Baykal, Livaneli iddiası için ne dedi?

Baykal, Livaneli iddiası için ne dedi?

Baykal, Livaneli'nin 'Erdoğan'ı Baykal başbakan yaptırdı' iddiasına cevap verdi.. baykal, cumhurbaşkanlığı içinde mesajlar verdi.....

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin siyasetinin özüyle ilgili herhangi bir şüpheleri bulunmadığını ancak söyleyiş biçimi ve yöntemleriyle ilgili her türlü değerlendirmeye açık olduklarını söyledi.

Baykal, gelinen nokta üzerine bir kurultay toplama ihtiyacı duymadığını kaydetti. Baykal, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinin ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bir gazetecinin ''Seçim öncesi Cumhuriyetin kazanımlarının tehlikede olduğu yönündeki tezinizin seçimlerde halk tarafından çürütüldüğünü düşünüyor musunuz?'' sorusu üzerine Baykal, Türkiye'de cumhuriyete yönelik bir tehlikenin, tehdidin bulunduğu gerçeğini herhangi bir seçim sonucunun ortadan kaldırmasının söz konusu olamayacağını söyledi.

Böyle bir tehlikenin bütün tarih boyunca var olduğunu, geride bırakılan dönemde de aynı tehlikenin çok net bir şekilde bulunduğunu kaydeden Baykal, şunları söyledi:

''Bu tehlikenin bundan sonra devam edeceğinden de hiç kimsenin kuşkusu yoktur. Bu, evrensel bir mücadeledir. Türkiye Müslüman, ancak laik devlet düzeni olan bir ülke. Bu kimliği ile ilgili içerden, dışardan arayışların var olduğu çok açıktır. Bu tehlike ve tehditler var olmaya devam ediyor. Biz buna karşı görevimizi elbette yapacağız. Seçimin çok değişik şartları vardır. Konjonktür çok önemli. İktidar uygulamalarının şöyle ya da böyle tezahürü, siyasi yapılanmanın nasıl bir değişim geçirdiği çok önemli.''

Baykal, teşhisleriyle ilgili bir tereddütleri bulunmadığını, seçim sonucunun da tahlillerini değiştirmeye yönelik bir anlam taşımayacağını ifade etti. Bir gazetecinin parlamentoya giren DTP kökenli milletvekilleriyle bir diyalog kurup kurmayacaklarına yönelik sorusu üzerine, kendi anlayışlarının çok açık olduğunu ifade ederek, Türkiye'de etnik ayrımcılık temelinde siyaset yapılmasını uygun görmediklerini söyledi. Baykal, ''Terör örgütüyle ilişkisini inandırıcı biçimde aydınlığa kavuşturmamış hiç bir siyasetin, demokratik siyaset anlayışı içinde saygın bir yeri olacağını kesinlikle düşünmüyoruz. Terör konusunda davranışın ne olduğu, inandırıcı bir şekilde ortaya konulmalıdır. Bu konuda toplumun haklı kaygıları vardır'' dedi.

LİVANELİ'NİN İDDİASI

 Baykal, eski CHP milletvekili, Vatan Gazetesi yazarı Zülfü Livaneli'nin bugünkü köşe yazısında 2002 genel seçimlerinin ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olabilmesinin önünü açan düzenlemeye CHP'nin destek vermesiyle ilgili eleştirisinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:

''2002 seçimlerinden sonra AKP'nin genel başkanının siyasi haklarını kazanarak parlamentoda yerini alması gerektiğine demokrasi anlayışımın bir gereği olarak inandım. Bu konuda hiç bir zaman bir tereddüt içinde olmadım. Parti içinde, toplumun çeşitli kesimlerinde benim bu çabalarımı anlayamayan, buna duygusal nedenlerle karşı çıkanlar oldu. Ama bunları önemli saymadım. Demokrasi kişilerle uğraşmaz, kişilere ambargo koymaz. O dönemde hiç kuşku duymadan destek oldum. Bununla da iftihar ediyorum. Kesinlikle yanlış bir şey yapmadım. Türkiye'nin bugün geldiği noktayı 'o zaman bu imkan verildiği için bunlar ortaya çıktı' diye değerlendirmek çok sığ, yapay, demokratik içerikten yoksun bir yaklaşımı yansıtır.'' O dönemdeki tartışmalarda yapılan itirazlara rağmen kendisinin bu görüşü dile getirdiğini anlatan Baykal, ancak hiçbir yerde ''İki ay sonra iflas edeceği, perişan olacağı'' umuduyla bu desteği verdiğini söylemediğini, bunu kimsenin iddia edemeyeceğini vurguladı. Baykal, ''İki ay sonra perişan olur hadi verelim diye bu desteği verdiğimizi söylemek çok yanlış, tehlikeli bir çarpıtmadır'' dedi.

YENİDEN YAPILANMA

 Baykal, seçim sonuçlarının ardından parti politikalarıyla ilgili bir yeniden yapılanma içinde olup olmayacaklarına yönelik soruyu yanıtlarken de CHP'nin siyasi söyleminin içeriği açısından bir değişiklik arayışı içinde olmadıklarını belirtti. CHP'nin, milli mücadelenin içinden gelerek şekillenen bir parti olduğunu ifade eden Baykal, ''Siyasetimizin özünden şüphemiz yok. Ama söyleniş biçimimizle, yöntemle ilgili her türlü değerlendirmeye açık olacağız'' diye konuştu. Baykal, bir başka soruyu yanıtlarken de parlamento açıldıktan sonra bir siyasi trafiğin başlayacağının anlaşıldığını kaydederek, kendisini arayarak kutlayan Başbakan Erdoğan'ın, TBMM'nin açılışından sonra kendisini ziyaret edeceğini söylediğini belirtti. Baykal, ''Bir siyasi trafik başlayacak. Bunun bir parçası olarak biz de görevimizi yerine getirme fırsatı buluruz'' dedi.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

 Baykal, cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili tavırlarının ne olacağına yönelik bir soru üzerine de cumhurbaşkanının uzlaşmayla seçilmesi görüşünü yineleyerek, ''Anayasa'nın özüne içtenlikle sahip çıkan, onun özünü gizli gizli değiştirme, çarpıtma arayışına girmeyecek, bu güveni topluma veren bir ismin cumhurbaşkanı olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu çerçeve içinde değerlendirmelerimizi yapacağız.

 Bir partiyi ideolojik merkezli savunan, sahiplenen, yansıtan bir kişinin, bu dönemde Türkiye'nin cumhurbaşkanı ihtiyacına uygun düşmediği kanısındayım. Bunu daha önce de ifade ettim. Ve hala aynı görüşteyim. Umarım, diğer yetkililer bunu değerlendirir'' diye konuştu. Baykal, cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında TBMM Genel Kuruluna katılıp katılmayacaklarına yönelik bir soru üzerine de ''Adayları görmeden, parlamentonun karşısına nasıl bir arayışla çıkacaklarını görmeden peşin bir şey söylemek istemiyorum'' yanıtını verdi. Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik bir başka soru üzerine de Baykal, ''Sayın Erdoğan, bizi bir ziyaret etsin. Düşüncelerini söylesin. Biz de kendisine anlayışımızı yansıtırız'' dedi.

''KURULTAYA GEREK YOK''

 Kurultay toplayarak, bir güven tazeleme ihtiyacı duyup duymadığına yönelik bir soruyu da yanıtlayan Baykal, buna ihtiyaç duymadığını, bunu gerektiren bir durum olmadığını söyledi. Baykal, ''Seçim öncesinde kaybetmeniz halinde Rodos'a kadar yüzme iddiasında bulunmuştunuz. Bu şartlar oluştu mu?'' sorusu üzerine de ''Bir şakanın bu kadar ciddiye alınmasını, siyasi hayatımızın ne kadar mizah ihtiyacı içinde olduğunu gösteren bir durum olarak algılıyorum. Bunu başlangıçta böyle anlamak mümkündü ama hala bu konuda bir merakın bulunmasını tebessümle karşılıyorum'' dedi.

Baykal, bir başka soruyu yanıtlarken Türkiye'nin en güvenilir siyasetçilerinden biri olduğunu, halkı hiç aldatmadığını, yanıltmadığını, kendisinin de partisinin de güvenilir olduğunu söyledi. Partisinin 12 Eylül'de kapatıldığını, 12 yıl sonra 1992 yılında CHP'nin yeniden açıldığını hatırlatan Baykal, şunları söyledi:

''Partiyi kurduğumuz 1992 yılından itibaren girdiğimiz her seçimde kazanamamamız durumunda bırakmamız mı gerekirdi? Yüzde 4.70'i, şimdi yüzde 20'lerin üzerine çıkardık. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Biz partiyi inşa etmeye çalışıyoruz. 1992 yılından itibaren 15 yıllık bir dönemin hesabını verdim. Bu dönem içinde iki kez genel başkanlıktan ayrıldım. İlkinde parti birleşsin diye ayrıldım, ardından da barajın altında kaldığımız için ayrıldım. Şimdi geldiğimiz noktada partimizin bekleyişi, toplumun bize verdiği hedef ve bizim heyecanımız, bu seçimde gerçekleşmemiştir. Doğrudur. Bu ayrı bir olay. Bu, CHP'nin iddiasını kaybetmesi, başarısız olduğu anlamına gelmez. Merkez sağda iktidara gelmiş bir sürü parti vardı, ne oldu şimdi onlar? Neredeler? Ama bizim için 15 yıl içinde daima yükselen bir trend var. CHP yükselişini bu seçimde de yetersiz ölçülerde olsa da sürdürmüştür.

Beklentimiz gerçekleşmemiş olabilir. Eksiğimizi, noksanımızı kendi içimizde tartışırız. Ama CHP gelişmesini sürdürecektir. Biz CHP'yi kurumlaşmış bir noktaya getirmeye çalışıyoruz. Bu mücadele henüz bitmiş değil. Gün gelecektir, CHP artık durmuş, oturmuş bir seçimde iktidara gelebilir, gelmeyebilir ama daima ağırlıklı bir kurum olarak kendisini gösterecektir. Buraya henüz ulaşılmış değildir. Bu mücadelenin içinde bize görev düştüğü sürece çabamızı, çalışmamızı sürdürürüz.

 Dışardan tercüme örneklerle, Türkiye'de 12 Eylül döneminde kapatılmış bir partiyi yeniden inşa etme mücadelesini başarılı bir şekilde sürdüren, giderek gücünü artıran partinin konumunu mukayese etmek, haklı ve doğru değildir.''

CHP'nin geleceğe kendisini yeni kadrolarıyla hazırlayacağını, kendilerinden sonra da CHP'nin güçlü ve büyük bir kurum olarak devam edeceğini kaydeden Baykal, bir başka soruyu yanıtlarken de DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'le telefonla görüştüklerini ve seçim sonuçlarını değerlendirdiklerini söyledi. Baykal, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de kendisini arayarak düşüncelerini ifade ettiğini belirtti.



HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.