Sosyete işkolik oldu

Sosyete işkolik oldu

Referans / Sevda Yüzbaşıoğlu'nun haberi: İş dünyasında milyonlara yön veren işadamlarının, eşleri de boş durmuyor. İşte o eşler;

İş dünyasında milyonlara yön veren işadamlarının, eşleri de boş durmuyor. Girişimciliğe soyunan sosyetenin tanınan kadınları takı tasarımından dekorasyona kadar marka olmanın mücadelesi içine girdi. Kimi kendi yarattığı markası ile yeteneğini kanıtlamaya ve önyargıları kırmaya çalışırken kimi de Türkiye'ye getirmek için yabancı markaların peşinde koşuyor. İşte "İş dünyasında erkek egemen tablonun değişmesi ve topuk seslerinin daha da duyulur hale gelmesi" için yola çıkan kadınlar...

Takıları New York'un lüks mağazalarında satılıyor

Koç Holding'in eski üst düzey yöneticisi Uğur Ekşioğlu'nun oğlu Can Ekşioğlu ile evli olan Mermerci ailesinin en büyük kızı Tansa Mermerci takı tasarımında iddialı. 1999'dan beri takı tasarımı yapan Mermerci, 2001'de kendi şirketi TEDY'yi kurdu ve kendisiyle aynı adı taşıyan TANSA markasını yarattı. Amacı, TANSA'yı dünya markası haline getirmek olan Mermerci, New York'ta, Bloomingdale's ve Domenica Vacca gibi mağazalarda takılarının satılmasından ise büyük gurur duyduğunu söylüyor. Kendisini kanıtlayana kadar birçok önyargı ile karşılaştığını anlatan Mermerci, bu önyargıları aşabilmenin ise onu daha çok motive edip hırslandırdığına işaret ediyor. "Genellikle toplantılardan 'Biz sizi hiç böyle tanımamıştık, bizi çok mahcup ettiniz' diyerek çıkan insanlar olurdu. Sosyal görüntümün arkasında kafası çalışan, aklı başında, disiplinli, sorumluluk sahibi, sorgulayan, okuyan, öğrenen biri olmam kimilerini çok şaşırttı. Ben de onların şaşırmalarına çok şaşırdım" diyen Mermerci'nin bir kadın olarak iş dünyasında en çok zorlandığı alan ise iş takipçiliği olmuş.

Mermerci, "Takip için başka birini görevlendirdiğim işler genellikle yarım kalan işler oldu. İş hayatında bunu çok iyi öğrendim. Her işi birebir takip etmek benim için kaçınılmaz bir iş prensibi haline geldi" diyor.

TEDY'nin atölye, satış ve pazarlama işlerini yürüten 15 kişilik bir ekipten oluştuğunu söyleyen Mermerci, İstanbul'da Machka ve Homestore mağazalarında, Bursa'da Nell mağazasında, Fransa ve Amerika'da butiklerde yapılan satışların oldukça iyi gittiğini belirtiyor. Tansa Mermerci'nin bir girişimci ve tasarımcı olarak en büyük hayali ise yaptığı işin dünya çapında tanınır hale gelmesi.

Hamileyken uygun kıyafet bulamayınca kendi üretti

Fenerbahçe'nin eski başkanı Ali Şen'in gelini Aslı Şen ortağı Pelin Ulutaş ile hamilelere özel kıyafetler satan Bella Mum'um sahibi. Çocukluk arkadaşı olan Şen ve Ulutaş'ın 2005'te açtıkları Bella Mum, Aslı Şen'in hamileliği esnasında istediği kıyafetleri bulamaması sebebiyle hayata geçmiş. Şu anda İstanbul'da iki, Bursa ve İzmir'de birer mağazaları olduğunu, eylül ayında ise beşinci mağazalarını açmayı planladıklarını söyleyen Ulutaş, Bella Mum'un ortaya çıkışını şöyle anlatıyor: "Bilkent'te okurken Aslı ile tatil için gidecek tur bulamayıp kendi turumuzu yaratmıştık. Aradan 10 sene geçti. Evlendikten sonra ikimiz de hamilelik dönemlerinde bulduğumuz kıyafetleri içimize sindiremedik. Bu sefer de kendi kıyafetlerimizi kendimiz yaratalım dedik. Bella Mum bu fikirden doğdu." Ulutaş ve Şen'in önümüzdeki yıllardaki hedefleri mağaza sayısını ve ürün çeşitliliğini artırmak. Türkiye'nin dört bir yanından bayilik teklifleri aldıklarını ancak istikrarlı bir büyüme hedeflediklerini söyleyen Ulutaş, "Yurtdışında bir marka olmayı hedefliyoruz. Bu yüzden sağlam adımlar atarak yavaş ama kararlı bir biçimde büyümek gerektiğini biliyoruz" diyor. Başarılarını işlerini çok sevmelerine, pazarın kendilerine fırsat tanımasına ve Türk kadınının önceliklerine önem vermelerine dayandığını vurgulayan ortaklar, iş dünyasında kadınlara hâlâ tam güven duyulmamasından şikâyetçi. Çok sık karşılaştıkları "Bella Mum ile devam edeceğinize emin misiniz" sorusu onlara sektörde güven kazanmak için erkeklerden daha çok çalışmaları gerektiğini göstermiş. Aslı Şen "Kadınların eşlerinin kendilerinden hem evi hem de işi kusursuzca yönetmelerini beklemeleri sorun yaratabiliyor. Ama benim için ailem her zaman ilk sırayı alıyor" diyor.

Haagen-Dazs'ı Türkiye'ye getirip satış rekorları kırdı

Dondurulmuş ürünler üreten Kerevitaş'ın patronu Osman Merzeci'nin eşi Serra Merzeci, son dönemde gösterdiği başarılarla dikkat çeken isimlerden biri. Geçen yıl Amerikan dondurma markası Haagen-Dazs'ı Türkiye'ye getiren Merzeci'nin başarısının ardında araştırmacı ruhu ve gözlem yeteneği yatıyor. Reklamcılık yaptığı dönemde yeni ve niş ürünlerin pazarda büyük başarı elde ettiğini gözlemleyen Merzeci, Türkiye'de premium dondurma boşluğunu dolduracak bir marka olduğu için Haagen-Dazs'ın temsilciliğini almış. İlk şubesini Kanyon alışveriş merkezinde açan Serra Merzeci, "Şu anda Haagen-Dazs'ın tüm dünyadaki 800'ü aşkın kafesi içinde metrekare başına en yüksek satışı yapan kafeler arasında yerimizi aldık" diyor. Kanyon'daki Haagen-Dazs Cafe'de günde ortalama bin top dondurma satılıyor. Marketlerde de satılmaya başlanan Haagen-Dazs'ın bugüne kadarki perakende satışları ise 1 milyon doları aşmış durumda. Merzeci, 2007'de üç yeni Haagen-Dazs Cafe açmayı planladıklarını söylüyor. Sadece dondurma satışlarından 7 milyon dolar ciro elde etmeyi beklediklerini söyleyen Merzeci, kariyer basamaklarını çıkarken ailesinden büyük destek görmüş.

"Dondurma işine girerken de özellikle eşim Osman Merzeci'nin büyük desteğini aldım. Bu işten önce iş dünyasında edindiğim deneyim kendime güven duymamı sağladı ama çevremden aldığım desteğin, bugün elde ettiğim başarıda ayrı, özel bir yeri var" diyor.

Kadınların iş dünyasında yaşadıkları zorlukları kararlılıkla aşabileceklerini söyleyen Merzeci, şu açıklamayı yapıyor: "İş dünyasında erkek egemen tablonun değişmesi, topuk seslerinin daha da duyulur hale gelmesi, sadece tek tek sektörlerin değil, ülkemizin gelişimi, çağdaşlaşması açısından da önem taşıyor."

Mr. Baklava'nın eşi tasarladığı ürünlerle Dubai'ye açılacak

Dünyanın Mr. Baklava olarak tanıdığı Karaköy Güllüoğlu'nun sahibi olan Nadir Güllü'nün eşi Nuray Güllü girişimci ruhunu ortaya koyan eşlerden biri. Nuray Güllü İstanbul Florya'daki mağazasında 14 kişilik bir ekiple iç dekorasyon malzemeleri üretiyor. 2004 yılında Florya'da açtığı mağazasında ev ve bebek tekstili üzerine çalışan Güllü, "İç dekorasyonda kumaş olan her alanda varım" diyor. Güllü'nün Kahramanmaraş ve Gaziantep'te de atölyeleri var. İkinci şubesini Şubat 2007'de Çorlu'da açan Güllü'nün hedefi, kendi markasını yaratmak. Şirketinin 2006 yılı cirosu 80 bin YTL. Ancak Nuray Güllü için iş hayatına atılmak öyle sanıldığı gibi kolay olmamış. Eşini ikna etmek için çok uğraş vermiş. "Ben bir Anadolu erkeğiyle evliyim. Onun kafasında bazı şeylerin değişmesini beklemek zorundaydım. Yine de onda bu bakış açısı olmasa bugünlere gelemezdim" diyen Güllü 29 senelik evliliklerinin 25. senesinde iş hayatına atılabilmiş. Nuray Güllü, "Kendinize ait bir alanınız olması gerekiyor. Mesele sadece önünüzde başarılı bir erkeğin olması değil, günlük yaşamda sizden beklenenlerle kendinize ait istekleri birleştirerek hayata geçirmek için önceliklerinizi çok iyi belirlemeniz gerekiyor" diyor. Koleksiyonlarını yaratırken çevreden çok etkilediğini söyleyen Nuray Güllü, "Benzin alırken gözüme takılan Shell akaryakıt istasyonlarının logosundan aklıma nişan bohçası yapmak geldi. Yaptım ve çok beğenildi" diyor. Aynı zamanda KAGİDER üyesi de olan Nuray Güllü'nün hedefleri arasında İstanbul'da şubeler açmak ve Dubai'ye ihracata başlamak var.

Hedefi İtalyan Marella'nın mağaza sayısını 20'ye çıkarmak

Hazırgiyim üzerine şirketi bulunan cemiyet hayatının tanınan isimlerinden Erkan Simitçioğlu'nun eşi Gülbin Simitçioğlu da iş hayatında aktif olmayı seçen kadınlardan biri. Gülbin Simitçioğlu, İtalyan hazırgiyim markası Marella'nın Türkiye'deki genel koordinatörlüğünü yapıyor. Psikoloji mezunu olan Simitçioğlu, 2000 yılından beri Eflan Benker'le birlikte Marella'yı yönetiyor. Halen Türkiye'de üç mağazası olan Marella mağazalarının sayısını 20'ye çıkarmayı planladıklarını söyleyen Simitçioğlu "Nişantaşı, Erenköy ve İzmir'de üç mağazamız var. Şimdi İstinye Park'ta bir mağaza açmayı düşünüyoruz" diyor. Başarısını çevresinden aldığı desteğe bağlayan Simitçioğlu, "Çocuklarım küçükken iş hayatına atılmayı düşünmedim. Daha sonra eşimin de desteğiyle Marella'nın genel koordinatörlüğünü üstlendim" diye konuşuyor. İşi gereği piyasadaki tüm gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten Simitçioğlu, son dönemde seçimlerle beraber evlerde uygulanan tasarruf tedbirlerinin kendilerini zorladığına dikkat çekiyor.

Butik oteline dünyanın dört bir yanından müşteri geliyor

Ahu Aysal, 30 yıldır Unit Yatırımlar Holding'in başında olan işadamı Ünal Aysal'ın eşi. Aysal, 55 milyon dolarlık bir yatırım yaparak Kuruçeşme'deki tarihi Muhsinizade Yalısı'nı, Les Ottomans adıyla 11 odalı bir butik otele dönüştürdü. 7 sene süren zorlu dönüşüm sürecinde eşinden her konuda destek gördüğünü söyleyen Aysal, "Biz hiçbir zaman birbirimizin işlerine müdahale etmedik, tam tersi destek olduk" diyor. Kadınların her zaman erkeklerden daha hırslı ve başarılı olduklarını söyleyen Aysal, "Çünkü kadın çok fazla çözüm üretebiliyor, bu kadının doğasında var" açıklamasını yapıyor. Aysal, Les Ottomans'ı butik otel olarak açma fikrini de bir ihtiyacı analiz ederek yakalamış. "Biz Türkiye'de bir ihtiyacı karşıladık. Güney sahillerimizde 150 odalı yüzlerce otel var ancak bunların Türk turizmine bir getirisi yok. Baz fiyatlar konmadığı için gelen turist cebinden beş kuruş para harcamadan her şey dahil gelip gidiyor. Ben bir misyon üstlendim, İstanbul'un farklı bir yüzünün dünyaya tanıtılması adına ve bunu gerçekleştirdim" diyor. 200 kişilik bir ekibin çalıştığı Les Ottomans'ta amaçlarının her misafirin istek ve ihtiyaçlarını en özel şekilde karşılayabilmek olduğunu söyleyen Aysal, müşterilerden çok olumlu tepkiler aldıklarını da belirtiyor. Hedeflenen kitleyi yakaladıklarını belirten Aysal, dünyanın dört bir yanından rezervasyon aldıklarını söylüyor. "Boğaz, İstanbul'da tek. Benim otelim de 'boğaz'da tek. Buraya gelen müşteri bunun farkında" diyen Aysal, otel projesi ile ilgili tüm hedeflerine ulaştıktan sonra yeni girişimlere yelken açacağının da sinyalini veriyor.

BPoint'in kurucusu Dereli, şimdi de İsviçreli Bedat&Co'nun peşinde

2003 senesinde Nişantaşı'nda takı ve iç dekorasyon tasarımı üzerine BPoint Mağazası'nı açan Bilgün Dereli, işadamı Sinan Dereli'nin eşi. Takı ve dekorasyon işine hobi olarak başlayan Dereli, hem dostlarının hem de eşinin desteğiyle daha büyük hedeflere soyunmuş.

Eşinin desteğini her zaman hissettiğini söyleyen Dereli "Yine de evdeki kirazları taze tutmazsanız, 'Bu evi iyice boşladın' şikâyetleri başlıyor" diyor gülerek. Bir kadın olarak, iş ve ev arasında iyi bir denge oluşturulmadığı takdirde problemlerin yaşanabileceğine işaret eden Dereli, iş hayatında ise her zaman temkinli davranmanın önemli olduğu görüşünde. Sırf bu yüzden Nişantaşı'ndaki kendi mağazasını açmadan önce, eşinin Fındıklı'daki işyerinin bir katını showroom olarak kullanıp bir yıl mağazacılığı denemiş. Satış konusunda kendisini çok başarılı görmediğini belirten Dereli, "Benim yerim atölye, üretimin olduğu yer. Satış işini ise uzmanlardan oluşan ekibime bırakıyorum" diyor. Kendini artık sadece bir tasarımcı olarak değil, bir kuyumcu olarak da gördüğünü ifade eden Dereli, bu nedenle artık üretim işini de üstlenmiş. Dereli'nin gelecekteki planları arasında İsviçre markası Bedat&Co saatlerinin Türkiye distribütörlüğünü almak ve ikinci bir mağazayı hayata geçirmek de var.

Kurduğu spor merkezini kardeşine devredip denizciliğe döndü

Serra Cerrahoğlu, ünlü armatör Eşref Cerrahoğlu'nun kızı. Babası hem patronu hem de en büyük akıl hocası. Cerrahoğlu, Washington'da uluslararası işletme eğitimi alıp uluslararası bir firmada da staj yaptıktan sonra 2001'de Türkiye'ye dönerek Cerrahgil Şirketler Grubu'nda operasyon bölümünde işe başlamış. Bu dönemde operasyon işinin her türlü ayrıntısıyla uğraşmış. Bir süre sonra ise başka bir arayışa girmiş. "O dönemde denizcilik piyasasının elverişsiz koşulları ve yeni yatırım arayışları Nişantaşı'nda bir 'Kendini İyi Hissetme Kulübü' açma fikrini doğurdu" diyen Cerrahoğlu, 2002'de Motus Wellness Center'ın temellerini atmış. Yaklaşık 2 bin üyesi bulunan spor merkezinin kendisi için çok ciddi bir deneyim olduğunu söyleyen Cerrahoğlu, "İnsanla uğraşmak, sorun çözmek, sıfırdan başlayıp bir noktaya gelmek... Ben bütün bunları Motus'la öğrendim" diyor. Üç ay önce Motus'u kız kardeşi Arzu Cerrahoğlu'na devreden Serra Cerrahoğlu, bugünlerde yeniden denizcilik günlerine geri dönmenin heyecanını yaşıyor. "Ben bu işin içine doğmuş gibiyim. Sürekli çalan telefonlar, seyahatler, dur durak bilmeyen bir tempo.. İşte benim karakterimle uyuşan meslek" diyen Cerrahoğlu, denizcilik işine geri döner dönmez de bir atılım yapmış. Çin'e giderek 2 yeni gemi siparişi veren Cerrahoğlu, tanesi 40 milyon dolara mal olacak gemilerin 2010'da filoya katılacağını söylüyor. Babasının eleştiriye ve yeni fikirlere çok açık olduğunu belirten Cerrahoğlu, babasının bu vizyonu sayesinde yere sağlam basmayı öğrendiğini söylüyor. "Benim için o işte 'Eşref Bey', evde ise 'baba'dır" diyen Cerrahoğlu, en büyük şansının ise bir baba ve deneyimli bir işadamı olarak kendisine artı ve eksilerini gösteren bir yol göstericiye sahip olması olduğunu anlatıyor.

Referans / Sevda Yüzbaşıoğlu


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.