Sarıgül, bir başka soru üzerine, kendi çizgisinde hiç bir zaman sapma olmadığını belirterek, ''Ben Cumhuriyet Halk Partisinin gençlik kollarından geliyorum. Ben, makam ve mevki için hiç bir zaman düşüncülerimi satmadım. Hiç bir zaman özgürlükten, demokrasiden ve bağımsızlıktan asla ve asla taviz vermedim. Ulusal birlikten hiç bir zaman taviz vermedim'' şeklinde konuştu.
      Hizmet verirken, dil, din, ırk, kültür ve mezhep farkı gözetmediğini ifade eden Sarıgül, ''Camilerimize büyük destek veriyorum, Cemevlerimize büyük destek veriyorum. Ama Camilerimize ve Cemevlerimize destek verirken Sinagogları ve Kiliseleri de asla ve asla unutmuyorum'' dedi.
     
     -''ÜLKELERE DEĞİL, MADDELERE KARŞI OLMALIYIZ''-
      Sarıgül, Avrupa Birliğinin, Atatürk ve İnönü'nün projesi olduğunu anlatarak, ''Avrupa Birliğinin maddelerinde ve görüşlerinde çok karşı olduğum olaylar vardır. Unutmamak lazım, bir ülkeye karşıyım, Almanya'ya, Fransa'ya İtalya'ya karşıyım mantığı yok. Maddelere karşı olmak var. Müzakerelerde biz, Avrupa Birliğinin önüne geçmeliyiz'' diye konuştu.
      AB'ye girerken, ulusal değerlerden taviz verilmemesi gerektiğini vurgulayan Sarıgül, sözlerini şöyle sürdürdü:
      ''Stratejik yerlerimizin özelleştirilmesine sonuna kadar karşı çıkmalıyız. TELEKOM'un özelleştirilmesinin doğru olmadığını rahatlıkla söylemeliyiz. Biz ülkelere karşı olarak bir yere varamayız. Almanya kendi ülkesinin şartlarını ve koşullarını koşacak, Türkiye'de kendi şart ve koşullarını koşacak.''
     
      -''DOĞU SORUNU İLE PKK SORUNUNU BİR BİRİNDEN AYIRMAMIZ LAZIM''-
      Bir başka soru üzerine Sarıgül, Doğu sorununu ile terör örgütü PKK sonununu ayrı tutmak gerektiğini belirterek, ''Doğudaki sorunu, Cumhuriyet Halk Partisi çözer, sosyal demokrasi çözer. Her şey işsizlik, umutsuzluktur. Gençlerimiz okulunu bitiriyor işe giremiyor. O bölgelere yatırımı çoğaltırsak, üretimi arttırırsak bilesiniz ki ortada sorun kalmaz. Sorunu asla ve alsa silahla çözemeyiz, üretimle ve sevgiyle çözeriz. Doğudaki yurttaşlarımız da bizim gibi PKK terörüne sonuna kadar karşıdırlar'' dedi.
      Başörtüsü sorunuyla ilgili bir soru üzerine de Mustafa Sarıgül, ''Başörtüsü konusu Türkiye'de önemli bir konu. Türkiye'nin problemi şudur; Başı açık olan kardeşimiz de işsizdir, başı kapalı olan da. Başörtüsünü siyasi olarak kullanmamız asla ve asla doğru değildir. İnançlar Allah'a ulaşma yoludur'' yanıtını verdi.