Kalp sağlığını korumanın yollarını anlatan Doktoruz.com Genel Yayın Yönetmeni Dr. Gündüz Tezmen’e göre, sigara mutlaka bırakılmalı, meyve-sebze ağırlıklı beslenilmeli ve günde 30 dakika mutlaka egzersize ayrılmalı.

Kalp ve damar hastalıklarının giderek çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri haline geldiğini anlatan Dr. Gündüz Tezmen, Kalp damarlarının tıkanmasına bağlı olarak miyokard infarktüsleri, beyin damarlarının tıkanmalarına bağlı inmeler, bacak damarı tıkanmalarında görülen kangrenler, çok sayıda insanın sağlığını ve bazen de hayatını kaybetmesine yol açabildiğini söyledi.

Kalp ve damar hastalıkları ile mücadelede önemli olanın hastalanmadan önce tedbir almak olduğunun da altını çizen Dr. Tezmen’e göre alınacak önlemlerden başlıcaları sigarayı bırakmak, egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek. Bunların dışında yüksek tansiyon mutlaka kontrol altına alınmalı, kolesterole ve aşırı şişmanlığa dikkat edilmeli.

Dr. Gündüz Tezmen’in sağlıklı bir kalp için önerileri:

• Öğünlerde ağırlıklı olarak sebze ve meyve yiyin.
• Meşrubat yerine su, düşük kalorili süt ve taze sıkılmış meyve suları için.
• Açık havada yürüyüşler yapın. Günde en az 30 dakikayı egzersize ayırın.
• Aşırı tuz tüketmemeye dikkat edin.
• Televizyonun başında hareketsiz geçirdiğiniz zamanı azaltın.

Dr Tezmen:

“Koruyucu önlemler içinde ilaçların da yeri var.  İlaçların önleyici ve tedavi edici etkilerinin belirlenmesi için yapılan araştırmalardan birinde, herhangi bir kalp ve damar hastalığı bulunmayan 95 binden fazla kişinin, koruyucu amaçlı Aspirin kullanımı halindeki sonuçlar değerlendirildi. Düzenli Aspirin kullanılması halinde kadınların, aralarında kalp krizlerinin de yer aldığı kalp-damar sorunu yaşama olasılığının %12, erkeklerin ise %14 oranında azaldığı görüldü.

Aspirin kullanmaya engel bir durumu olmayan, tansiyonu kontrol altında bulunan kişilerin, doktorlarına da danışarak, özellikle kalp-damar sistemi için hazırlanmış formdaki Aspirin’i kullanmaları, damar tıkanmalarına bağlı sağlık sorunu yaşama risklerini azaltmaları için, tüm dünyadaki sağlık otoriteleri tarafından kabul görmüş öneriler arasında ön sırayı almaktadır.”