
MÜREFTE..MİRYEFTON-İRYEFİTON
Çok değil İstanbul'a sadece bir kaç saat uzaklıkta Mürefte. Çevresindeki Tekirdağ'ların sağladığı ılıman Akdeniz iklimi bölgeyi şarap için cennet kılmış sanki.
Yüzyıllardır, üzüm ve şarapla beslenen öyküler anlatılıyor Mürefte’de ve üzüm bağlarından şarap mahzenlerine uzanan yolda kokular, tatlara karışıyor...
Denizden karaya doğru esen rüzgâr, görkemli geçmişin bütün güzelliğini koruyan yan yana dizilmiş büyük taş yapıların devasa ahşap kapılarından "şifa" niyetine giriyor, arka bölümdeki küçük pencerelerden, "çakır keyif" olmuş halde çıkıyor. Büyük ahşap kapının önünde, binanın anahtarını 1896'dan bu yana, 110 yıldır taşıyan Kutman ailesinden Ahmet Adnan Kutman National Geographic'den Nazım Alpman'a şarabın rüzgârla dansını anlatıyor:
"Mürefte'de şaraphaneler rüzgâra karşı inşa edilirmiş. Böylece doğal serinlik sağlanırmış. Bu binanın bizden önceki sahibi Koca Kotaki adıyla anılan Mürefteli bir Rum. Dedem 1896'da ondan satın alıyor, o günden beri bizde".
Adnan Bey, dede yadigârı binalardan birinde üretim yapıyor, diğeriniyse Mürefte kültürüne armağan etmiş, Şarap Müzesi yapmış. İçeride yaklaşık yüz yıl öncesinden kalan özgün şarap üretim araç ve gereçleri sergileniyor.
Dede yadigârları arasında bir belge var ki, şarapçılığın çileli tarihine ayna tutuyor. Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 9 Temmuz 1934 tarihli duruşma tutanağına göre, sandalcılar Süleyman Hacı, Bedri Efendi, Kahveci Nazmi ve Nail Çavuş, şarap fıçılarını sandalla çekerek açıkta bekleyen Gerze vapuruna götürürken gerekli özeni göstermediklerinden 850 liralık zarara sebebiyet veriyorlar. Şarapların sahibi Mürefteli Ali Paşa oğlu Ahmet Efendi (Kutman) davacı olarak zararının tazmin edilmesini istiyor.
Peki, dava niye Mürefte'de değil de Şarköy'de görülüyor derseniz, onun da bir hikâyesi var. Kurtuluş Savaşı sonrası Cumhuriyet kurulurken kentsel yapılanmalar da değişiyor. 1925'te Gelibolu Sancağı'na bağlı olan Şarköy, Tekirdağ vilayetine dahil ediliyor. O tarihte Mürefte, ilçe merkezi konumunda. Dip dibe iki ilçe olmaz düşüncesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Mürefte'yi ilçe merkezi kabul ediyor. Bu mutlu telgraf ilçeye gelince Mürefteli Kara Ali ile Enver Ağa bir demet lahana ile bir pırasayı süsleyip, Şarköy'e yolluyor. Üzerine de mizah dozu yüksek bir pusula iliştiriyorlar: "Mürefte aldı kazayı, Şarköy aldı pırasayı!"
Bunun üzerine Şarköy'ün ileri gelenlerinden Bulgurlu Ahmet ve Mehmet Ağalar soluğu Ankara'da alıyor. Kırklareli milletvekili Şevket Kaltakkıran'ın yoğun uğraşları sonucunda Şarköy ilçe merkezi oluyor, Mürefte bucak haline getiriliyor. Mürefte, 1946'da belediye olma hakkını kazanıyor ama kaymakamı görmek için Şarköy'e gitmek zorunda kalıyorlar. Bu ağır şakanın kalıcı etkisinden mi bilinmez, kendilerini şaraba vuruyorlar...
"Yağmalanan Belde" kitabının yazarı Y. Can Özturgut, 1985'te, Mürefte'de kişi başına 130 litre şarap tüketildiğini anlatıyor. Kitaba konu olan Şarköy, Mürefte, Hoşköy, Güzelköy, Mursallı, Gaziköy ve çevresi Türkiye'nin "Şarap Sahili"ni oluşturuyor. Türkiye'de üretilen şarapların yüzde 45'i bu bölgeye ait. Trakya'nın Marmara sahil şeridine kolye gibi dizilen altı yerleşim içinde Mürefte'nin özel yerini Belediye Başkanı Abdullah Perçin'in sözleri perçinliyor: "Mürefte şarabın başkentidir".
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.