İşte ŞİŞLİ'nin gücü

İşte ŞİŞLİ'nin gücü

Dört haftadır Türkiye'de yaşanan gıda terörü hakkında halkın bilinçlenmesi için, yayın yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Halkın sağlığını hiçe sayanlar hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyrusunda bulunduk ve konunun takipçisi olmaya devam edeceğ

Hükümet harekete geçti; sağlık normlarına uygun olmayan gıda üretimine son verilecek. Hükümet, toplum sağlığının hiçe sayılması karşısında harekete geçerek gerekli yasal düzenlemeleri hayata geçirmeye başladı.


lisanslı yönetici şartı geldi


Tarım Bakanlığı, gıda ürünleri üreten, ondan fazla personel çalıştıran işyerlerine lisans sahibi yönetici zorunluluğu getirdi. Hazır yemek üreten, yemek fabrikaları, su ürünleri işleyen ve gıda katkı maddeleri üreten işyerleri, yönetici pozisyonunda, yüksek lisans yapmış ziraat, gıda, kimya, su ürünleri mühendisleri, biyolog ya da kimyager çalıştıracak.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın gıda ve gıda ile temas eden madde, malzeme üreten işyerlerinin çalışma izni ve gıda sicili ve üretim izni işlemleri ile sorumlu yönetici istihdamına ilişkin yönetmeliği

Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, gıda üreten, on ve üzerinde işçi çalıştıran, 60 beygir gücünün üzerinde motor gücü bulunan işyerlerinde üniversite mezunu yönetici çalıştırma zorunluluğu getirildi. Bu kapsamda su ürünlerini işleyen veya hazır yemek üreten iş yerleri, yemek fabrikaları ve her türlü gıda katkı karışımları üreten işyerleri bu kapsama alındı. Bu işyerlerinde en az yüksek lisans yapmış ziraat, gıda, kimya, su ürünleri, balıkçılık teknolojisi mühendisleri, veteriner hekimler, kimyager ve biyologlar niteliğine göre sorumlu yönetici olarak istihdam edilecek. Bu arada en az dört yıllık lisans eğitimi almış Ev Ekonomisi Yüksek Okulu Beslenme Bölümü mezunları ve Diyetisyenler yemek fabrikasında her bir iş yeri için sorumlu yönetici olarak istihdam edilebilecek.

YAĞ ÜRETEN İŞYERLERİ

Margarin, aromatik Yağ ve bitkisel yağ Üreten İş yerleri (zeytinyağı dahil) işyerlerinde, gıda, ziraat, kimya mühendisi, kimyagerler yöneticilik yapabilecek. Ziraat fakültesi diğer bölüm mezunları da sadece dolum yapan işyerlerinde yöneticilik yapabilecek. Su ürünleri işleyen iş yerlerinde yöneticilik yapacak kişilerin su ürünleri mühendisi, ziraat mühendisi (gıda, su ürünleri, zootekni), gıda ve balıkçılık teknolojik mühendisi, veteriner hekim ya da biyolog olması gerekiyor



ANKA

***


Frito Lay ikinci fabrikasını açtı


Halkın sağlığıyla oynayanlar fabrika üstüne fabrika açıyor, servet üzerine servet ekliyor. Sözde istihdam sağlanıyor. Çocuklar zehirlenmiş kimin umurunda!


Dünyanın en saygın tıp kurumlarından Harvard Üniversitesi hamburger, patates kızartması, gofret ve cips gibi gıda ürünlerinde kullanılan doymuş yağ ve trans yağlar (hidrojenize) hakkında “Obezite, kanser ve kalp rahatsızlıklarını tetikliyorlar. Sigara kadar zararlılar” uyarısını yaptı. McDonald’s, Frito-Lay, Starbucks, Kentucky Fried Chicken ve Kraft gibi gıda devleri teker teker geri adım atıp ürünlerinde doymuş ve trans yağ kullanmayacaklarını açıkladı. Örneğin Pepsi Co’ya bağlı olan 10 milyar dolar pazar değerine sahip Frito-Lay, ABD’de Ruffles, Lays ve Doritos markaları altında satılan patates cipslerindeki trans-yağ oranını sıfıra indirdi. Frito-Lay yayınladığı açıklamada “Ürünlerimizde kullanılan doymuş yağ oranını da yüzde 80 azaltıyoruz. Aynı lezzeti koruyacağız ve Amerikalılar’ın yılda 30 bin ton daha az doymuş yağ yemesini sağlayacağız” ifadesini kullandı.

ABD’nin Boston kentindeki Harvard Kamu Sağlığı Okulu’ndan Dr. Frank B. Hu, yaptıkları çalışmanın, kanlarındaki trans yağ seviyesi yüksek olan kadınların olmayanlara göre kalp krizi geçirme riskinin üç kat fazla olduğunu ortaya çıkardığını söyledi. Circulation dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, kırmızı kan hücrelerindeki trans yağ oranının trans yağ tüketimiyle bağlantılı olduğu, bunun da kötü kolesterolün (LDL) yükselmesi ve iyi kolesterolün (HDL) düşmesiyle ilgili olduğu belirtildi.
McDonald’s CEO’su Jim Skinner, ABD’de bulunan 3 bin 500 restoranda önümüzdeki yıla kadar trans yağ kullanımına tamamen son verileceğini açıkladı. Ancak dünya genelindeki 31 bin McDonalds zincirinde bu uygulamaya geçilip geçilmeyeceğine yönelik bilgi verilmedi. Benzer şekilde dünyanın en büyük kahve zinciri Starbucks, ABD, Kanada ve Alaska pazarlarında 1 yıla kadar trans yağ ile üretilen ürünler satılmayacağını duyurdu. McDonald’s’ın ABD internet sitesine bakıldığında, hangi üründe ne kadar trans ve doymamış yağ kullanıldığı öğrenilebiliyor. Türkiye’de satılan 170 gramlık orta boy patateste 9.8 gram trans yağ bulunuyor. Ancak McDonalds Türkiye’nin sitesinde bu bilgiye ulaşılamıyor. Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu (FDA) dün “Frito-Lay ürünlerinin paketlerinde ’Doymuş yerine doymamış yağ tüketmek kalp rahatsızlıkları riskini azaltır’ ibaresinin yazılmasına” onay verdi. Özetle, çocukların yüzde 25’inin obez veya aşırı kilolu olduğu ABD’de artık aburcuburlarda dahi kalp sağlığını koruyan yağlar kullanılması için girişim başladı. Ancak McDonalds, Frito-Lay, Starbucks, Kentucky Fried Chicken ve hazır dondurma üreten şirketler Türkiye’de doymuş ve trans yağ kullanımından vazgeçileceğine yönelik herhangi bir açıklama yapmadı.


***



PepsiCo International Orta Doğu ve Afrika Bölgesi (MEA) Başkanı Saad-Abdul Latif, Frito Lay Tarsus Fabrikası'nın, PepsiCO İnternational'ın Türkiye'ye verdiği önemin bir göstergesi olduğunu söyledi. Frito Lay Türkiye, 32 milyon dolarlık yatırımla ikinci fabrikasını Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi'nde açtı. Yapımına geçen yılın nisan ayında başlanan 16 bin 500'ü kapalı toplam 96 bin metrekare alanda üretime başlayan Frito Lay Tarsus Fabrikası'nda 250 kişinin istihdam edildiği, istihdamın ilerleyen yıllarda artırılmasının planlandığı belirtildi. PepsiCo International Orta Doğu ve Afrika Bölgesi (MEA) Başkanı Saad-Abdul Latif, açılışta yaptığı konuşmada, İzmit'ten sonra Mersin'in Tarsus ilçesinde gerçekleştirilen yeni yatırımla kapasitelerini yüzde 24 artırmayı hedeflediklerini söyledi. Tarsus'ta açılan fabrikanın, Frito Lay'in Türkiye'ye yaptığı yatırımın bir uzantısı olduğunu, ekonomik değeri ve istihdama katkısı açısından da büyük önem taşıdığını belirten Latif, "Frito Lay, 92 milyar doların üzerinde ciroya ve 200 ülkede 170 bin çalışana sahip PepsiCo International şirketlerinden biri olarak büyük bir aileyi temsil ediyor. Tarsus Fabrikası, PepsiCo International'ın Türkiye'ye verdiği önemin bir göstergesidir. Frito Lay Türkiye, dünya çapında bir başarıya imza atarak pazarda yıllardır liderliğini koruyor. Gerçekleştirilen bu yatırımla Frito Lay'in üretim kapasitesini yüzde 24 artırmayı hedefliyoruz. Böylelikle bir yandan ekonomik değer yaratırken, bir yandan da bölgesel istihdama katkıda bulunuyoruz" dedi. Frito Lay Türkiye Genel Müdürü Tuncer Akgün de, üretim kapasitesini artırarak ekonomik büyümeye destek verdiklerini söyledi. Frito Lay Türkiye'nin, tüm ülkeyi kapsayan dağıtım ağında 2 binden fazla çalışanı ile büyük bir aile olduğunu ifade eden Akgün, "Tarsus Fabrikası ile ailemizi genişletiyoruz. Hem ekonomik açıdan hem de istihdam açısından Türkiye'ye yatırım yapmaya devam ediyoruz" diye konuştu. Fabrikanın ekonomik değerinin büyüklüğüne de değinen Akgün, şunları söyledi: "Frito Lay Türkiye olarak, tuzlu çerez sektöründeki ürünlerimiz için ana ham madde girdimiz olan patates ve mısır tedarikinde ulusal anlamda önemli bir konuma sahibiz. Temel ham madde ihtiyacımız olan patatesin yetiştirilmesi için gerekli tohumluğun elit kademede ithalini yaparak yurt içinde sertifikalı olarak çoğaltılmasını sağlıyoruz. Bu sayede Türk tarımının gelişmesi için gerekli unsurların en temeli olan sertifikalı tohumluk kullanılması konusunda da öncülük ediyoruz." Akgün, ikinci fabrikalarını Tarsus'ta kurmalarında, bölgenin patates ekim alanlarına yakınlığı, su, elektrik gibi girdiler konusunda kolaylık ve deprem konusundaki güvenliğin etkili olduğunu kaydetti. Çukurova yöresinde iş gücünün kalitesinin de yüksek olduğunu vurgulayan Akgün, "Mersin bölgesinin kaliteli ve eğitimli iş gücünün büyük rağbet gösterdiği fabrikamıza, şu ana kadar oldukça yüksek sayıda başvuru yapıldı. Yüzde 85'i yöreden istihdam edilen yaklaşık 250 çalışanımız işbaşı yaptı. Teknik operasyon bölümlerinde çalışmakta olan personel ise yaklaşık 5 ay süreli kapsamlı bir işbaşı eğitim programını İzmit fabrikamızda tamamladı" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından fabrikanın açılışı yapıldı.

***

Dört haftadır sürdürdüğümüz yayına karşın; imalatçı firmalardan hiçbir yanıt alamadık. Oysa ki; kamuoyu imalatçı firmalardan "bilimsel" ve tatminkar bir açıklama bekliyor. Halkın sağlığını ve hukuku hiçe sayarak servet sahibi olanların bu topluma bilimsel bir yanıt borcu olduğu gibi, insan sağlığını hiçe sayarak ticaret yapanların hukuka karşı ayrıca sorumlulukları ve vermeleri gereken bir hesap var. İşin hukuki boyutu adalet mekanizmasının takdirine aittir. Ancak, kamu sağlığı hiçe sayılamayacak kadar önemlidir.

Şişli Gazetesi Türkiye’deki bir "insanlık hali"ni daha gözler önüne seriyor... ve sorumluları bir kez daha duyarlı olmaya davet ediyor.

Katkı maddelerinin yan etkileri gıda paketlerine yazılsın!


İngiliz sağlık bakanlığına danışmanlık hizmeti veren Gıda Komisyonu(FC) katkı maddeleriyle savaşta önemli bir adım attı. Komisyon, cips, bisküvi, kraker ve gofret gibi ürünlerdeki katkı maddelerinin yan etkileriyle beraber pakette belirtilmesi gerektiğini açıkladı. Katkı maddelerinin birçok zararı olduğunu belirten FC, “AB normlarına göre katkı maddesi içeren ilaçların üzerine, bunların yan etkilerinin yazılması zorunlu. Bu kural katkı maddeli gıdalar içinde uygulanmalı” dedi. Komisyon şu örneği verdi: ”E122 alerjik reaksiyonlara yol açıyor. Parasetemol ilacı kutusunda bu konuda uyarı var. Ancak E122 içeren bir Doritos cipsinde bu uyarı yok.” Sağlık Bakanlığı, raporu ciddiye aldıklarını ve bir taslak hazırlamak için çalışma başlattıklarını bildirdi.

E102,E110(Renklendirici)
Diğer adı: Tartrazin, günbatımı sarısı
Bulunduğu besinler: Şeker, reçel, kola, gazoz, pasta süsü, konserveler ve cips.
Zararları: Astım, kaşıntı, göz ve burunda akıntı.

E151(Renklendirici)
Diğer adı: Brilliantschwarz
Bulunduğu besinler: Bazı reçeller, meyveli soslar.
Zararları: Alerjik reaksiyon ve sindirim problemlerine neden olur.

E122,E123,E124(Renklendirici)
Diğer adı: Carmoisin, azorubin.
Bulunduğu besinler: Kola, gazoz, pasta süsü, konserveler ve cips.
Zararları: Kanserojen ve alerjiktir.

E210,E211,E212(Koruyucu)
Diğer adı: Benzoik asit.
Bulunduğu besinler: Kola, gazlı ve alkollü içecekler, baharatlar, dondurma, margarin, ilaç.
Zararları: Cilt ve göze zarar veriyor.

E220, E211, E222, E223, E224,228(Koruyucu)
Diğer adı: Sülfür dioksit, sodyum sülfit, sodyum metabisülfit.
Bulunduğu besinler: İşlenmiş et, kuru meyve, salata. Soğuk içecekleri ve meyve sularını korumak için kullanılır.
Zararları: Astımı olan kişilerde nefes almayı güçleştirir, mideye zarar verir, vücuda enerji veren B1 vitaminini etkisiz hale getirir. Nefes darlığına yol açıyor.

Önemli sorular aydınlatıcı yanıtlar

*Tükettiğimiz gıdaların önemli bir bölümünde katkı maddeleri var. Bunlardan bir bölümünün son derece tehlikeli olduğu konusunda bazı bilgiler var. Örneğin “E330/Sitrik asit” adlı katkı maddesinin son derece tehlikeli ve kanserojen etkisinin olduğu savunuluyor. Gıda paketlerinin üzerinde Exxx ile başlayan çok sayıda katkı maddesi görüyoruz. Bunların hangileri zararlıdır?
“Besinlerdeki katkı maddeleri gerçekten yaşamımız içine girmiş ve ne olduğu tam olarak bilinemeyen kimyasallar olarak karşımıza çıkmıştır. Bir çok tüketicide de haklı olarak sülfit gibi katkı maddelerinin zararlı olduğu konusunda görüş hakim. Besin değerlerinin korunması ve arttırılması, mikrobiyolojik bulaşmanın önlenmesi, uzun süreli saklama, güvenli taşıma amacıyla kullanılan katkı maddelerinin yararı ve zararı konusunda yeterli bilgi tüketicilere ulaşmamış durumda. Diğer bir açıdan bakılınca tüketicinin katkı maddeleri hakkında bilgi alabileceği, danışabileceği bilgi kaynakları sınırlı ya da hiç yok. Üstelik katkı maddelerinin adları sempatik ya da kulağa hoş gelen kelimelerden oluşmuyor. Uzun ve okunuşları zor.”

* Katkı maddesi nedir?

“Besinlerin içinde ulunan maddeler dışında değişik kimyasal maddeler ve bu kimyasal maddelerin karışımından oluşan katkı maddeleri besinlere değişik süreçlerde ekleniyor, örneğin üretim, işleme, paketleme ve depolama gibi. Kullanılan katkı maddelerinin miktarı ve cinsi sağlık kuruluşları tarafından onaylanması gerekiyor. Bu konuda Amerika'da bulunan FDA/Food and Drug Administation çok güçlü ve önemli bir yapı. FDA bilgilerine göre Amerika'da yılda önemli oranda katkı maddesi kullanılıyor ve bu maddelerin %98'I şeker, tatlandırıcı, tuz,sitrik asit, biber, sebze renkleri, hardal, bira mayası ve soda'dan oluşuyor. Onay almış katkı maddelerinin sayısı ise 2.800 adet'ten fazla.. “

*Niye katkı maddesi kullanılıyor?

“Katkı maddelerini ikiye ayırmak gerekiyor. Bunlardan besinsel katkılar yiyeceklerin besin ve vitamin değerini arttırıyor. Kozmetik katkılar ise daha çok besinin görünüşünü, rengini ve tadını değiştirmek amacıyla kullanılıyor. Katkıları yapay/sentetik ve doğal olarak ikiye ayırmak mümkün. Koruyucu katkılara besinlerin uzun süre taze kalması ve besin kalitesinin düşmemesi için başvuruluyor. Besinlerin üretimi, işlenmesi, depolanması ve taşınması sırasında gerekli olan katkı maddeleri ile de karşılaşıyoruz. Tüketici besinlerde hangi katkı maddelerinin ne kadar kullanıldığını ve olumsuz sağlık tehlikelerini bilmek zorundadır.

Tüm besinlerin içindeki katkı maddeleri besinlerin üzerinde bulunan etiketlerde açık olarak yazılmalı ve aşırı kullanım, ters etkiler hakkında tüketici aydınlatılmalıdır. Olumsuz etkiler görüldüğünde yetkili sağlık ve denetim servislerine başvurulmalıdır. Amerika'da bu konuda FDA'ya 6.000 şikayetin ulaştığı bildiriliyor.”

*Türkiye’de durum nedir?


“Türkiye’de her konuda olduğu gibi insan sağlığı da Allah’a emanettir!”



HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.