Sarıgül'ün Kılıçdaroğlu'nu devirme planı

Sarıgül'ün Kılıçdaroğlu'nu devirme planı

Barış Yarkadaş Gerçek Gündem'de köşesinde Mustafa Sarıgül ve arkasındaki güçlerin CHP Genel Başkanı Kemal Kılçdaroğğlu'nu devirme planlarının olduğu çarpıcı örneklerle köşesinde kaleme aldı.

Hem bu köşede, hem de katıldığım radyo ve TV programlarında şunu söylüyordum: "Mustafa Sarıgül'ün esas amacı, uzun vadede de olsa Kemal Kılıçdaroğlu'nu koltuktan indirmekve CHP'nin başına geçmektir.''

Ben bu tespiti yaptığımda, birçok arkadaşım, "CHP'nin başına geçme hayali her siyasetçinin hakkı değil midir? Bunda garip olan ne var? Hem bu nasıl olacak, genel başkanlığı almak kolay mı?'' sorusunu yöneltiyordu. 

ÖNEMLİ OLAN İLKELERE SAHİP ÇIKMAKTIR

Kuşkusuz ki; CHP'li olan, CHP'nin ilkelerini benimseyen,Atatürkçülüğünden şüphe duyulmayan, laikliği özümsemiş, tam bağımsızlık şiarini içselleştirmiş, anti-emperyalist düşünceyi bayrak edinmiş herkes CHP'nin genel başkanı olmak isteyebilir.. Bu en doğal hakkıdır...

Peki Mustafa Sarıgül yukarıda saydığım hangi ilkeyi savunuyor?Hangi ilkeye sahip çıkıyor? 29 Ekim'de astırdığı Türk bayraklarını, Taraf Gazetesi'nden fırça yeyince indirten ve Taraf'a "Bir daha olmayacak'' diye beyanat veren Sarıgül mü!

Atatürk'ün koltuğunda oturmak isteyenler, onun ilkelerinden bir milim dahi taviz vermeyecek kişi ya da kişiler olmalıdır! Melih Gökçek'e Beyaz TV'de övgüler dizen, Fethullah Gülen'den coşkuyla bahseden, Kadir Topbaş'a ''Abimdir, karşısına aday olarak çıkmam'' diyen ve Taraf'a boyun eğen Sarıgül, Atatürk'ün koltuğunda oturamaz! Oturursa, orası zaten Atatürk'ün koltuğu olmaz! 

KILIÇDAROĞLU KUŞATMA ALTINDADIR

Yazının girişinde, Sarıgül'ün bu ilkelere sahip çıkmamasına rağmen, uzun vadedeki hedefinin Kılıçdaroğlu'nu devirmek ve o koltuğa oturmak olduğunu hatırlattım. ''Bu nasıl olacak?''diyenlere son ve somut bir örnekle cevap vereceğim. Kılıçdaroğlu'nun nasıl bir kuşatma altına alındığını, tekellerin, holdinglerin ve Gezi direnişine gözlerini yuman medyanınCHP'yi Sarıgül'e nasıl teslim etmek istediğinin kodlarını yazacağım...

Pazartesi gecesi CNN Türk'te yayımlanan Tarafsız Bölgeprogramında konuşan ve Mustafa Sarıgül'ün medyadaki PR'ını yapma misyonunu üstlenen Konsensus Araştırma'nın sahibi Murat Sarı, önemli bir bilgi verdi. 

Şişli Belediyesi'ne ait Şişli Eğitim Vakfı'na hatırı sayılır ücretlerle anketler yapan Sarı, "CHP'nin kamuoyu araştırmalarını İPSOS yapıyor. Sarıgül'ün durumu bu araştırmalardan sonra belli olacak'' dedi. 

VAY VAY VAY....

Sarı'nın verdiği bu bilgi, haber merkezimizi harekete geçirdi. Arkadaşlarımız merceklerini hemen İPSOS adlı firmaya çevirdi. Saat 23.30 sularında google'dan yaptığımız kısa bir araştırma,"Kılıçdaroğlu'na yönelik kuşatma''ın ipuçlarını da ortaya koydu. 

Haber merkezindeki arkadaşlarımız, talimatım üzerine yaptıkları araştırma sonucu, üç dakika sonra şu bilgileri verdi: 

"CHP'nin 50 ilde belediye başkan adaylarını belirlemek için anket yaptırtacağı firmanın bu konuyla ilgili biriminin başında Tonguç Çoban var.''

KİM BU TONGUÇ ÇOBAN?

Tonguç Çoban ismini duyunca, birden durakladım... Bu ismi bir yerden hatırlıyordum... Hemen eve döndüm ve arşivime baktım.''Tonguç Çoban'' adlı dosyada karşıma çıkan bilgiler kafamdaki birçok soru işaretine de yanıt oldu. Sarıgül taraftarlarının"CHP'deki adayları biz belirleyeceğiz. Kılıçdaroğlu'nun ruhu bile duymayacak'' sözlerinin ardında yatan inanılmazözgüvenin sebebini de anlamış oldum. 

Nasıl mı?

Tonguç Çoban başlıklı arşivimde, Çoban'ın 10 Aralık Hareketi'nin kurucularından olduğu ve Sarıgül'e yakınlığıyla bilinen DİSK'in o dönemki Başkanı Süleyman Çelebi'nin danışmanı olduğu yazıyor. 

Çoban, DİSK'te uzun bir süre Çelebi'ye danışmanlık yapmanın yanı sıra, CHP karşıtı olarak bilinen 10 Aralık Hareketi'nde de aktif rol almış. Çelebi, İPSOS'un Genel Müdürü Tonguç Çoban'ı o dönem birlikte hareket ettiği Sarıgül'le de tanıştırmış. Sarıgül, Çoban'ı Faruk Loğoğlu'nun da uzun süre maaş aldığıKENT YOL adlı belediye şirketinde danışman olarak işe başlatmış. Çoban, maaşını "Beyaz Zarf'' olarak bilinen uygulamayla almış...

PAZAR GÜNÜ BİRLİKTEYDİLER


Aynı Çoban, daha sonra Türkiye Değişim Hareketi'ninKurucular Kurulu Üyesi olmuş. Sarıgül ile birçok etkinliğe katılmış. TDH'deki görevini sürdüren Çoban, pazar günü deSarıgül'ün Şişli'de yaptığı toplantıda baş köşedeydi...

Çoban'ın bir diğer özelliği ise Gürbüz Çapan'a yakın olması... 

Yolsuzluktan dolayı içeri atılan Çapan'a o dönem en çok Tonguç Çoban destek olmuş. Tonguç Çoban, Esenyurt Belediye Başkanı Çapan'a danışmanlık yaparken, ağabeyi Özgür Çoban da belediyede Fen İşleri Müdürlüğü görevini üstlenmiş. Çobanlar, yolsuzluktan dolayı CHP'den atılan Çapan'ın geri alınması sürecinde de parti içinde aktif rol üstlenmiş... 

2011 SEÇİMLERİNDE UMUT ORAN'LA ÇALIŞTI

CHP'nin 50 ilde belediye başkanlarını belirleyecek olan anketi yapan firmanın ilgili bölümünün başındaki kişi, Gürbüz Çapan'dan Sarıgül'e, Süleyman Çelebi'den Umut Oran'a,Oğuz Kaan Salıcı'dan Aydın Ayaydın'a uzanan ilişkiler ağında 
yer alıyor. 

CHP'NİN PARASINI KİMLER NASIL HARCIYOR?

10 Aralık Hareketi Üyesi Oğuz Kaan Salıcı'nın yakın çalışma arkadaşı olan Çoban, CHP'nin 50 ilde adaylarını belirleyecek anketi yapma işini; üstelik de yüksek bir ücret karşılığındaalıyor. Çoban'ı anket yapması için Gökhan Günaydın'aSüleyman Çelebi getiriyor. Çelebi, İPSOS'u Gökhan Günaydın'a ''uluslararası firma'' Çoban'ı ise "Boğaziçi mezunu, entelektül bir kişi'' olarak pazarlıyor. 

Bitmiyor...

Firmanın sahibi Umut Oran'ın yakın arkadaşı olduğu ve 2011 seçimlerinde birlikte çalıştıkları için, İPSOS'a elli ilin kaderi teslim ediliyor. Umut Oran, yakın arkadaşının şirketine kıyakyapıyor... CHP'nin parasını har vurup harman savurmakta kimse sakınca görmüyor... 

YAPILAN HİÇBİR ŞEKİLDE ETİK DEĞİL

Siyasetle bu denli iç içe geçmiş bir kişinin anket yapabilmesi, dünyanın hiçbir yerinde mümkün değildir. Şu komediye bakar mısınız! Sarıgül'ün danışmanı, CHP'ye anket yapacak ve Sarıgül'ün istenip istenmediğine ilişkin rapor sunacak!Medya da bu anketleri halka duyuracak. ''CHP tabanı yüzde 75 oranında Sarıgül'ü istiyor'' diye yazacak!

YAZIK DEĞİL Mİ SAMİMİ ADAYLARA?

Bizler, CHP'nin bütçesinin çarçur edildiğine mi yanalım, CHP'nin nasıl bir dönüşüm programına dahil edildiğine mi!

Kemal Kılıçdaroğlu, birkaç MYK öncesi, genel başkan yardımcılarına dönerek "Hiçbir belediye başkanı adayına söz vermeyin. Sakın kimseye söz vermeyin, sonra üzülürsünüz'' diyor. 

Kılıçdaroğlu, yüksek perdeden yaptığı uyarıda, adayları kendisinin belirleyeceğini söylüyor. En azından öyle sanıyor!Belli ki; adayları kendisinin değil, Sarıgül'ün yardımcısının belirleyeceğini bilmiyor....

Şimdi şu tabloya bir bakın:

Sarıgül'e yakın isimler, yandaşlarına çeşitli bölgelerde"Tamam, aday sensin'' diyor. Örneğin, Aydın Ayaydın'ın dünürü İstemihan Talay'a Mersin Belediye Başkanlığı için söz veriliyor. Talay'ın, bakan olduğu dönemde Sarıgül'le hareket ettiği biliniyor. Ayaydın ise bu sırada kendisini güçlü gösterebilmek adına, elinde ''resmi yazı olmadığı ve CHP'nin sitesinden duyurulmadığı halde'' kendisini medyada"Danışman oldum'' diye pazarlıyor. Ve Sarıgülcü Talay'a"Anketlerde en üstte çıkacaksın, merak etme'' deniliyor... Talay da buna güvenerek, Ankara'da yaşadığı ve Mersin'e on yıldır gitmediği halde, bu kentten aday adayı oluyor. 

HOLGİNG CEO'SUNA SÖZ VERMİŞLER

Bu sırada, Besim Tibuk'un NET Holding'inde Yönetim Kurulu Üyesi olan Sarıgülcü Ali Topuz, aynı şirketin CEO'su Ceyhun Yağlıcıoğlu'na "Merak etme senin işin tamam'' diyor. Ardından da ekliyor: "Mustafa'yla (Sarıgül) konuştum. Bakırköy'ün adayı sensin...'' 

VAH ALİ TOPUZ VAH!!!


ANAP'lı - AKP'ci Hasan Celal Güzel ve Özalcı Can Pulak ile aynı şirkette Yönetim Kurulu üyeliği yapan Topuz, Besim Tibuk'un NET Holding'inin CHP'deki ayağı oluyor. Ali Topuz açısından ne hazin bir son!!!!

Hazin gelişmeler bunlarla kalsa iyi:

Kılıçdaroğlu'nun özel kalemlerini bile teslim ettiği CHP'nin önemli bir ismi, Kurban Bayramı tatilinde Besim Tibuk'un Net Holding'ine ait Girne'deki Merit Cristal Cow Otel'de misafir ediliyor!Özel kalemlerin bile teslim edildiği bu ağır misafir, dört gün boyunca Casino olarak tabir edilen kumarhaneden dışarı çıkmaya fırsat bulamıyor! 

Aynı kişinin çocuklarının bursları da adı son günlerde skandallarla gündeme gelen ve Kılıçdaroğlu'nu çok zor durumda bırakan milletvekili tarafından ödeniyor! Takım elbiseler, kravatlar ve gömlekler de de aynı vekilin şirketinden geliyor. 

Skandallar bununla bitmiyor: 

Bir önceki yazımızda, CHP'nin tekellerin, holdinglerin oyuncağı haline getirilmek istendiğinden bahsetmiştik. CHP yönetiminin önemli isimleri havalimanına gelince, NET Holding'in CEO'su CHP Bakırköy Belediye Başkan Aday Adayı Ceyhun Yağlıcıoğlu'nun araçlarınca karşılanıyor. CHP'li yöneticiler İstanbul'da o araçları kullanıyor. Ve o araçlara binenler, aday seçiminde objektif olacaklarına inanmamızı istiyor. 

CHP HİÇ Mİ DERS ALMAZ?


Oğuz Kaan Salıcı ''Kaporaları artık Ankara'ya göndermeyin'' diyerek başka bir adresi işaret etmişti...Adresin neresi olduğunu herkes anlamıştı. Kapora batağına saplanan CHP bir türlü akıllanmıyor! CHP, anket firmaları eliyle, Sarıgül'e teslim ediliyor. CHP'nin yöneticileri ise herkesin gözü önünde yaşanan bu rezaletlere sessiz kalıyor ve koltuklarını koruma adına adayların duygularını istismar ediyor. Aday adayları sahada ter dökerken, para harcarken, işinden gücünden olurken, partisinin çalışmalarını izlediğini ve kendisini ödüllendireceğini sanıyor!

BÖYLE SAÇMALIK OLUR MU?


Şimdi söyler misiniz? Elli ilin adaylarını belirleyecek anketin başındaki kişi Sarıgül'ün istemediği bir kişinin üst sıralarda çıkmasına izin verir mi? 

Böyle bir adaletsizlik olur mu?

Biz bunu yazmasak, Kılıçdaroğlu, önüne gelen anketlere bakarak, CHP'nin kazanması muhtemel 50 il ve 400 ilçedebaşkanlıkların tamamını Sarıgül'e teslim edecekti. Yerel seçimlerden sonra başlayacak olan olağan kongre takviminde ise yaklaşık 400 belediye başkanı CHP'yi mali ve siyasi güçle istediği şekilde yönlendirecekti. CHP bir anda Sarıgül'ün eline geçecekti. 

Bunları yazıp deşifre edince, Kılıçdaroğlu'nu sevenler bize kızıyor. Peki yazıp uyarmayalım mı? Kılıçdaroğlu'nun nasıl bir tezgahın içine çekildiğini duyurmayalım mı? 

Ey CHP'liler;

Bakın dün 30'a yakın eski il başkanı onurlu bir çıkış yaptı ve"Atatürk'ün partisi, CHP'li bile olmayan birine teslim edilemez, mahkum edilemez'' dedi. Dürüstlük timsali Hasan Fehmi Güneş, o toplantıda Sarıgül için çok ağır ifadelerkullandı. Merak edenler, Hasan Fehmi Güneş'i arayıp ne dediğini öğrenebilirler...

İL BAŞKANLARI HAKLI

Kimiyle zaman zaman ters düştüğümüz 30'a yakın il başkanı, CHP'nin CHP üyesi bile olmayan Sarıgül'e mahkum edilmesine isyan ettiler. 

Peki bu toplantı sürerken, CHP Genel Merkezi hangi havadaydı?

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Sarıgülcü Adnan Keskin, genel merkezdeki odasına gazetecileri çağırdı ve onlara aynen şunu söyledi: "Akşam Gazetesi'nde Sarıgül'e ilişkin çıkan (Dilekçe vermeyeceğim) başlıklı haber yalandır.''

KESKİN KENDİSİNE YENİ GÖREV EDİNMİŞ


CHP muhabirleri bir anda neye uğradığını şaşırdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Keskin, Sarıgül'ün basın danışmanlığı görevini üstlenmişti! Üstelik; Sarıgül ''Bu haber yalandır'' dememesine rağmen...

Şimdi söyleyin; CHP'nin eski il başkanları isyan etmekte haksız mı!

CHP'nin içine düşürüldüğü tablo, hepimizin içini acıtıyor.Hüsamettin Özkan, Selami Öztürk'ü Kalamış'taki yatında ağırlıyor. CHP'li Öztürk, DSP'li YTP'li Hüsamettin Özkan'dan Sarıgül ile ilişkilerinin düzeltilmesini rica ediyor. Daha sonra, Selami Öztürk, Hüsamettin Özkan ve Oğuz Kaan Salıcı,Kadıköy Çatana Restoran'da buluşuyor. Salıcı ile Öztürk'ün bozulan ilişkilerini Hüsamettin Özkan tamir ediyor. 

TÜRK BAYRAĞINI GÖRÜNCE SEVİNME!

Belediye dediniz mi para - pul ilişkilerini yabana atmamak gerekir:

Bakın, Kadıköy'deki bir balıkçıya gelen ve "Abi'' de denilen CHP'nin üst düzey yetkilisi, en az on kişinin içinde masadaki belediye başkanını işaret ederek "Sen benim namusumsun. Adayım sensin'' diyor. Bunları söylerken, elini önce masaya, sonra göğsüne vuruyor. ''Namusumsun'' kavramına vurgu yapıyor. 

O yapmasın da ben mi yapayım! 
O savunmasın da belediye başkanını ben mi savunayım!
Daha bir ay önce aynı belediyenin 460 bin TL'lik bayrak ihalesini İstanbul'a geldiğinde kendisini havalimanında karşılayan benim yakınım alsa, elimi değil, kafamı bile vururdum masaya!

O bayraklar, şimdi İstanbul'un dört bir yanını sarıyor. CHP'liler de belediye başkanının bayrağa, Atatürk'e cumhuriyete sahip çıktığını düşünerek partisiyle gururlanıyor. 

DUYMUYORUM BİLE!

Biz bunları yazınca, birileri arkamızdan küfür ediylor, hakkımızda olmadık şeyler söylüyor. Umrumuzda bile değil... Biz Atatürk'ün ilkelerinden sapmıyoruz; siyasal inançlarımızı paraya tahvil etme yolunu seçmiyoruz. Türkiye'nin tüm yurttaşlarının insana yakışır bir şekilde yaşaması için mücadele ediyoruz. 

Bu yüzden holdinglere, para babalarına, siyasi simsarlara boyun eğmedik. Bundan sonra da eğmeyiz!

YETER, ATATÜRK'Ü VE CHP'Yİ SÖMÜRMEYİN, KURBAN ETMEYİN


CHP'ye oy verdiğimizi her koşulda söyledik. AKP'nin ağır baskısı altında olmamıza rağmen, düşüncelerimizden taviz vermedik. Bu yüzden, birileri CHP'yi kullanarak milyonlarına milyon katarken ve sahada milyonlarca insan ter döküp partisinden umut beklerken, yapılanları, gördüklerimizi hazmedemiyoruz... Sindiremiyoruz... Seçim sürecinde bu istismarcıları belgeleriyle teşhir etmeye devam edeceğiz. Kamunun mallarını TOKİ'ye, AKP'cilere, Fethullahçılara peşkeş çeken CHP'li belediye başkanlarıyla aynı yolda olmamız mümkün değil... 

Sevgili CHP'liler;

Partiniz büyük bir kuşatma altındadır. Baykal'a o çirkin komployu kuranlar, CHP'nin dağıtılmasını ve parçalanmasını hedefliyordu. neyse ki Kılıçdaroğlu tarihsel bir misyon üstlendi ve CHP'yi parçalanmaktan korudu. 

SÜREÇ TAMAMLANMADI

Ancak operasyon henüz sona ermedi!
CHP, AKP tipi bir parti haline getirilmek isteniyor. Holdginler, medyadaki paralı askerler, tarikatlar, cemaatler, Kürtçüler, AB ve ABD, CHP'yi orasından burasından çekiştiriyor. AKP'ci, BDP'ci Gülenci gazeteciler partinizi şekillendirmeye çalışıyor. Buna izin vermeyin, CHP'ye kurulan anket tuzağına karşı sesinizi yükseltin! Kılıçdaroğlu'nu uyarın, uyandırın! 

KORAY ÇALIŞKAN; CHP'YE DE SAYGI GÖSTER

Başka bir konuya da geçelim ve kabak tadı veren Sarıgül mevzusunu artık kapatalım: 

Radikal Yazarı Koray Çalışkan'la dün twitter'da ufak bir atışmamız oldu. Çalışkan'a "Mustafa Sarıgül senin için her yerde (askerimdir) diyor. Doğru mu?'' diye sordum. Çalışkan ''Siz mi duydunuz?'' gibi yuvarlak bir cevap verdi.Yalanlayamadı. Sarıgül'ün bazı gazetecilere, "Koray'ı TV'ye çıkarın'' ricasında bulunduğunu biliyorum. 

Neyse ki; Koray'a çıkarılacak bir TV bulundu. Koray çalışkan,Gezi sansürcüsü artı bir'e transfer edildi. İlk programında datam elli dakika Sarıgül'ü övdü. 

Şimdi öğrenince şok olacaksınız:

Koray Çalışkan'ın transfer edildiği artı bir'in yeni ortaklarından biri AKP'li Şaban Dişli'nin ortağı Mehmet Karasu'dur. Dişli'nin ortağı Karasu, bir süre önce Oğuz Kaan tarafından tam bir imar ve şehircilik skandalı olan Kadıköy Hilton'a getirildi veKılıçdaroğlu ile görüştürüldü. Kılıçdaroğlu'na Karasu tanıtıldı ama Şaban Dişli'nin ortağı olduğu söylenmedi. ''Artı bir'in ortağı'' lanse edildi.

Artı bir'in diğer ortağı ise Altan Ertürk'tür. Oğuz Kaan Salıcı'nın yakın arkadaşı Ertürk'ün hedefi de CHP Genel Başkanı olmaktır. Bunu artı bir'den istifa eden gazeteciler Kılıçdaroğlu'na anlattılar ve şahit oldukları sohbetleri Kılıçdaroğlu ile paylaştılar. 

Koray Çalışkan, 10 Aralık - AKP koalisyonunun TV'si artı bir'de Sarıgül propagandası yapadursun, bugünkü köşesinde BDP'yi olduğunu itiraf etmek zorunda kalıyor. Gerçek Gündem'e verdiği söyleşide "Kılıçdaroğlu'na değil, Sırrı Sürreyya'ya oy verdim'' diyen Çalışkan yazısında şu ifadeyi kullanıyor: 
"BDP'nin adayının kim olacağına ben karar vererem. Bu BDP'ye saygısızlık olur.'' 

BDP'ci - Sarıgülcü, Oğuz Kaan'ın üniversite arkadaşı Koray Çalışkan, BDP'ye saygılı davranırken, CHP'ye ise CHP'li bile olmayan Sarıgül'ü pazarlamaya çalışıyor. Çalışkan CHP'ye neden saygı duymuyor?

Tabii aynı Çalışkan, bu arada CHP'nin İstanbul'daki seçim kampanyasını, PR'nını alabilmek için de kapıları aşındırıyor. Son olarak Florya Akvaryum AVM'de bunun için Adnan Keskin'le buluştu. Etraf bir anda kalabalık olduğu için meseleyi açamadı. Bunun yerine "Adnan Abi, benim senin kucağında çekilmiş fotoğrafım var, hatırladın mı?'' gibi şirinlikler yaptı.

Koray'ın CHP aşkı bundan ibarettir... 

Sarıgül başkan adayı olduğu taktirde, seçim kampanyası PR'ını Koray Çalışkan'ın şirketi üstlenecektir... 

Hey Allahım, ne günlere kaldık; CHP'nin seçim kampanyasını bir gazeteci, üstelik de BDP'li bir gazeteci yapmak istiyor...


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.