Almanya’nın yüksek tirajlı dergisi Der Spiegel Mayıs sayısında ‘Takunyaların Mermer Sarayı” başlıkla Türk hamamları hakkında detaylı bir haber yaptı. Shirin Sojitrawalla imzasıyla yayınlanan haberde çeşitli hamamlarda yaşanan“Türk Hamam Kültürü” anlatılıyor. Türk hamamının insanda yarattığı etkiler ve hamam giriş çıkış ritüellerine kadar yer verilen röportajda İstanbul’un çeşitli tarihi eserlerinden de bahsediliyor.

Banyo, masaj, dinlenme –Hamamın temel görevi  beden ve ruh temizliğidir. 

Hamam diye adlandırılan görkemli buhar banyoları İstanbul’ un tarihi eserlerindendir, Ayni Ayasofya ve Avrupa’da Mavi Cami diye tanınan Sultanahmet Camii gibi.

İstanbullular nemli sıcak bir hava yuvarlak yıldız dolu bir gökyüzünü andıran tavana sahip hamamın salonun dolduruyorlar. Salonun ortasında bulunan ve duvarlar gibi mermerden oluşan bir dinlenme alanı var, göbek taşı diye adlandırılıyor.

Hamamların geleneksel ve katı kuruları mevcut.  Burada cinsiyetler arasında kesin bir ayrım yapılmaktadır. Bundan dolayı burada sadece bayanlar bir arada olup orada oturup, yatıp ve banyo yaparlar. Ortamdaki hava neşeli olup, hem ziyaretçiler hem de çalışanlar bol bol gülüp şarkı söylüyorlar.

Türk hamamı; hem beden, hem ruh için bir banyo

Türk hamamının Fin hamamlarını ile en önemli farkı kuru ve nemsiz bir ortamın değil, nemli ve sıcak bir ortam mevcut olmasıdır.

İstanbul’da bu tarz hamamlardan yüzlercesi mevcuttur. Aynı zamanda şehrin tarihi ve görülmesi gereken eserlerin arasında bulunuyorlar. Aynı Ayasofya gibi...

Böyle bir dinlenme için önerilebilinen ve tarihi bir hamam olan Çemberlitaş Hamamı vardır. Eski İstanbul’ un ortasındadır. Bu hamam 1584 yılında Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Osmanlı döneminin 16 yüz yıla ait en önemli yapıtlarından sayılır.

Hamama ğern müşterilere soyunma kabinlerinde bir bez parçası verilir. Bunun adi peşte maldır. Bu peştemal hamamın ana kısmına geçmeden bedene sarılır ve ana bölümüne öyle geçilir.

Hamamda personel tarafından muhteşem ve unutulmaz mesajlar sunulur. Bu işlemlerin ön hazırlığı olarak pütürlü bir sünger ile bu ipekten veya kese adı verilen keçi saçlarından yapılmış olabilir. İnsanın bütün bedenı mevcut kirden arındırılır. Daha sonra güçlü kokulu sabunlar ile beden sabunlanır ve masaj başlar.

Bu işlemlerden sonra cilt bir bebek cildini andırır. Müşteride kendini uzun bir dağ gezisinden sonra nasıl yorgun, bitkin ve aç hissediyorsa öyle hisseder.

Kral ve Sultanların eğlencesi

Bu işlemden sonra ortak alanda bulunan dinlenme veya kahve bölümünde bir çay veya daha iyisi ayran içmek önerilir.  Ayran alkolsüz, tuzlu bir yoğurt içeceğidir. Hem susuzluğunuzu giderir hem de vücuttun ihtiyacı olan mineralleri sunar.

Yerlilerin yanı sıra her gün sayısız turist tarafından da ziyaret edilen Çemberlitaş Hamamı günlük olarak takribi 220 misafir ağırlıyor.

1741 yılında inşa edilen ve Ayasofya’ya yakın olan Cağaloğlu Hamamı içinde aynı şeyler söz konusudur. Burada İngiltere Kralı Edward VIII,  Alman Kralı Wilhelm II. ve ünlü besteci Franz Liszt’de hamam keyfi yapmışlardır.

İstiklal Caddesi’nde hemen köşeyi dönünce tarihi Galatasaray Hamamı karşınıza çıkar, 1481 yılında kırmızı mermerden inşa edilen hamamın girişinde tipik ahşaptan yapılmış takunyalar ziyaretçiler için hazır tutulur. Artık çoğu hamamda bunların yerini plastik terlikler almıştır. Bunları kullanmak istemeyenler kendi terliklerini yanında getirirler.

Mükemmel bir banyo için gerekli hazırlıklar;

Hamamdan önce dikkat edilmesi gereken kurallar vardır. Bacak, kol ve yüzün yeni tıraş edilmiş olması gerekir. Yoksa yapılacak kese ve masaj cildi tahriş edebilir. Bayanlara hamam ziyaretinden önce makyajlarını iyice temizlemeleri tavsiye edilir. Ciltte bulunan gözenekler bu işlemlerde iyice açılır. Ayrıca tansiyon sorunları olanlara hamam ziyareti pek tavsiye edilmez.  Buradaki sıcak ortam tansiyonlarını düşürebilir,

Bol ve keyifli yemekleri de hamam sonrasına bırakılması tavsiyeler arasındadır. Bursa’da hamam keyfi yapmış ve yemek keyfi yapacak olanlar ayrıca bir tavsiyemiz daha var. Burada görülmesi değil ama tadılması gereken “ İskender Kebabı” bulunmaktadır.

Kaplıca şehri olan Bursa, Osmanlının ilk başşehri unvanına sahiptir. İstanbul’a uzaklığı 90 kilometredir ve hamam kültürü ile tanınmıştır. Kaplıca evi olan “Eski Kaplıca” göze çarpan çatısı ile 14. yüzyılda inşa edilmiştir. Bugün 5 yıldızlı bir otele aittir. Ayrıca görülmesi gerekenler arasında Büyük Cami, çarşısı ve Şeşil Cami de bulunan meşhur mozayikleri sayabiliriz.