'İki partili meclis görünüyor'

'İki partili meclis görünüyor'

TBMM Başkanı Bülent Arınç, büyük bir ihtimalle seçim sonrasında tekrar 2 partili bir parlamento olabileceğini ancak ...

TBMM Başkanı Bülent Arınç, büyük bir ihtimalle seçim sonrasında tekrar 2 partili bir parlamento olabileceğini ancak 3. partinin girmesinin de çok sürpriz olmayacağını kaydetti.

 Arınç, CNN Türk'te Taha Akyol'un sorularını yanıtlarken, parlamentonun, bugüne kadar 11 cumhurbaşkanı seçtiğini anımsattı. Ancak şimdi ''hayır seçmesin' denildiğini ifade eden Arınç, şöyle konuştu: ''Önce 'bu parlamento seçmesin' denildi, sonra 'halk seçsin, parlamento seçmesin' denildi. Şimdi 'halk seçsin' diyoruz, bu sefer de yetkiler söz konusu ediliyor. Geline oyna demişler, 'yerim dar' demiş, yer açmışlar, 'yenim dar' demiş. Bu yetkiler fazlaydı da kendiniz de bu konuları geçmişte zaman zaman konuşmuştunuz da niye o zamanlar 'bu yetkilerin bir kısmını parlamentoya, bir kısmını yürütmeye verelim' demediniz.

Şu anda anlıyorsunuz ki halkın da seçeceği bir cumhurbaşkanı profili belli, (Onun elinde fazla yetkiler olmasın) diyorsunuz.'' Sorumsuz olan bir kişide yetkilerin az olması gerektiğini belirten Bülent Arınç, ''Biz de tam tersi, Süperman gibi yetkileri var, her konuda seçim hakkını kullanıyor. Hatta ilanihaye kullanıyor'' diye konuştu.

''YETKİLERİN BİR KISMI CUMHURBAŞKANINDAN ALINMALI'

 TBMM Başkanı Arınç, Anayasa değişikliklerini Meclise geri göndermenin, Anayasa değişikliklerini halk oyuna sunmanın, cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarmanın, Devlet Denetleme Kurulu üyeleri ve başkanını atamanın, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına karar vermenin, kararnameleri imzalamanın, YÖK üyelerini seçmek ve atamanın, Danıştay üyelerinin dörtte birini seçmenin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HSYK üyelerini seçmenin, 1924, 1961 anayasalarında olmamasına rağmen 1982 Anayasası'nda bulunduğunu söyledi. Bu yetkilerin bir kısmının cumhurbaşkanından alınmasında yarar olduğunu ifade eden Arınç, bu yetkilerin bir kısmının Parlamentoya tanınabileceğini belirtti.

Yargıtay, Danıştaydaki seçimlerin kurumlara bırakılabileceğini, cumhurbaşkanının bunlar arasından bir kişiyi atamasının söz konusu olmaması gerektiğini belirten Arınç, şöyle konuştu: ''Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını, Yargıtay kendi genel kurulu içinden seçmeli, itiraz olmamalı. Rektörlerin seçimleri, YÖK içerisinde yeni bir koordinasyon şeklinde olmalı. Sayın Erdoğan, Sayın Gül'ün, AK Parti yöneticilerinin de bir konuşmamızdan edindiğim intiba olarak söylüyorum; cumhurbaşkanı seçimi halk tarafından yapılabilecekse, bu yetkilerin de bu seçime uygun olarak mutlaka anayasal çerçeveye kavuşturulması lazım.'' 105. maddedeki yargı denetiminin dışında tutulan tasarrufların da bugün için çok acı olduğunu ifade eden Arınç, cumhurbaşkanın tek başına yapacağı tasarrufların sınırlandırılmasıyla birlikte tadat edilmesi gerektiğini söyledi.

NAZIM HİKMET'İN ŞİİRİ

 Bu arada, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'in açıklamalarının canlı yayında verilmesi nedeniyle Arınç'ın konuşmasına ara verildi. Açıklamalardan sonra değerlendirmesinin sorulması üzerine Arınç, ülke için hayırlı olmasını diledi. Baykal'ın ''Türkiye'de çok güzel şeyler olacak'' dediğine işaret eden Arınç, kendisinin de daha önce ''Yarın daha güzel olacak, güneş daha güzel olacak'' dediğini ancak dünyayı başına yıktıklarını kaydetti.

Nazım Hikmet'in, ''Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli güzel günler'' dizelerine işaret eden Arınç, ''Bir şiir olarak okudukları zaman bazı kesimler bunu büyük bir coşkuyla alkışlıyorlar ama ben aynı şeyi söyledim, dünya başıma yıkıldı. Türkiye'deki standartları gösteriyor'' diye konuştu.

''MANİSALILAR BENİ SEVER...''

TBMM Başkanı Arınç, Manisa'daki mitinge ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, orada Türk bayraklarıyla ortaya atılan sloganlarla, kalabalığın temsil ettiği anlamla bir sorununun bulunmadığını kaydetti. ''Ben de bir şekilde onların arasında olabilirdim. Bir başka kıyafetle, kimlikle, o toplum içerisinde olabilirdim ve bana hiçbir zaman zor gelmezdi'' diyen Arınç, konuşulan şeylerin, Türkiye'de herkes tarafından söylenmesini arzu ettiğini belirtti.

Arınç, ancak buna başka anlamlar yüklememek, belli kişileri, kurumları hedef almamak gerektiğini vurguladı. Arınç, gelenlere büyük bir kitle olarak baktığını ve onayladığını ifade etti. ''Manisada oyunuz artar mı?'' sorusuna Arınç, ''O hesaba girmem ama eksileceğini hiç zannetmem'' karşılığını verdi. Arınç, Manisa'nın çocuğu olduğunu ve yine adaylığını bu ilden koyduğunu dile getirdi.

Manisa'da kendisine karşı miting yapıldığı düşüncesini kabul etmediğini belirterek, ''Manisalılar beni severler ve takdir ederler'' dedi. Seçim tahminin sorulması üzerine Arınç, büyük bir ihtimalle tekrar 2 partili bir parlamentoyu göreceklerini düşündüğünü, 3. partinin girmesinin de çok sürpriz olmayacağını belirtti.

ARINÇ'IN CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI...

TBMM Başkanı Arınç, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin kesinleşmesi halinde aday olup olmayacağına ilişkin soruyu da cevaplandırdı. Bir yıldan beri kendisine cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağının sorulduğunu anımsatan Arınç, şöyle devam etti:

 ''Bunun cevabını biliyorum ama '16 Nisanı bekleyin' diyorum. Sezer'in Cumhurbaşkanı olduğu dönemde 11 aday vardı. Bu seçimde sadece Abdullah Gül ile Ersönmez Yarbay aday oldu. Nerede diğer partilerin adayları? Seçilip seçilmemek önemli değil. Benim partimde de cumhurbaşkanlığı yapabilecek kaliteli insanlar var. Ben kendilerinden aday olmalarını beklerdim. Zaten bu parti kararıyla olmaz. Anayasa değişikliği şu veya bu şekilde kabul edildi, o zaman halk seçecek. O tarihte nerede olurum, hangi konumda olurum, hayatta mı olurum bunları görmeden bilmemem. Evet de demiyorum, hayır da demiyorum. Bu bir haksa bu hakkı kullanmayı düşünebilirim. Ama her zaman söylüyorum, biz günübirlik siyasetçi değiliz. Hayat çizgimiz, önce Türkiye'nin huzuru, Türkiye'nin içinde yaşadığı şartlardır. Kim olursa yararlı olur. Ben bunu ispatladım. Kendi adaylığım konusunda feragatse feragat, fedakarlıksa fedakarlık, yoksa yok... Ama bir arkadaşımın tercih edilmesinde kanaatimi ifade ettim. Günü geldiğinde olmayabilirim, ama şartlar gerektirirse olabilirim.''

''SİVİL ANAYASA YAPMA GEREĞİ...''

 Anayasa değişikliklerin çok önemli olduğunu ifade eden Arınç, yaklaşık 180 maddelik Anayasanın şimdiye kadar 70'den fazla maddesinin değiştirildiğini anımsattı. Bülent Arınç, Anayasanın değiştirilmesine ilişkin ''1960 ile 1980 darbelerinden sonra Kurucu Meclis ve Danışma Meclisinden çıkan Anayasalar yerine sivil bir Anayasa yapmak gereği her günden daha fazla'' dedi.

1994 yılından beri Mecliste başlatılan uygulamayla Anayasa Uzlaşma Komisyonu bulunduğunu belirten Arınç, Başkan seçildikten sonra bu Komisyonu kurmak istediğini ancak CHP'nin, ''Biz bu uzlaşma komisyonunda yer almak istemiyoruz'' şeklinde cevap verdiklerini bildirdi. Anayasa Uzlaşma Komisyonunda görev yapacak 6 üyenin iktidar ve muhalefet partileri arasında eşit dağılımının yapılmasının planlandığını belirten Arınç, Anavatan Partisi Grubunun kurulduktan sonra bu öneriyi kabul ettiğini ancak CHP'nin kurulacak komisyona üye vermeyi kabul etmediğini söyledi.

Uyum veya uzlaşma komisyonunda mutabık kalınan konuların hemen kanunlaştırıldığını belirten Arınç, bazı Anayasa maddelerinin çok rahatlıkla, bazılarının ise zorlukla değiştirildiğini söyledi.

''MADEMKİ PARLAMENTO KİLİTLENDİ'

 Genel Kurulda kabul edilen Anayasa değişikliği paketine ilişkin bir soru üzerine Arınç, ''Anayasa değişikliği teklifinde yer alanlar, geçmişte görüşülmüş ve tartışılmış olan konular. Kamuoyu bunların meçhulü değil. Seçimlerin 4 yılda bir yapılması geçmişte de konuşuldu, düşünüldü. 5 artı 5, 4 artı 4, 6 artı 6 da en son 2000 yılında yapılan tartışmalar da Meclis'in önüne geldi. O zaman Sayın Demirel sebebiyle kabul edilmedi'' diye konuştu. Kendisinin de Anayasa değişikliği teklifi hazırladığını bildiren Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Anayasa teklifime sahip çıkacak olan iktidar grubunun milletvekilleriydi. Sayın Genel Başkan, 'bunu biraz erteleyelim' dedi.

Bunların bazıları benim Anayasa teklifimin içinde vardı ama ben teklifime YÖK'ü de yargı reformunu da işin içine koymuştum. Ertelene ertelene bu güne geldi. Şimdi bu bir ihtiyaçtan doğuyor. Anayasa Mahkemesi 367'yi kabul edince artık bu Meclisten hem cumhurbaşkanı, hem de Meclis Başkanı bile seçmek mümkün olmayacak. Peki ilanihaye (sonsuza kadar) bu ülke sayın Cumhurbaşkanımızın vekaleten görevine veya vekaleten değil şüphesiz kendisi devam ediyor, uzatmasıyla onu da rahatsız edecek bir biçimde daha ne kadar sürecek? Biz cumhurbaşkanını nasıl seçeceğiz? Mademki parlamento kitlendi, eskiden beri bize denirdi ki halk seçsin. Öyle bir ihtiyaçtan çıktı. Yani iddia edilen hususlar, kamuoyunun meçhulü değil, siyasetçilerin meçhulü değil.''

Anayasa değişiklik teklifiyle ilgili ''Zamanlama yeterli mi, değil mi?'' tartışması yapılabileceğini belirten Arınç, bu konuda Cumhurbaşkanı Sezer'in tavrının belirleyici olacağını ifade etti. Taha Akyol, ''Sezer (çok aceleye getirildiğini) söyleyerek, Anayasa değişiklik teklifini veto edeceğini belli etti'' demesi üzerine Arınç, ''Biz bunları ikinci, üçüncü ağızlardan duyuyoruz. Kendisi bizzat açıklama yapmak durumunda olmuyor. Kendilerini ziyaret edenler, 'böyle bir şey söyledi' diyorlar'' dedi. 31 Mayıstan sonra Meclisin çalışmasının hukuken mümkün olduğunu, ancak bunun fiilen mümkün olmayabileceğini ifade eden Arınç, ''Anayasa değişikliği teklifinin 26 Mayısta veto edilmesi halinde ay sonuna kadar tekrar görüşülme ihtimali bulunduğunu olduğunu ancak bu ihtimalin az olduğunu'' söyledi.


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.