Türkiye'de eşlerini paylaşan evli çift çok

Türkiye'de eşlerini paylaşan evli çift çok

Rıza Kıraç son romanı 'Namahrem'de eşlerini paylaşarak cinsellik yaşayan evlileri yazdı

Türkiye'de de bu şekilde cinselliği yaşayan bir grup insanın var olduğunu söyleyen Kıraç, 'Namahrem'i de gazetede okuduğu Türk swinger çiftten etkilenerek yazdığını belirtiyor..

Cin Treni, Komşunun Uzun Kızıl Saçlı Sevgilisi ve Arafta Bir Melek adlı kitapların yazarı Rıza Kıraç, son romanı 'Namahrem'de, kocasının zorlamasıyla başka erkeklerle ilişki kuran bir kadının hikayesini anlatıyor. Kitap, böylece 'swinger'ların; yani eşlerini paylaşarak cinsellik yaşayan evlilerin dünyasına dalıyor. Kıraç, romanı hakkında "Semra karakterinin yaşadıkları, okura kurgu gibi gelecektir. Ama yine de emin olmayın derim ben!" diyor. "Peki 'Namahrem' ne kadar kurgu, ne kadar gerçek?" sorusunu ise şöyle yanıtlıyor Kıraç: "Türkiye'de de eşlerini değiştirerek cinsel ilişkiye giren çok sayıda insan var!" 'Namahrem'i gazetede okuduğu bir Türk swinger çiftin röportajından etkilenerek yazdığını söyleyen Kıraç, kimseyi yargılamadığını da ekliyor: "Onlar da kendilerine has bir mahrem anlayışına sahip. Eşleriyle birlikte çok eşli yaşayabiliyorlar. Benim niyetim bu yaşam biçimini yargılamak değil elbette; ne haddime!"

BİR RÖPORTAJDAN ETKİLENDİM

* Eşlerini paylaşan evli insanların hikayesini yazmak nerden aklınıza geldi?

Yönetmen arkadaşım Mehmet Eryılmaz, Türkiye'de 'swinger' yapan bir çiftle ilgili bir röportaj gösterdi. Sonra, 'Bundan iyi roman olur' dedi. Okuyunca bana da ilginç geldi.

* Araştırmalar Türkiye'de de eş değiştirerek cinsellik yaşayan çiftlerin arttığını gösteriyor. Peki bu kitap ne kadar gerçek, ne kadar hayal ürünü?

Swingerlar ile ilgili söyledikleriniz doğru. Türkiye'de bu şekilde cinselliğini paylaşan bir grup insan var. Kendilerine has bir mahrem anlayışına sahipler. Eşleriyle birlikte çok eşli yaşayabiliyorlar. Benim niyetim bu yaşam biçimini yargılamak değil, ne haddime! Sadece kocasının isteğiyle 'swinger yapmak' zorunda kalan bir kadının romanını yazdım. Bu romanda anlatılanlar gerçek mi? Önemi yok. Edebiyatı biyografik kitaplardan ayrı tutmak gerek. Romanın ne anlatmaya çalıştığına kulak kesilip, karakterleri bu bağlamda değerlendirmeliyiz.

ERKEK CİNSEL AÇLIK ÇEKİYOR

* Bu konuda bir kitap yazdığınıza göre swinger olarak tanıdıklarınız vardır. Mesela kitabın baş karakteri için 'Semra'nın hikayesi okura kurgu gibi gelecektir. Yine de emin olmayın' demişsiniz.

Semra diye biri elbette var ve ona benzeyen o kadar çok insan var bunun ipuçlarını romanda verdim. Zaten 'Namahrem' sadece cinselliği anlatmıyor, sınıf atlamayla gelen değişimi anlatıyor. Bu yüzden çevrenize baktığınızda bir sürü Semra göreceksiniz.

* Swingerlar, Türkiye gibi muhafazakâr bir toplumda, böyle bir olayın içine girmeye nasıl cesaret ediyor?

Elif Korap'ın Türk swingerlarla yaptığı röportaj çok şey söylüyor. Muhafazakâr ülkelerde bu tür cinselliğin yaşanmasına şaşmamalı, kaldı ki Türkiye muhafazakâr olduğu kadar kaotik bir yapıya sahip. Hızla zenginleşenler, parayla her şeyi satın alabileceğini düşünenler, piyasa koşullarını her şeyin üstünde tutanlar var. Sorun; erkeklerdeki cinsel açlığın kadınları zorlaması. Kadın huzur ve sağlam bir ilişki isterken; erkek kontrol altına alamadığı bir cinsel açlık çekiyor. Türkiye'deki tecavüz olaylarının çoğunun nedeni de bu.

* Kadın okurlar Semra karakterinden rahatsız olacak demişsiniz, neden?

Semra ilişkisini yürütebilmek için kabul etmeyeceği şeyleri yaşamak zorunda kalıyor. Aynı şeyi günlük hayatta birçok kadın yapıyor. Semra kadınların en erkekleşmiş hali. Dolayısıyla kadınlar kendinden çok şeyi Semra'da görecek, bu yüzden onu sevmeyecek.

Romanı kimseye tepki olsun diye yazmadım
* Kitabın ismi neden 'Namahrem'? Modern hayatta, ahlaksızca nitelendirilebilecek şeylere artık Niye olmasın' gözüyle mi bakıyoruz?

Tam öyle değil. Değişimi yaşarken birkaç yıl önce mahrem olan birkaç yıl sonra namahrem olabiliyor ya da tersi.

* Peki swinger olma fikri size nasıl geliyor? Bu kitap tamamen bu zihniyete bir tepki mi yoksa onay vereceğiniz bir konu mu?

'Namahrem'i kimseye tepki olsun diye yazmadım. Kitabı okuyan iyi okur ne demek istediğimi anlar. Yaşamadığımız, bilmediğimiz hazlar konusunda atıp tutmak doğru değil.

KADINLAR ERKEKLEŞTİ

* 'Modern yaşam, en büyük tahribatı, kadını erkekleştirerek yaptı' demişsiniz. Biraz açar mısınız?

Kadının güçlü ve özgür kadın modeli oluşturabilmesi için kadınlığını unutması, erkek gibi davranması isteniyor. Tüketim toplumunda anaerkil ilişkiler iyice kayboluyor. Bu yüzden erkekleşmiş işkadınları ya da kadın politikacılar beni iğreti eder.

* Magazin dünyasında ilişkiler vıcık vıcık. Bu, kitabınızda yer alan Modern hayat bize önce utanmayı öğretir, sonra da utançlarımızdan kurtulmamızı öğütler' cümlesininin bir nevi aynası mı?

İnsanlar utanma duygusunu yitirmemeli. Ama bu cinsellikle ilgili olmamalı. Magazin dünyası umrumda değil. Bunlar basına yansıdığı gibiyse Bana ne' diye bağırmak istiyorum. '

Bundan 10 yıl sonra swinger olmak doğal karşılanabilir!

Günümüzde kadın-erkek ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kadın-erkek ilişkisi hakkında söyleyecek çok sözüm yok. Şayet yazarsanız, kitabınızda bir kadını anlatıyorsanız, size otorite muamelesi yapıyorlar.

Bu bana hep saçma gelir. Yani sıradan, basma kalıp şeyler söylemenin ötesine geçemem. Bildiğim tek şey var; kadının da erkeğin de roman, öykü okuması gerektiği... Ancak o zaman karşı tarafın duygularını anlayabilirler. Saçma sapan kitaplarla hayatın anlamını çözüp, ilişkilerini düze çıkarabileceğini sanan binlerce insan var. İyi bir ilişki yaşamanın reçetesi yok! Kadın dergilerinde salak saçma testler görürsünüz ve bunların aptalca olduğunu düşünürsünüz. Ardından da sorularını çözmeye başlarsınız! Çünkü çaresizsiniz, insan ilişkilerine dair bir şeyler okumak, durup 'Ben ne yapıyorum' demekten acizsinizdir...

* Erkekler için swinger olma fikri çok da uzak değil aslında.

Günümüzde tek eşli kalan erkek parmakla gösterilecek kadar az. Ama ya kadın nasıl tek olmaktan -hem duygusal hem de cinsel anlamda- vazgeçebilir? Herkesin cinsel tercihine, cinselliği yaşama biçimine saygı göstermek zorundayız. Ortada tecavüz, zorlama ya da bunu çağrıştıran bir şey yoksa, herkes fantezisini istediği gibi yaşamalı. İster tek eşli, ister çok eşli, bunun önemi yok! Eğer toplum olarak bu gibi konularda sınırlayıcı ve cezalandırıcı olursak bunun sonu faşizme dek gider.

ONLARI SAVUNMALIYIZ
* İnsanları eşlerini paylaşmaya iten neden modern hayat mı? Duyguların körelmesi, kadınların iş hayatında başarılı olması için verdiği savaş, cinselliğin robotlaşması mı?

Çok eşlilik ya da eş değiştirme yeni bir şey değil. İnsanlık tarihinde olagelmiş bir durum. Bu yüzden belki de on yıl sonra bu doğal karşılanabilir. Ya da daha muhafazakar bir topluma dönüşüp swinger olanlar hapse de atılabilir. Bir gün böyle bir suçtan birinin yargılandığını görürsek, onların hakkını herkesin savunması gerek. Çünkü hiçbir iktidarın yatak odamıza girmesine izin vermemeliyiz.

Buge Cankat/Günaydın


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.