Son 50 yıla damgasını vuran reklamlar...

Son 50 yıla damgasını vuran reklamlar...

Yıl 1950. Türkiye’de markalaşmanın bakir olduğu zamanlar… Reklam ise gazete ilanlarından ibaret. Ülker, işte böyle bir dönemde, bir ilke imza atarak radyo haber bültenleri arasına bir reklam verdi. 10 liradan ücretlendirilen “Akşama baba

Radyo reklamları ve müziği öyle güçlü bir etki yarattı ki, ürünün satışlarında patlama yaşandı. İnsanlar hükümet bildirisinin hemen ardından yayınlanan reklamın etkisinde kalarak Ülker’e “hükümet bisküvisi” demeye başladılar.
O döneme ilişkin olarak Ülker yetkilileri, “Satışlarımız o kadar iyi gitti ki, o güne kadar nakliye ambarları aracılığıyla taşınan bisküvilerin yarısı ıskartaya çıkıyordu. Artan talep ile Ülker kendi dağıtım ağını kurdu ve ürünler fabrika fiyatına ülkenin her yanına teslim edilmeye başlandı. Reklamın en önemli sonucu ise Türkiye’nin ilk yerli bisküvi markasının geniş kitleler tarafından benimsenmesini sağlaması oldu. Bu reklamlar hala Ülker’in reklam tarihinin kültleri arasında yer alıyor” diye konuşuyorlar.
Sadece Ülker’in değil, onun gibi pek çok dev markanın yaşam döngüsünde satışlarını artırmasını sağlayan, hatta markaya çağ atlatan reklam kampanyaları mevcut...

Türkiye’nin ilk özel bankası Yapı Kredi, kuruluş yılı olan 1944’ten bu yana reklamı etkin bir mecra olarak kullanıyor. Bankanın bugüne kadar sonuçlarıyla en çok hatırlanan reklam filmi ise 1993 yılında Merkez Ajans tarafından hazırlanan “Pardon” isimli reklam kampanyası. Kaan Girgin’in rol aldığı kampanyada, Girgin’in temsil ettiği karakterle sevgilisi arasındaki aşk macerası ekseninde, bankanın bireysel bankacılık hizmetleri tanıtılıyordu. Her seferinde birbirinin devamı konular içeren reklam spotları, izleyici tarafından merakla bekleniyordu. Kampanyayı akıllara kazıyan ise her spotta ana karakter Kaan Girgin’in tekrarladığı “Burası Yapı Kredi değil mi? Pardon… pardon…” sözleri oldu.
Yapı Kredi Kurumsal Kimlik ve İletişim Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Tülay Güngen, kampanyanın konusu, süresi ve tüketici üzerindeki etkisi ile unutulmaz olduğunu söylüyor. Güngen, “Bu, kredili hesabın anlatıldığı ilk reklam filmiydi. Türk tüketicisinin o tarihe kadar hiç alışık olmadığı şekilde 1 dakikadan daha uzundu. Hatta anlatılan ürünün özellikleri arttıkça ve reklamlardaki tempo yükseldikçe, süre de gittikçe uzamıştı ve ‘Bay Pardon’un son filmi olan trafik kazası filminde süre 2 dakika 49 saniye ile doruğa ulaşmıştı." diye konuşuyor.

Efes Pilsen 1976 yılında Piar araştırma şirketine bir araştırma yaptırdı. Yapılan araştırmaya göre o yıllarda bira şirketlerinin mesajları birbirine karışmıştı ve net olarak algılanmıyordu. Bunun üzerine Efes Pilsen reklam mecrasına daha fazla yatırım yapma kararı aldı. Hem fark yaratmak, hem de Efes Pilsen’i tüketicinin algısında bir üst seviyeye taşımak amacıyla bir konkur açtı.
Ajans Ada'nın sunduğu “Bira bu kapağın altındadır” sloganlı senaryosu seçildi. Orta sınıfı hedef alan ve orta sınıftan gelen karakterlerin yer aldığı reklam filmlerinde her seferinde aynı slogan kullanıldı.
Efes Bira Grubu Türkiye Bölge Başkanlığı Pazarlama Direktörü Dilek Başarır, “Bira bu kapağın altındadır” çalışmasının bu kadar etkili ve başarılı olmasının nedeni şöyle açıklıyor: “Kampanyanın bugün dahi hatırlanır olmasını sağlayan en büyük özelliklerinin başında; hedef kitlenin doğru tanımlanmış olması, reklamda kullanılan dilin samimiyeti ve reklamın sloganı geliyor. Tüketicide ‘Bira Efes Pilsen’dir algısı yaratıldı ve kampanya çok başarılı oldu” diye konuşuyor.

 


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.