İktidar savaşları yüzünüzü güldürecek mi?

İktidar savaşları yüzünüzü güldürecek mi?

Türkiye muasır medeniyet otobanında son sürat ilerliyor.

İktidar savaşları yüzünüzü güldürecek mi?

Türkiye muasır medeniyet otobanında son sürat ilerliyor. IMF’in en iyi ve belki de tek müşterisi olan Türkiye, her geçen gün artış kaydeden borç sarmalıyla övünürken, bu sayede kredi itibarını da arttırdığına inanarak globalleşirken küçülen, küçülürken de giderek daralıp sıkışan Dünya’nın önemli aktörleri arasında yer alma çabasını sürdürüyor.

Dışarıdan çepeçevre düşmanlar, gizli ve entrikacı güç odakları, sinsi lobilerle sarmala alınırken; içeride de çeteleşmiş kadroların kıskacından sıyrılmaya çalışıyor! Haber ajanslarına her gün yepyeni aile fotoğrafları, ardı arkası kesilmeyen operasyonların telefon konuşmalarının deşifreleri servis ediliyor. Patlayıcılar, bombalar, tetikçiler! Sonu gelmeyecekmiş gibi görünen, gösterimden düşmeyen filmin kareleri hafızalara nakşediyor. Gelişmelerin tümü kuşkulu, her şey kalınca bir sisi perdesiyle kaplı, tıpkı korku filmlerindeki sahneler gibi.. Neyin gerçek neyin komplo olduğu belirsiz. Sürekli yinelenip duran bu filmin sahneleri hafızalarda derin izler bırakmasına karşın, sahnelenen olayların içindeki gerçeğin net olarak algılanabilmesi çok güç. İzlenen filmin hayatın sahnesinde sürekli gösterimde tutulmasının bir amacı olmalı. Halk endişeye sürüklenirken, ülkenin kurumlarına güveni derinden sarsılıyor, kimsenin kimseye inancı kalmazken, herkes ailesinden, yakınlarından ve dostlarından kuşkulu hale geliyor. Kimsenin hiçbir şeye sonuna kadar tam bir güveni kalmıyor.

Güven ortadan kalkınca vatandaşın yüreğini içten içe büyüyen bir korku kaplıyor.

Bu travmatik korku giderek yerini dehşet duygusuna terk ediyor. Vatandaş ağır bir depresyona sürükleniyor, ne yaptığını, ne yapacağını ve ne yapmasını bilemez bir hale düşüyor. Kimsenin yüzü gülmüyor. Çalışan, didinen, üreten vatandaşın yüzü gülmüyor.

Gülmeyi unutan vatandaşın mahallesinde akşamın ilerleyen saatlerinde geçmiş yıllarda olduğu gibi pencerelerden dışarıya şen kahkaha sesleri taşmıyor. Oysaki mevsim artık yaz, havalar sıcak ve pencereler açık. Açık pencerelerden evlerin içine dolan serin hava bile vatandaşın yüreğini ferahlatmaya yetmiyor. Koca bir kent ölüm sessizliğine bürünmüş. Hiç çıt çıkmıyor. İnsan seslerinin yerini yalnızca motor sesleri almış, kent homurdanıyor, uğulduyor ama bu uğultunun içinde insan sesi yok.

Şen kahkahaların çınlaması hiç yok!

İktidar olma sevdasına kapılanlar, afişlerde boy gösteriyor, televizyon ekranlarından bir an olsun eksik olmuyorlar. Sesli, görüntülü ve yazılı basın yani medya sürekli siyasi aktörleri sergiliyor. Konuşuyorlar, hiç susmuyorlar. Biliyorlar ki; bir gün olsun susacak olsalar her şeylerini kaybedecekler. Çünkü, onlar sustukları an vatandaş düşünmeye başlayacak ve yüreğindeki dehşet duygusundan kurtulacak. Bütün korkularından arınacak. Sorunlar ile ardı arkası kesilmeyen komplolar son bulacak. Ne içeride ne de dışarıda kendisini bütünüyle yok edebilecek güce sahip bir düşman olmadığının farkına varacak. Vatandaş, endişelerinin boşa olduğunun farkına varıp gülmeye başlayacak. Sakinleşen ruh sağlığına kavuşan vatandaş, düşünecek ve yapması gerekenin üretmek olduğuna karar verecek. Ürettiği sürece yeryüzünün efendisi olarak insanca bir yaşam sürdürebileceğini anlayıp çalışmaya yönelecek. Yeryüzündeki korku imparatorlukları yıkılacak.

Siyasetin hiçbir vatandaşın yaşamına refah getirmediğini bugünden sonra da getirmeye muktedir bir güç olmadığını anlayabilmemiz için daha ne kadar perişan olmamız gerekiyor?

Daha ne kadar IMF’nin uygun gördüğü asgari ücretle yaşamamız gerekiyor?

Türkiye’yi hükümet olan ama iktidar olmayı başaramayanlar yönettikleri sürece vatandaşın özgür, mutlu ve güven içinde yaşayabilmesi mümkün mü?

Üretmeyen bir toplumun özgür ve insanca bir yaşama kavuşabilmesi olası mı?

Siyasiler ne söylerlerse söylesinler size ne, sizler lütfen gülümseyiniz!

Yüzünüz gülsün, siz lütfen gülümseyiniz…

Unutmayınız ki; siz gülümsediğiniz sürece hayat size gülümseyecektir.

Doğru seçim için ve geleceğiniz için şimdiden gülümseyerek düşünmeye başlayınız.





HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.