"Bir gülüşü için neler vermezdim"

"Bir gülüşü için neler vermezdim"

59 yıllık eşinin artık iyice ilerleyen alzhemier hastalığı Demirel'i çok üzüyor..

12 Eylül darbesi sonrası... 1982'nin soğuk bir mart akşamı Genelkurmay Konutu'nda henüz Köşk'te oturmayan 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren yemeğini bitirmiş masadan kalkmak üzeredir. O esnada yere bir çatal düşer! Eşi Sekine Evren'in yüzü sapsarıdır. Kızı Miray annesinin yanına koşar, nefesini verir ancak başaramaz.

Cumhurbaşkanı eşi olup da Çankaya'da oturmamış tek first lady olan Sekine Evren, törenle Cebeci Mezarlığı'na defnedildikten sonra, Genelkurmay Konutu'ndaki özel eşyalarını toplamak da Kenan Evren'e düşer.

Kenan Evren, 'benim meslek hayatımın özeti' dediği eşinin özel eşyalarını ağlayarak toplarken, alabildiğine 'gösterişsiz', 'sade' eşyaların arasında bir 'muska' bulur. Muskanın içinden katlanmış küçük bir beyaz kâğıt çıkar. Evren kâğıdı merakla açar ve olduğu yere çökerken gözünden sicim gibi yaşlar boşalır. Kâğıda çizdiği şey Sekine Evren'in dileğidir çünkü: Cumhurbaşkanlığı Köşkü!

Saat 22.10'da

Gazeteci - yazar Ayça Atikoğlu, yaşamı boyunca, CHP'yi destekleyen ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne 'demokratik yoldan gelmeden ayak basmamakta direnen' ve çocuklarının 'çilekeş' olarak tanımladığı Sekine Evren'in bilinmeyen yönlerini anlatmaya devam ediyor. Atikoğlu'nun bir süre önce kaleme aldığı "Cumhurbaşkanı Eşleri" adlı kitap şimdi de CNNTürk'te yayımlanan bir belgesele konu oldu.
Bu akşam saat 22.10'da CNNTürk'te yayımlanacak olan belgeselin yapımcılığını Reyhan Yıldız, danışmanlığını da Atikoğlu yapıyor.
Kenan Evren, Atikoğlu'na, eşi Sekine Hanım'ın özel eşyaları arasında bir muska bulduğunu belirterek şöyle diyor: "Muskanın içinden bir kâğıt çıktı, beyaz küçük bir kâğıt. Katlanmış kâğıdı açtım, 'Çankaya Köşkü' çizilmiş. Cumhurbaşkanlığı forsuna benzeyen, dört yıldız, bebek ve yüzük çizilmiş ve kapanmış."
Atikoğlu, Kenan Evren'in, Çankaya'ya eşi Sekine Hanım'ın ölümünden sonra yerleştiğini hatırlatarak, "Aslında Evren'in muska dediği şey; belli ki bir Hıdırellez dileği. Hıdırellez'de dilekler bir kâğıda yazılmaz, çizilir. Katlanarak saklanır ya da uğur getirilecek bir yere bırakılır. Sekine Evren saklamayı tercih etmiş" diyor.
1983'te Anayasa halk oylaması sonucu cumhurbaşkanı seçilen Evren'in eşi Sekine Evren'in, Hıdırellez dileği, 'inançlı' kimliği, siyasi kararlılığıyla da örtüşüyor. Atikoğlu'na göre, 12 Eylül darbesinin mimarı eşi Kenan Evren'in Çankaya Köşkü'nde oturmasına karşı çıkıp, "Halk istemeden, referandum olmadan asla gitmem" diyerek Köşk'e adım atmaması ve ölene kadar lojmanda kalması hep bu kararlı ve inançlı kimliğinin sonucu.
Aynı Sekine Evren'in bir CHP'li olarak, Kenan Evren'in DP'li ailesini sürekli eleştirdiği, Evren'in kız kardeşi ile parti meselesi yüzünden kavga ettiği, uzun süre konuşmadığı hatta Evren'e 12 Eylül Konseyi'nin aldığı bazı kararlar nedeniyle serzenişte bulunduğu da belgeselde yer alıyor.
Evren, Atikoğlu'na eşini şöyle anlatıyor: "Aşırı tutumlu ve kişilikli bir kadındı. Çok sadeydi, gösterişi sevmezdi. Evimizde hiç koltuk kullanmadı."


DEMİREL, EŞİNİ ANLATIYOR

Nazmiye'nin bir gülümsemesi için neler vermezdim?

Ayça Atikoğlu, Türkiye'nin siyasi tarihinde rol oynayan dördü sivil, altısı asker kökenli cumhurbaşkanı eşleri her ne kadar toplum karşısında 'sıradan', 'sessiz', 'refakatçi' duruşlarıyla hafızalarımızda yer edindilerse de Süleyman Demirel'in eşi Nazmiye Demirel'in bu ezberi bozduğuna dikkat çekiyor. Atikoğlu belgeselde, Süleyman Demirel'e, zekâ ve esprileriyle öne çıkan eşi Nazmiye Demirel'i anlattırıyor.
1993'te Turgut Özal'ın ölümüyle boşalan Çankaya'ya çıkan 9. Cumhurbaşkanı Demirel, Nazmiye Hanım'ın devlet protokolünde kendisini en iyi şekilde temsil ettiğini belirtirken, 59 yıllık eşinin artık iyice ilerleyen alzhemier hastalığı Demirel'i çok üzüyor.
1960'lı yıllarda verdiği bir demeçten dolayı 'patırtı' kopunca bir daha basına konuşmayan, üç askeri müdahalenin ikisinde başbakan olan eşinin yanında dimdik duran, askere millete küsmemeyi ilke edinen, Hamzakoy'a giderken bile espri yapan, gazetecilerin yanında eşi Demirel'in eline vurup "Yine çok atıyorsun" diyecek kadar da dobra olan Nazmiye Hanım, büyük bir hastalıkla mücadele ediyor. Ve Ayça Atikoğlu Demirel'e soruyor: "Nazmiye Hanım'ın rahatsızlığından sonra eviniz çok mu sessiz?" Süleyman Demirel, çok dokunaklı bir yanıt veriyor: "Çok sessiz, çoook. Onun bir gülümsemesi için neler vermezdim."

Milliyet


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.