Geçmişten Günümüze Pangaltı

Geçmişten Günümüze Pangaltı

Şişli'de bulunan Pangaltı'nın eski adı Hamam'mış

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE PANGALTI

Harbiye, Dolapdere, Osmanbey üçgeninde kalan bir semttir Pangaltı. Bu ismi nereden aldığını hep merak etmişimdir. Bununla ilgili birkaç hikaye olsa da bana en yakın olanı bu ismin burada yaşamış bir ailenin adından gelmesidir. Halaskargazi, eski adıyla Şehit Muhtar Bey caddesine açılan cephesiyle çok da büyük olmayan karakteristik bir semttir burası.  

Semtin önceleri adı Hamam’mış. Semtte çok rağbet edilen bir hamamın bulunmasından olsa gerek. (Pangaltı Hamamı) Ama bu adı kullanmak pek hoşlarına gitmemiş olmalı ki yeni bir isim arama yoluna gitmişler. Pangaltı isminin Osmanbey’de açılan Osmanlı Bankın alt tarafı yani “banka altı”ndan kaynaklandığını söyleyenler de vardır.

Yazar Angello Locovella, Pangaltı’da kurulan fırınların çokluğuna dikkat çeker. İsminin buradan geldiğini söyler. Her gün sokaklarında fırınlardan yeni çıkmış  sıcacık ekmeklerin yaydığı mis gibi kokuyu anlatır. “Pani” İtalyanca’da ekmek, “caldi” ise sıcak demekmiş. Angello anılarında semte, “pani caldi” yani sıcak ekmek tamlamasının isim verdiğini anlatır.

Bu hikayelerden bana en inandırıcı geleni ise, semtin ilk sakinlerinden olan Rinaldo Marmara’nın kaleme aldığı kitabında bahsettiği Giovanni Battista Pancaldi adındaki Levanten bir ailenin adının semt ile özleştiğidir. Pancaldiler İtalyanın Bolgno kentinden göç etmiş İtalyan Levanten bir ailedir. Ve1830 yıllarında burada bir kır lokantası açarlar. Lokanta o kadar popüler olur ki, İstanbul’un her kesiminden buraya müşteriler akın eder. Zamanla burası Pangaldi’nin yeri olarak anılmaya başlar.

Şişli'nin sakinleri genellikle Levantenler, Ermeniler, Rumlar ve Musevilerden oluşur. Batılılaşmayı seven, Avrupai hayata özenen bir kesimde onların arasında kendilerini yabancı hissetmeden yaşantılarını devam ettirirler.

Genellikle ülkeye yerleşen Levantenlerin çoğunluğu dikkat çeker. Levantenler Tatlı Su Frenki diye de bilinirler. Osmanlı devleti içinde Tanzimat sonrası büyük liman kentlerine yoğunlaşan, ticaretle uğraşan Hristiyan Latinlerdir. Katolik kilisesine bağlıdırlar. İlk futbolu getirenlerin de onlar olduğu söylenir.

Osmanlı Devleti’nin1839 Tanzimat Fermanı reformları ile birlikte din ve milliyet farkı gözetmeksizin tüm uyruklulara eşit haklar sağlaması ve yabancılara mülk edinme hakkı tanımasıyla Avrupa’dan gelen Latin Levantenler buraları tercih ederler. Ve kültürleri ile birlikte yaşamlarının gereği olan sosyal yapıları kurarlar.

Artigiana Düşkünler evi, Saint Esprit Kilisesi, Pangaltı Hamamı, Pangaltı Ermeni Lisesi, Mıhitaryan Lisesi, High Pastanesi, Tunç Kafeteryası gibi sosyal yaşamın getirdiği kurumlar da en bilinenleridir.  Ayrıca bize çok yabancı olan ama kültürümüze girmekte gecikmeyen Fransız revüleri, sinemalar, tiyatrolar, cafe-chantantlar, şarküteriler, ayakçı meyhaneleri, tavernalar artık yaşamın bir parçası haline gelirler.

Özellikle sahnede sıra sıra bir düzine tabağın kırıldığı, Rum müziği eşliğinde sirtakilerin yapıldığı, mastikaların içildiği tavernaların adresidir Pangaltı.

1874 yılında İtalyan gezgin Edmondo De Amicis Costantenepolis adlı kitabında Pangaltı’dan “Hıristiyan Mahallesi” diye bahseder.

İşte ava gelenlerin dinlendiği, mola verdikleri Pancaldilerin bahçesi şimdilerde Surp Agop Hastanesi olmuş.  İstanbul’un en meşhur pastanelerinden High Life Pastanesinin yerinde ise bu gün Ramada Plaza yükselmiş. Ramada Plaza’nın içinde bu ismi yaşatmak adına aynı isimli bir restoran açılmış ve mönü olarak Musevi, Ermeni, Rum mutfağından güzel örnekler vermişler. Topik, çullama, uskumru dolması, ciğer bohçası mönüdeki en spesiyal yemeklerinden sadece birkaçı.

Divan Oteli, Hilton Oteli, Radyo Evi ve Gezi Parkı’nın olduğu yerler ise önceleri Surp Agop mezarlığının olduğu yerlermiş. Pangaltı’nın bir unutulmazı vardır ki oda Tan Sineması’dır. Semt halkının çok rağbet ettiği Yerli filmlerin oynatıldığı Tan sineması.1915’lerde Pate sineması olarak açılmış. 1940’lı yıllarda yıkılıp daha modern bir şekilde inşa edilip Tan Sineması adı altında hizmet vermeğe başlamış.

Eremya Çelebi Kömürcüyan 17. Asırda İstanbul’un ilk Belediye teşkilatı olan 6. Daire tarafından tasarlanıp, Izgara sistemli olarak (evlerin 90 derece açı ile yerleştirme) kurulan günün en modern mahallelerinden biridir diye bahseder Pangaltı’dan.

Bu gün ise saat 15:00 sularında cadde üzerinde gazeteci Hrant Dink’e 4 kurşunun sıkıldığı bir semt olarak hatırlanır Pangaltı.

Güzin Osmancık 

Kültür Sanat Yazarı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum