, bizi görünce şahin denen g. geldi, elinde silah sanki vuracak gibi, Toramangil aldı çocuğu

DİNLENDİKLERİNİ BİLİYORLARDI

  -16 Temmuz 2006 günü saat 12:46

Sevda: He sen kendinle karıştırma beni sen kendin zaten halletseydin kendin halladerdin anladın mı, onun var ya çocuklarını s. benim telefonumu da kim dinliyorsa da dinlesin lan yeter artık seni yüzünden de bir ton da deşifre olduk be

Umut: Senedi peki ne zaman alabiliriz götürüp adamlara verelim

Sevda: Senedi de yarın akşam alırız veya salı günü sabahtan alırız imzası... adamlara olur mu Umutcuğum

Umut: Tamam ben de o zaman adamlara salı günü sabahı getiriyorum diyorum

Sevda: He çözülüyor de bir de silah bulamadığım için özür dilerim babacığım size de öldüremedim bu i. de

Umut: Yok zaten ben o işi halledecem o ayrı

Sevda: Hah oh iyi duyuyonuz de mi TC Hükümeti a. k., bir cezaevi gör de bir kendine gelirsin

Umut: Ya sen benden yana mısın ondan yana mısın

Sevda: Eee senden yana nasıl olim la bizi s. telefonda neler konuşuyorsun bizle ya

-17 Temmuz 2006 saat 11:38

Sevda Ç.’nin N.Ö’e gönderdiği SMS: Sen bana borçlusun emniyete gitmezsen senin a. k.

Aynı gün saat 12:14

Sevda Ç.’nin N.Ö’ye gönderdiği SMS: Tokatçi emniyete git hangisi olursa beni ara, memurlari yormadan ben oraya gelecegim p.

-18 Temmuz 2006 saat 03:54

Sevda Ç.’nin N.Ö’ye gönderdiği SMS: Tokatçi a. k. beni TC Polis ve savciliktan ara a. s. p. senin güvendiğinin çocugunu s. bana olan borcunu ödeyeceksin

-19 Şubat 2007 saat 22.54

Ali: Eskişehir yolu ihalesi için Serdar müdürle konuşacak ve ne gerekiyorsa yapacaz

Oğuzhan: Ama fazla uzamasın hemen yapalım

-26 Mart 2007 saat 12.54

Ali: Saitle görüştüm, Çankaya ilçe müdürlüğüne diğer adamlarda proje götürdü, bende şimdi Saiti aradım, Saitin senin mutlaka bu adamla gidip o adamın önünü kesmen lazım dedim, Sait de tamam bugün mutlaka görüşüp arattıracam dedi, haber bekliyoruz

Oğuzhan: Bu konuya Sait ne dedi

Ali: Hayırlı olsun bunu bil dedi, ben de bu işler imza atmadan olmaz dedim, proje görüşüldü Sait’in devreye girmesi lazım, biz alttan idare ediyoruz ama yukarıdan da destek gelmesi lazım, ben Sait’i aradım o tamam dedi

Oğuzhan: Boş bırakmayalım

Ali: Tabi ya bu kadar ucuna gelmişken

-26 Mart 2007 saat 14.02

Ali: Serdar la o arkadaş geldi, ben bir görüşme yaptım bu arkadaş 20 tane okulun servis işini yapıyor yıllardır, çalışa çalışa buralarla arasının iyi olduğunu bunların alttan ayarlama yaptıklarını yarın ise proje ile beraber bir dilekçeyi bu okula vermelerini söyledi, Çankaya müdürü şube müdürünü aradı, gelecek projeyi ve dilekçeyi bize gönderin diye talimat verdi, bu hafta içinde sıcağı sıcağına projeyi hazırlayacam, Mesut'la gidip o çocukla okula vereceğiz

Oğuzhan: Öbür taraf nerden şey yapmış hemen

Ali: O zaten bizden önce vardı ama onu bir yerden mahkeme kararıyla çıkarmışlar onu da bizimkiler çıtlatmışlar aşağıya çankaya müdürüne mahkeme kararıyla çıkarıldığını tamam mı ben şimdi dosyayı hazırlayacağım bugün yarında verecez, tamam sen Sait’i ara mutlaka bugün gönderttir en büyük yerden de aratsın yani.

-26 Mart 2007 saat 16.48

Sait: Ben Çankaya ilçe müdürüyle görüştüm, problem yok, bana herhangi bir evrak gelmedi gelse de zaten geri çeviririm dedi

Oğuzhan: Gelecek ama karşı taraf da dosya vermiş haberin olsun

Sait: Biz gerekeni söyledik, Ali abiye de aynısını söyle ben bugün görüştüm yarın da görüşürüm öbür gün de görüşürüm

Oğuzhan: Sen içeriyi bitir bende dışardan dosyayı sokturayım, bugün yarın böyle üstünde durmamız lazım artık.

-26 Mart 2007 saat: 17.51

Oğuzhan: Saitle konuştum herhangi bir problem yok, karşı taraftan evrak gelmediğini, gelse de müdürün evrakı geri yollayacağını söyledi

Ali: Bu işleri telefonda değil de Sait’in adamı bi öğle yemeğine götür, göz teması sağlayalım

-29 Mart 2007 saat 12.13

Oğuzhan: Siz karşı tarafa hiç kar suyu kaçırmadınız mı, demediniz mi Bucaklar

Ali: Yok canım ben söyledim zaten direk söylemektense Serdal’a söyledim. Serdal bil dedim, bura ya Bucakların olacak ya hiç kimsenin bunu bil dedim, yani sonra bana şey yapma dedim alttan alttan verdim, yani şey yapmadan hadiseyi biliyorsun tehlikeyi sonra dedim, Türkiye'de de duramazsın dedim.

-Aynı gün saat 12.17

Oğuzhan: Bize yardımcı olacak Sait’in telefonu çekmiyo

Ali: Sait’in bana bir emare göstermesi lazım

Oğuzhan: Ben bir ayar verecem, büyüklerimizden biliyoruz siyaset yalan üzerine kurulur, son dakika golü yeriz ama bu saatten sonra üstünde duracağız, Karşı tarafı bizden tanıyan olursa adam direk dosyayı çekerse zaten bir şeye gerek kalmaz, her şey güzellikle alttan sopa gösterecez

Ali: Testi kırıldıktan sonra olmaz."



Hürriyet

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.