YOKSA BAŞKA BİR GÖREVİ Mİ VAR?

YOKSA BAŞKA BİR GÖREVİ Mİ VAR?

Erdoğan, TBMM'ye girerse MHP liderine selam vermeyeceğini ima etti

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gerçekçi vaatlerde bulunduklarını belirterek, ''Ne aldanan olacağız, ne aldatan olacağız. Mali disiplin denen bir olay var. Bekara karı boşamak kolay'' dedi.

Erdoğan, Samanyolu Televizyonundan canlı yayınlanan Özel Gündem adlı programa katılarak, soruları yanıtladı.

Bugüne kadar 42 miting yaptığını belirten Erdoğan, bu mitinglerin, kendileri hakkında bir ölçüm imkanı verdiğini söyledi. Daha önce hangi durumda olduklarını ve bugün geldikleri noktayı daha iyi ölçme fırsatı bulduklarını kaydeden Erdoğan, ''Eskiye göre, bugünü daha iyi görmek bizi mutlu ediyor'' diye konuştu.

Biraz rahatsız olduğu için sesinde bir sıkıntı olduğunu ifade eden Erdoğan, gittiği mitinglerde çok iyi izlenimlerle ayrıldığını söyledi.

Erdoğan, seçim dönemlerinde siyasetçilerin çok farklı sözler verdiğinin ifade edilmesi üzerine, hiçbir zaman ne aldanan, ne de aldatan olduklarını kaydetti.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Ekonomik program var, mali disiplin denilen bir konu var. Affedersiniz, bekara karı boşamak kolay. Biz elimizi taşın altına koyduk. Bu ülkede yıllarca 2 anahtar vereceğim denildi. Bunları gördü mü, alabildi mi? Almadı. Siyasetçiden niçin bizim halkımız uzaklaştı. Bu tür aslı astarı olmayan vaatler, yerine getirilmeyen vaatler, halkımızı siyasetçiden uzaklaştırdı. Ve seçim zamanları adeta büyük vaatlerle oy toplama alışkanlığı bir adet haline geldi. O kadar ileri gidildi ki, (Taksim Meydanı'na 4 ayaklı eşek çıkarsam, onu onu bile seçtiririm) diyenler çıktı. Niye? Nasıl olsa böyle vaatlerle oylar geliyor. Bu ülke bunları gördü, yaşadı. Siyasete disiplin getirdik, ahlak getirdik, anlayış getirdik. Çekirge bir atlar, iki atlar. Geçmişte de böyle oldu. Bir aldattı, iki aldattı ama sonra aldatamadı. Biz böyle olsun istemiyoruz.''

-''HALKI ALDATMANIN ANLAMI YOK''-

Siyasi rakiplerinin, mazotu 1 YTL'ye indirme vaadinde bulunduğunu anımsatan Erdoğan, çiftçiye verdikleri mazot ve destekleme sebebiyle bu rakamı bulduklarını söyledi. Bunun yeni bir vaat olmadığını kaydeden Erdoğan, ''Halkı aldatmanın anlamı yok. Yeni bir şey getirmiyorsunuz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin petrol kuyuları olmadığını anlatarak, şöyle konuştu:

''Mazot desteğimiz, 1 katrilyon 534 trilyondur. Bu süre içinde çiftçiye verdiğimiz mazottur. Bunlar yeni bir şey demiyor aslında. İstanbuldasınız, deniz otobüslerinin fiyatı düştü. Kabotaj hakkı içindeki bütün gemiler mazotu ÖTV'siz alıyorlar. Dolayısıyla halkı aldatmanın anlamı yok. Türkiye'nin genelinde mazotu 1 YTL'ye satacağız diyorsanız, o zaman adama sormazlar mı, arkadaş sen vergiyi indireceğim diyorsun, ÖTV'yi doğrudan, dolaylı indireceğim diyorsun da Türkiye'yi nasıl büyüteceksin, yatırımları neyle yapacaksın, bütün bu cari harcamaları nasıl karşılayacaksın? Türkiye bir zamanlar memurunun maaşını ödeyemiyordu. Realist ol, dürüst ol, doğru ol.''

-10 BİN DOLAR-

2 siyasi liderin, fındık için kilo başına 8 YTL verme vaadinde bulunduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, eldeki imkanlar ölçüsünde fındığa verilecek fiyatı verdiklerini söyledi.

Erdoğan, Fiskobirlik ile Toprak Mahsulleri Ofisi arasındaki anlaşma sürecine değinerek, verilen fiyata, üreticinin, ''gayet iyi baktığını'' dile getirdi.

Ekonomideki gelişmeleri de değerlendiren Erdoğan, memuru, işçiyi, çiftçiyi enflasyona ezdirmediklerini belirtti.

Türkiye güçlendikçe, bu kesimlerin daha da güçleneceğini ifade eden Erdoğan, vergi gelirlerinde ciddi kaçaklar olduğunu, kaçağın kapatılması için ellerinden gelini yaptıklarını söyledi.

Kuru sıkı atmadıklarını, iktidara geldiklerinde enflasyonun yüzde 30 civarında olduğunu anlatan Erdoğan, etkin politikalarla rakamın tek hanelere çekildiğini dile getirdi,

Erdoğan, aradaki farkın vatandaşın cebine girdiğini ifade ederek, ''(Enflasyon düşüyor ama piyasada fiyatlar artıyor) deniliyor. Piyasa fiyatı artacak tabii, ama fiyatlar yüzde 30 artmıyor ki, enflasyon oranında artıyor. Fark bu. Biz bunu başardık. Kasıtlı olarak, siyasi, popülist yaklaşımlarla halkımızı aldatma metotları var. Halkımız bunu anlayacaktır'' dedi.

Kişi başına düşen milli gelirin 6 bin doları aşmak üzere olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın bakanlık yaptığı dönemde vatandaşın mazot bulamadığını söyledi. Bu sözleri, belge ile dile getirdiğini ifade eden Erdoğan, ''O dönemin gazetelerini çıkardım. Atıp tutmakla bu iş olmuyor. Ben belge ile konuşuyorum. 2013'te hedefimiz, 10 bin dolar. Bunu yakalayacağız'' şeklinde konuştu.

TEK BAŞINA İKTİDAR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DTP'nin desteklediği bağımsız milletvekilleri ile koalisyon yapacakları iddiaları için, ''Bizim böyle bir ihtiyacımız yok ki, böyle bir sıkıntımız, böyle bir derdimiz yok. Kaldı ki böyle bir şey olsa bile böyle bir şeye 'evet' demeyiz'' dedi.

Erdoğan, Samanyolu Televizyonu'nda canlı yayınlanan ''Özel Gündem'' programında, soruları yanıtladı. Son anketlere göre, yüzde 40 dolayında oy oranını yakalayacaklarını bildiren Başbakan Erdoğan, kendileri açısından önemli olanın geçmiş seçime göre daha fazla oy almak olduğunu dile getirdi.

Seçimden sonra oy oranını yükselten iktidar partisi durumunda olacaklarını anlatan Erdoğan, üçüncü bir partinin meclise girmesi durumunda milletvekili sayılarının düşebileceğini ifade etti.

Erdoğan, DTP ile koalisyon yapacaklarına ilişkin iddiaları değerlendirirken, şöyle konuştu:

''Şu anda parlamentonun tablosu, durumu ortada değil. Kaldı ki, bizim o bağımsızlar denilen ekibe yönelik, (onlarla koalisyon yaparız) gibi bir açıklamamız olmadı. Kaldı ki, yüzde 40 oy oranını çıkaran partinin koalisyonu niçin olsun. Yüzde 40 oy oranını yakalayan bir parti, 310-315 milletvekili çıkarır, üç partili bir Meclis'te. 310 civarında bir milletvekili çıkarır. Niye koalisyon olsun? Tek başına iktidar demektir. 310 ile iyi bir iktidar demektir. Bu noktada bir sıkıntımız yok. Onlar şimdi kendilerine göre, Sayın eli olsun, Sayın Baykal olsun, bizi milletin nezdinde bir kayba uğratmak için, işte bunlar bağımsızlarla şimdiden koalisyon hazırlığına girer...

Şimdi bir CHP'li gazeteye ilan vermiş ya. 'CHP, eşittir MHP' diye. Şimdi onu nasıl telafi ederim diye, biz bağımsızlarla koalisyon yapacakmışız. Bizim böyle bir ihtiyacımız yok ki, böyle bir sıkıntımız, böyle bir derdimiz yok. Kaldı ki böyle bir şey olsa bile böyle bir şeye 'evet' demeyiz. Böyle bir ihtiyacımız yok. Böyle bir şey olduğu zaman bloku kurarsınız. Ama böyle bir şey yok. Şu anda bir defa gümbür gümbür AK Parti tek başına geliyor. Tek başına iktidar.''

PETKİM DEĞERİNİN ÜZERİNDE SATILDI

Özelleştirme ile ilgili sorular üzerine Erdoğan, devletin ticaretle uğraşmayacağını, ancak istikamet verebileceğini ifade ederek, bunun bütün gelişmiş ülkelerde böyle olduğunu ifade etti.

Erdoğan, hangi özelleştirme yapılsa birilerinin çıkıp iptali için müracaat yaptığını ifade ederek, ''İşsize iş mi arıyorsun işte sana iş. Petkim için neler söyleniyor? Ermeni, falan, filan... İşi bilmeden konuşuyorlar. Petkim değerinin çok çok üzerinde satıldı. Devlet ticaretle uğraşmaz. Devlet istikamet verir, denetler, düzenler, serbest piyasa ekonomisindeki anlayış budur. Gelişmiş ülkelerde bu böyledir. Bu bize vergi getirecek, yeni teknoloji getirecek, yeni yatırımlar getirecek. Bu konuda ön kesemeyiz'' dedi.

Özelleştirme konusunun kendisine Seka'yı hatırlattığını ifade eden Erdoğan,bütün medyanın SEKA'nın tekel olduğu dönemde kağıdı SEKA'dan aldığını, ama özel sektörün kağıt piyasasına girmesiyle, SEKA'nın teknolojiyi takip edemediğini, yarışa devam edemediğini kaydetti.

Erdoğan, şöyle konuştu:

''Yanılmıyorsam, SEKA'nın 650 milyon dolar zararı vardı. Kapatma kararı aldık. 'İşçileri mağdur etmeden, burayı belediye devredip halka açacağız' dedik. Hemen yaygara koptu. 'Burası birilerine peşkeş çekilecek' dendi. 'Biz bu sektörden devleti çekiyoruz' dedik. 'Yeteri kadar kağıt üretiliyor' dedik. 'Burayı belediye devrederek, aklımda kaldığı kadarıyla 700 dönüm araziyi Kocaeli halkının emrine amade hale getireceğiz, adeta Hyde Park gibi bir park haline getireceğiz' dedik. Daha sonra bu bölgeyi Park ve müze yaptık. Şimdi SEKA Park'ta yeşil alanlarda, halk mutlu tatil yapıyor, dinleniyor.''

Petkim olayının da bunun benzeri bir olay olduğunu ifade eden Erdoğan, yapılan itirazı veya mahkemeye gidişi talihsiz bir adım olarak gördüğünü kaydetti. Petkim ihalesini alan firmanın asıl patronajının Kazak olduğunu belirten Erdoğan, Rus ortağı prosedürü tamamlamak için yanlarına aldığını söyledi.

-YOKSUL SAYISI AZALIYOR-

Alt gelir gruplarıyla üst gelir grupları arasındaki makasın kapanmaya başladığını ifade eden Erdoğan, ''Bu yoksul kesimin sayısının azalması demektir. Bu sayıda yaklaşık 3 milyon civarında eksilme var. Orta tabaka güçleniyor. Orta tabakada bulunanların sayısının artmasını, alt gelir gurubun sayısının azalmasını hedefliyoruz. 4.5 milyon insan alt gelirden orta tabakaya geçti, bunu yakaladık'' dedi.

Şu ana kadar 140 bin konut teslim ettiklerini, 280 bin konut yapımının devam ettiğini anlatan Erdoğan, ''Hedefimiz önümüzdeki yıl sonuna kadar bunu 500 bine çıkarmak'' dedi.

Erdoğan, asıl mutluluğun dar gelirlilerin ev sahibi olması olduğunu da ifade ederek, ''Evime taşındım, diyor ya bu ayrı bir mutluluk'' diye konuştu.

''İş adamlarının sol partiye oy verecekleri, ama AK Parti'nin iktidar olmasını istedikleri'' yönünde bir anket sonucunun yayınlandığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, gazetede böyle bir sonucu görünce üzüldüğünü ifade etti.

Öncelikle bunun bir demokratik hak olduğunu, saygı duyduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Şimdi AK partinin iktidarda olmasını isteyeceksin. Niye? Başarılı. O dönemde ciddi paralar kazandık, diyeceksin, Türkiye bir sıçrama yaptı, diyeceksin, ama oyunu hala AK Parti'den esirgeyeceksin. Şimdi tabii bizi üzen, oy verirken onlardan ne bekliyorsun? Hizmet bekliyorsan. O zaman oyunu gelir AK Parti'ye verirsin. Oyunu vermiyorsan AK Parti'nin heyecanını paylaşmıyorsun, ama Ak Parti'den de nemalanıyorsun.''

Erdoğan, seçim atmosferinde bile borsanın rekor kırdığını ifade ederek, bu sırada OYAK satışının görüldüğünü, Vakıfbank için üste para istenirken, Ziraat Bankası, Halk Bankası ile birlikte değerli bankalar arasına girdiğini söyledi.

''Her şeyi satıyorsunuz, peşkeş çekiyorsunuz'' denildiğini kaydeden Erdoğan, ''Sakarya'da arazi verdik fabrika kuruldu. Burada binlerce insan çalışıyor. Burada Sakaryalılar çalışıyor, yabancılar değil. Olmasa ne olurdu? Bugün orada sığırlar otlardı. Aynı şekilde Korelilere orayı vermeseydik bataklık olarak kalacaktı. Şimdi orada Sakaryalı, Kocaelili kardeşlerimiz çalışıyor. Otomotiv ihracatı şu anda Türkiyede en önemli kalem. Bunların büyük katkısı var. Hamasi duygularla, milliyetçi havalarına girerek böyle yaklaşımlar doğru olmaz'' diye konuştu.

"2,5 MİLYON İŞSİZ İŞ SAHİBİ OLDU"

Erdoğan, dünyada işsizliğin arttığını çok güçlü fonlarla bu soruna çözüm arandığını söyledi.

Türkiye'de güçlü bir fon oluştuğuna işaret eden Erdoğan, bu döneme yönelik farklı bazı projeleri olduğunu belirtti.

Türkiye'de tarım sektöründen sanayi ve teknolojiye doğru bir kayma yaşandığını anlatan Erdoğan, hizmet sektörüne bir yönlendirme yaptıklarını ve görev geldiklerinde 10,3 olan işsizliğin şu anda 9,7 olduğunu kaydetti.

İktidarları döneminde yaklaşık 2,5 milyon işsizin işe kavuştuğunu, bunun çok önemli bir rakam olduğunu dile getiren Erdoğan, ülkede her yıl nüfusun 1 milyon artığını, istihdam alanına giren nüfusun ise her yıl 600 bin kişi olduğunu anlattı. Erdoğan, iktidarlarında en azından bu sayıyı absorbe ettiklerini, artış yerine düşüş yaşandığı söyledi.

Hedeflerinin hiç olmazsa istihdam alanına gireni absorbe etmek, yeni iş alanları yaratarak, işsizliği azaltmak olduğunu ifade eden Erdoğan, emeğe dayalı sektörlere öncelik vereceklerini, başlattıkları bazı çalışmaları bu dönemde sürdüreceklerini bildirdi. Erdoğan, ''Başka siyasi partiler gibi bu konuda da kuru sıkı atmıyoruz'' diye konuştu.

Bu konuda bir harita çıkaracaklarını, envanter çalışmasıyla nasıl adımlar atılacağına bakacaklarını söyleyen Erdoğan, organize sanayi bölgelerini hayvancılığa yönelik kuracaklarını kaydetti.

-MİLLİYETÇİLİK-

Başbakan Erdoğan, ulusalcılık ve milliyetçilik konusundaki soruları yanıtlarken de, milliyetçililiğin kafatasçılık olmadığını ifade etti.

''Lafla da milletçilik olmuyor'' diyen Erdoğan, milliyetçiliğin, vatanını, milletini, yüreğinden sevmek, bu sevgiyi hizmet etmekle göstermek olduğunu dile getirdi.

Ülkenin kalkınması için, Türk milletinin refah düzeyinin yükselmesi için, üzerine düşeni yerine getirmenin gerçek milliyetçilik olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''3,5 yıl bizden önce görevde bulunan beyefendiler bulundukları süre içerisinde acaba ülkeme ne kazandırdılar? Şimdi soruyorum, 22 tane banka hortumlanarak fona devredildi. Bunun hesabını kim verecek? 40 milyar dolar bu fakir ülkeme o dönemde maliyeti var. Kim bunun sorumlusu? Hiç hesabını soran, hiç hesap veren oldu mu o dönemde? Bunu faturasını ödeyenler var mı? TMSF olarak bizden önceki dönemde bunlara en ufak bir darbe yok. Bizim dönemimizde TMSF bunların sırtına bindi, tavuklarına, koyunlarına varıncaya kadar hepsini aldı, ihalesini yaptı, sattı.''

İmarzedelere 9 katrilyon lira ödediklerini belirten Erdoğan, ''Şimdi çıkmış dürüstlük örneği olduğundan bahsediyor. Sen bu kadar dürüst adamsan önce bir defa dürüst babanı, kardeşini çağır bir gelsinler de şu 9 katrilyonu bir öde'' dedi.

Bu bankanın bono çıkarmak gibi yetkisi olmadığı halde çıkarması nedeniyle yaklaşık 2 katrilyon liralık bir yük geldiğine işaret eden Erdoğan, süratle bunun ödenmesine de başlanacağını bildirdi.

Erdoğan, Kıbrıs Rum Kesimi'nde kurulan bir sanal şirketle Türkiye Cumhuriyeti aleyhine dava açıldığını belirterek, ''Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı olduğum sürece, bu can bu tende oldukça bir kuruş buradan para vermem, bedeli ne olursa olsun. Dürüstsen gelir burada yargılanırsın. Buradan çıkacak neticenin başım gözüm üstünde yeri var. Kaçma, burada ol, burada da kimseyi aldatma'' diye konuştu.

22 banka fona devredilirken MHP Genel Başkanı Devlet eli'nin en ufak müdahalesi olmadığını dile getiren Erdoğan, ''Sen hükümetin ortağıydın, hani milliyetçiydin. Neden 22 bankanın hortumlanmasına müsaade ettin? Niye müdahale etmedin? Niçin durdun sen? Bu dönemde 1 tane banka fona devredildi mi? 1 tane hortumlanan banka var mı? Devlet bankaları zararda mı? Döneminde Ziraat Bankası, Halk Bankası, Pamukbank zararda. Siz nasıl milliyetçisiniz?'' dedi.

-TOPRAK SATIŞI-

Başbakan Erdoğan, gayrimenkul satışının kendileriyle başlamadığını, 1935'ten beri mütekabiliyet esasına dayalı olarak yapıldığını söyledi.

Bu konudaki kampanyayı yürüten MHP'inin iktidar orta olduğu dönemde yabancılara gayrimenkul satışı yapıldığına işaret eden Erdoğan, kendi dönemlerinde daha fazla toprak satışı olmasının istikrar ve güvenden kaynaklandığını dile getirdi. Bunların zarar değil, kar olduğunu belirten Erdoğan, buraları alanların ülkeye para bırakacaklarını, bunun açık ekonomi anlayışına destek veren örnekler olduğunu kaydetti.

Erdoğan, ''GAP Yahudilere, yabacılara satıldı'' açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, 1 metre kare satılmış yer olmadığını bildirdi.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Milliyetçi kendi içinde özellikle dışlayıcı olamaz. Kendi ülkesin insanına karşı nefret, kin taşımaz. Bunlara şaşıyorum. Bunlar eli silahlı, devamlı kin, nefret, kan... Adeta bundan zevk alıyorlar. Sayın Bahçeli'yi dinlediğimde, bu siyasetçi mi, yoksa başka görevimi var... O bağırışlar, o çağırışlar, o tehditler... Aman yarabbi nasıl hareketler bunlar. Bir siyasetçiye yakışır mı? Demokrasi içinde mücadele eden insana yakışır mı? Yarın parlamentoda aynı çatı altında olduğumuzu düşünün, bu tür tavırda olan insanla siz birbirinize selam bile veremezsiniz. Türkiye'nin birliği beraberliği için çalışacak olan insanlar bu duruma düşerse bu ülkenin hali ne olur?''

Erdoğan, korkuyla kimsenin milliyetçi olmayacağını, insanların umutla, sevgiyle, saygıyla olacağını dile getirerek, ''Bu konuda gerçek milliyetçi biziz. Ülkemize, vatandaşımıza ne kazandırdığımız ortadadır. Ülkemizin itibarı ortadadır'' dedi.

-''80 YAŞINDA ERBAKAN'A YAKIŞTIRAMIYORUM''-

Başbakan Erdoğan, bir başka soru üzerine, eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın kendisine yönelik eleştirilerine üzüldüğünü söyledi.

18 yaşından itibaren Erbakan'ın yanında emek verdiğini ve 31 yaşında İstanbul İl Başkanı olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Tek üzüntüm şudur: O konuşmalarında o denli hakaretler var ki, bütün bu hakaretler karşısında 80 yaşını devirmiş olan Sayın Erbakan'a ben bunları yakıştırmadığım için cevap vermiyorum, vermeyeceğim de. Onun içindir ki aldığım eğitim, aldığım terbiye bana böyle bir cevabı vermeme mani. Veremem, vermeyeceğim de. O'na da yine aynı şekilde milletim gereken cevabı zaten verdi, 22 Temmuz'da da verecek.

Sen bir taraftan sandalyeyle dolaşacaksın, bir taraftan çeşitli hastane raporları, şunlar, bunlar, filan, falan çıkarıp göndereceksin, ondan sonra da bu siyasi mücadelenin içerisinde bir şeyler toplayabilir miyim, bir prim yapabilir miyim, bunun gayreti içerisine gireceksin. Bırakın da artık yetiştirdiğin gençler var. Bunlar yapsın.

Hakikaten o şahsına, yaşına, ismine yakıştıramadığım bütün hakaretlere asla ben o şekilde cevap vermeyeceğim. Takdiri ben milletimin ferasetine bırakıyorum. Yıllarca beraber yürüdüğüm o hareketin içerisinde kalmış olan arkadaşlarıma, kardeşlerime bırakıyorum ve diyorum ki 22 Temmuz da bunun en güzel cevabı, en hayırlı cevabı olacak. Takdir milletimindir.''

AA/habertürk




HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.