Erdoğan: Mızıkçılık etme, uzlaşalım

Erdoğan: Mızıkçılık etme, uzlaşalım

Başbakan Erdoğan, Baykal'ın uzlaşma şartını değerlendirdirek, 'Şimdiden önümüzü kesmeye çalışıyor' dedi ve ekledi: Mızıkçılık yapmak yok, gel demokraside uzlaşalım.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Sayın Baykal'a diyorum ki bak kapıları bundan önce yaptığın gibi şimdiden kapatma. Bizim ön kabulümüz yok. İdeal olan, isteriz ki oy birliğiyle yeni cumhurbaşkanımızı seçmektir, ama bu olmazsa olmaz bir şart değildir'' dedi.

Erdoğan, Denizli'nin Demokrasi Meydanı'nda partisince düzenlenen mitinginde halka hitap etti. Konuşmasında cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşananlara değinen Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ismini telaffuz ettiğinde miting alanından protesto sesleri yükseldi.

Bunun üzerine vatandaşları susturan Erdoğan, ''AK Parti'lilerin ne yaparsa sandıkta yapması gerektiğini'' söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti: ''Sayın Baykal, yargı sürecinde Anayasa Mahkemesine tehdit sallıyordu, 'Bizim itirazımız doğrultusunda bir karar çıkmazsa Türkiye'de çatışma çıkar' diyordu. Çünkü Sayın Baykal milletin iradesinden nemalanmıyor. Sayın Baykal bazı kurumların iradesinden nemalanmaya çalışıyor, gücünü oralardan alıyor veya oralarda arıyor, sıkıntı burada.

Diyor ki Sayın Baykal, 'uzlaşma.' Ben de uzlaşmaya bir yaklaşım gösterdim, diyor ki 'tanım.' Sayın Baykal'a Demokrasi Meydanı'ndan cevap veriyorum, eğer tanım istiyorsan Sayın Baykal, şöyle biraz lügatları da karıştır, siyaset ansiklopedisini de bir karıştır. Uzlaşma, oy birliğiyle karar almak demektir, oy birliğiyle. Bakın şimdi Anayasa Mahkemesi geçenlerde bir karar verdi, referandumla ilgili. Yani Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Sayın Baykal'ın müracaatlarını iade etti, reddetti, ne derseniz deyin. Kaça kaç? Altıya beş. Şimdi diyebilir misiniz, Anayasa Mahkemesi'ne 'bak uzlaşmıyor'. Fakat o karara saygı duymak zorunda mıyız? Zorundayız. Bitti. Demokrasilerde sadece hukuk düzeni ve demokratik ilkeler, kurallar üzerinde oy birliği aranır. Onun için başından beri biz bir şeyi söylüyoruz, uzlaşma milletle olur. Uzlaşma ilkeler üzerinde olur. Konuşursunuz, mutabık kalırsanız uzlaşırsanız. Milletin iradesini, milletin rızasını ve onayını aradığı için demokrasiye bir uzlaşma rejimi denir.

Demokrasinin en güzel yanı budur. Demokrasi aslında bir tercih özgürlüğü rejimidir. Herkes anayasal düzen içinde tercihini ortaya koyar. Sonuçta oy birliği çıkması şart değildir. Oy çokluğu karar almaya yeter, demokrasi budur. Unutmayalım ki sadece diktatörlüklerde karşı görüş, karşı oy olmaz. Niye? Diktatördür çünkü, o ne derse o olur. Peki soruyorum, buna uzlaşma demek mümkün mü? Demokrasilerde siyasetçi milletten aldığı temsil yetkisi kadar konuşur. Millet sana ne kadar yetki veriyorsa kardeşim senin konuşma hakkın o kadardır. Kaldırırsın elini, yetkini kullanırsın. Ama sen azınlık olarak çoğunluğa tahakküm edemezsin. Bizim söz hakkımızı millet belirleyecek. Sayın Baykal şimdi önümüze yine şartlar sürmeye başladı. 'Öyle olmaz, böyle olmaz' diyor. Buradan söylüyorum, eğer 22 Temmuz'da çoğunluk iradesi Sayın Baykal'a temsil yetkisi verirse biz buna saygı duyarız. Görüşümüzü söyleriz. Onaylamadığımız bir isim çıkarsa, karşı oyumuzu da kullanırız, ama asla demokrasi üzerinde uzlaşmaktan kaçmayız. İşte Baykal'ın sıkıntısı budur.''

''ATATÜRK'TEN BU YANA OY BİRLİĞİYLE SEÇİLEN OLMADI''

Mustafa Kemal Atatürk'ten bu yana oy birliğiyle seçilen bir cumhurbaşkanı olmadığını belirten Erdoğan, hepsinde de muhalifin olduğunu ifade etti.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sayın Baykal bakıyorum da bizim iyi niyetimize karşı daha şimdiden 'Benim dediğim olmazsa nasıl ön keserimin hesabını yapıyor. Şimdiden kavga çıkarmak için de yol yapmaya çalışıyor. Yok öyle şey. Mızıkçılık yapmak yok. 'Benim dediğim olursa uzlaşma olur' anlayışını biz asla kabul edemeyiz, faturası ne olursa olsun, bedeli ne olursa olsun kabul edemeyiz. Çoğunluk iradesinin onayını almadan çoğunluk adına konuşamazsınız. Her seçim yeni bir sayfadır. Önce uzlaşmaya gönlünüz olacak. Sayın Baykal'a diyorum ki bak kapıları bundan önce yaptığın gibi şimdiden kapatma. Bizim ön kabulümüz yok. İdeal olan, oy birliğiyle yeni cumhurbaşkanımızı seçmektir, ama bu olmazsa olmaz bir şart değildir. Kendi tercihini şart olarak dayatamazsın. Sayın Baykal, gel önce bir defa seninle demokraside uzlaşalım. O zaman zaten her şey kendiliğinden hal yoluna girecektir. Biz milletimizden daha güçlü bir temsil yetkisi istiyoruz. Sen de iste, senin de hakkın var. Bakalım milletimiz kime daha çok yetki verecek? Merak etme, onun da şurasında çok fazla değil 11 gün kaldı. 22 Temmuz'da sandıkta göreceğiz.''

''MAZOT KARNESİ''

Konuşmasında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a eleştirilerini sürdüren Erdoğan, Baykal'ın Enerji Bakanlığı yaptığı dönemde çiftçilere verilen mazot karnesini miting alanındaki vatandaşlara gösterdi. Baykal'ın ''Mazot fiyatını indireceği'' yönünde seçim vaadinde bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, çiftçilere mazot indiriminin AK Parti döneminde zaten yapıldığını dile getirdi.

Erdoğan, ''Ya sen nasıl oluyor da 'çiftçinin yanındayım' diyorsun? Bu karneyi biz komünist rejimlerde bilirdik. Komünist rejimlerde karneyle ekmek verirler, karneyle benzin verirler, karneyle gaz yağı verirler. Tabii Sayın Baykal'ın da bu tür alışkanlıkları var, normaldir'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hangi partili olursak olalım bizim herkese saygımız var. Ama aramıza ayrımcılık tohumu atanlara, nifak tohumu ekmek isteyenlere, bu ülkeyi bölmek isteyenlere ben 'yazıklar olsun' diyorum. Biz böldürmeyeceğiz. Çıkmış Sayın Baykal ilanlar veriyor. Bunlar ne dediğinin farkında değil, 'Devleti böldürmeyeceğiz' diyor. Bu ne demek? Böyle bir iddiada olan mı var? Sen neye göre bunu konuşuyorsun? Demek ki milli iradeyi sen bölücü olarak görüyorsun, bu o demektir. Devlet bölünür mü ya. Devlet Türkiye Cumhuriyeti devletidir, bir bütündür. Hükümetler gelir, hükümetler gider, bunların tasarrufları anayasalarla yasalarla belirlidir. Ha Sayın Baykal'ın dediği olursa bölünmemiş olacak, dediği olmazsa bölünmüş olacak, maalesef, maalesef. Yok böyle bir şey. Sayın Baykal, ben sana zaten bir şey söyleyeyim mi? Sen bu ülkede zaten Başbakan olamazsın. Yönetemez, böyle şeyi yok. O inanın Başbakan olmak da istemez. Niye biliyor musunuz? Öyle yorgunluğa falan gelmez, öyle telaşa gelemez. Öyle koşturayım, dolaşayım iş yapayım... Yok. Ehli keyiftir. Yapamaz bu işleri.''

Erdoğan, konuşmasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi de eleştirerek şunları söyledi: ''Sayın Bahçeli geçen akşam bir televizyon kanalına çıkmış, çok enteresan, 'ben 3.5 sene Başbakan Yardımcılığı yaptım, 4 ülkeye gittim' diyor. Azerbaycan'a, Kazakistan'a, Çin'e, Bulgaristan'a gitmiş. Benim için 'bin 500 günlük iktidarında 150 ülkeye gitmiş, ne getirmiş?' diyor. Bir şeyler anlatıyorum ama demek ki anlamıyor. Kulağı var ama anlamıyor, gözü var görmüyor, dili var gerçekleri söylemiyor. Bak ben sana başka bir örnek vereyim Sayın Bahçeli, bu tavsiyeyi de tut, bu uluslararası bir tavsiyedir. Bırak Başbakan olmayı, onu geç de o zaten mümkün değil bu ülkede, benim bakanlarım bile seni katladılar. En az giden 10-15 kere uluslararası toplantılara gittiler, muhataplarıyla anlaşmalar yaptılar. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz, biz kasaba devleti değiliz.''

AK Parti Hükümetinin Orta Doğu'da bir mekik diplomasisi gerçekleştirdiğini kaydeden Erdoğan, Irak'ta, Filistin'de, İsrail'de görüşmeler yaptıklarını ifade etti. Bölgede sıkıntıların büyük olduğunu belirten Erdoğan, ''İşte Filistin'in hali, kardeş kardeşi vuruyor. Ne ile izah edeceksin? Temenni ederiz ki aynı sıkıntıları biz burada yaşamayalım'' diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz tek başına iktidarız bundan şüphem yok'' dedi. Başbakan Erdoğan, Denizli'nin Demokrasi Meydanı'nda partisince düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, muhalefet partilerine oy veren vatandaşlara seslenerek, ''Futbol takımı tutar gibi bir tutuculuğun içine girmemelerini'' istedi.

Erdoğan, ''İki elimizi başımıza koyalım düşünelim. Siz hizmet mi istiyorsunuz, yoksa ideolojik dayatmalar mı istiyorsunuz? Siz özgürlük mü istiyorsunuz, yoksa ideolojik dayatmalar mı istiyorsunuz? Burası Demokrasi Meydanı. Suiistimalcileri, hortumcuları kabul etmez. Burası dayatmaları kabul etmez'' dedi.

Konuşmasında muhalefet partilerinin seçim vaatlerini de eleştiren Erdoğan, ''mazotçuların'' türediğini söyleyerek, partilerin mazot konusunda yarıştığını dile getirdi. Erdoğan, ''Yıllar yılı bu ülkede bütün gerçeklere ters, yalanla, dolanla milleti aldattılar'' diye konuştu. 22 Temmuz seçimlerinde vatandaşın karar vereceğini ve vatandaş ne derse onun olacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, milli iradenin önemine değindi.

Erdoğan şöyle konuştu: ''Bizden önce DSP-MHP-ANAP Hükümeti vardı. Bu üçlü koalisyon neyi yaptı? Allah aşkına ne yaptı? 79 senede, bunlar da dahil Türkiye'nin milli geliri 180 milyar dolardı. 4 yılda biz bunun üzerine 220 milyar dolar ekledik. Hesap ortada. DSP'ye, ANAP'a, CHP'ye, MHP'ye, DP'ye gönül veren kardeşlerim var. Bu ülke meselesi. Futbol takımı tutar gibi parti tutmayın. Bu ülke çok bedeller ödedi. Bu ülkeye yeni bedeller ödetmeyelim. Biz tek başına iktidarız, bundan şüphem yok. Bir arkadaşım laf attı '400 yeter mi?' diyor. Denizli ne derse o olur. Siz en iyisini bilirsiniz. Şimdi de 'CHP kümeye' diyorsunuz. Düşer değil mi? 3 Kasım'da zaten birileri küme düştü. Mezara gömdüler. Ama bu ne? Demokrasinin seçim mezarı. Millete, milletin değerlerine saygı duymayan, milletle dalga geçen, Meclis'i boşaltarak kaçan Cumhuriyet Halk Partisi'nin adında cumhur kelimesinin, halk kelimesinin olduğuna inanmayın. Cumhura saygısı olmayandan cumhuriyetçi olur mu? Halkın değerlerine saygı duymayandan halkçı olur mu? Siz cumhurun ta kendisisiniz. MHP bir zamanlar DSP'nin değirmenine su taşıdı.

Şimdi de çok enteresandır, İstanbul'da CHP milletvekili adayı gazetelere ilanlar vermiş, 'CHP eşittir MHP.' Bizim konuşmamıza gerek yok, onlar konuşuyor. Al birini vur öbürüne. Biz söylediğimiz zaman beyefendiler rahatsız oluyor. Buyurun işte senin kendi milletvekili adayın İstanbul'da ilan vermiş gazetelere, 'CHP eşittir MHP' diyor. Aynen doğrudur. Çok enteresan, 'Bize oy vermezseniz gidin oyunuzu MHP'ye verin' diyor.

Yani bunlar pazarlama şirketini de kurmuşlar. O onu pazarlıyor, o onu pazarlıyor. Hamdolsun biz milletimiz ile beraberiz, AK Parti eşittir millet. Çünkü AK Parti'nin hamurunu bu millet yoğurdu, rotasını Türk milleti çizdi.'' Türk lirasından 6 sıfırı attıklarını hatırlatan Erdoğan, en iyi akademisyenlerin bile buna karşı çıktığını, ''enflasyonun patlayacağını'' söylediklerini belirterek, enflasyonun patlamadığını, tam tersine çatladığını dile getirdi.

Enflasyonun milletin cebindeki parayı çaldığını anlatan Erdoğan, ''AK Parti neyi sağladı? İşte bu modern hırsızlardan halkımı kurtardı. Bunlar modern hırsız. Göstere göstere çalmıyorlar, çaktırmadan çalıyorlar. Hangi dönemde? DSP-MHP-ANAP'' dedi.

AA




HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.