Atatürk'ün mezarında bir gürültü duyuluyor

Atatürk'ün mezarında bir gürültü duyuluyor

Batı basını son dönemde yaşanan gelişmeler ışığında Türkiye'ye geniş yer ayırmaya devam ediyor.

NY Times Gazetesi, “Atatürk’ün Mezarında bir Gürültü Duyuluyor” başlıklı bir haberle Türkiye'deki laik-AKP çatışmasını analiz ederken, İngiliz Observer gazetesi ise bu gerilimin kötü sonuçlar doğurabileceği endişesini sayfalarına taşıdı.

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılının Türkiye için bir “dönüm noktası” olduğu belirtildi. New York Times gazetesi, “Atatürk’ün Mezarında bir Gürültü Duyuluyor” başlıklı haberinde 2002 seçimlerinin bir “dönüm noktası”nı oluşturduğunu belirterek seçmenlerin “laik partilerin yolsuzlukları ve becerisizliğine” karşı ayağa kalktıklarını öne sürdü.

New York Times gazetesi, Sabrina Tavernise imzası ve “Atatürk’ün Mezarında bir Gürültü Duyuluyor” başlığı ile yayınladığı haberinde Atatürk’ün devrimlerine dikkat çekildikten sonra Türkiye’nin, kabul edilmesi halinde Avrupa’ya katılma yolunda olduğunu, bunun da Atatürk’ün hayalinin gerçekleşmesi anlamına geleceğini kaydetti. Ancak Türkiye’yi AB’ye doğru ilerlemesini sağlayanların, İslam’a değer veren bir grup politikacı olduğunu belirten gazete, bunu “tarihin bir ironisi” olarak nitelendirdi. Atatürk’ün, yeni Türk devletinin modelinin Avrupa ve Batı’nın devletleri arasında bulunduğuna inandığını kaydeden gazete, Atatürk’ün hayatını yazan Andrew Mango’nun Atatürk’ün, “dini sosyal bir olgu olarak kabul ettiğini ancak bunun için zamanı olmadığı” değerlendirmesine de yer verdi.

Atatürk’ün, “radikal laik” reformları gerçekleştirdiğini kaydeden gazete, aynı dönemde bunun başka örneklerinin bulunduğunu belirterek Meksika ve Rusya’daki devrimlerde de modernizasyon ve laiklik kavramlarının taşıdığı öneme dikkat çekti. Gazete, İran’da Şah’ın da Atatürk’ün yaklaşımını tam olarak benimsediğini kaydetti.

New York Times, Atatürk’ün kurduğu sistemin oturduğunu, Türkiye’yi ekonomik ve sosyal gelişmesi açısından Avrupa’nın düzeyine çıkarttığını belirtti. Ancak zamanla Avrupa’nın, demokrasi, hoşgörü ve insan haklarına ağırlık koyarak modernite fikirlerini yeniden tanımlarken Türkiye’nin liderlerinin katı ve bazen baskıcı bir yönetimi sürdürdüğünü, askerlerin de Atatürk’ün mirasının başlıca korucuları olmaya devam ettiğini yazdı.

SEÇMENLER LAİK PARTİLERE KARŞI AYAĞA KALKTI

2002 yılındaki seçimleri “dönüm noktası” olarak nitelendiren gazete, seçmenlerin “laik partilerin yolsuzlukları ve becerisizliğine” karşı ayağa kalkarak AKP’yi seçtiklerini öne sürdü.

AKP’nin belediyelerin yönetiminde demokrasi kurallarına uyum sağlayabileceğini kanıtladığını savunan gazete, AKP’nin iktidara geldikten sonra Türk siyasi sürece daha çok kişinin katılmasının sağlandığını, AB üyeliğini başlıca hedefi haline getirildiğini belirtti. Gazete, AKP’nin attığı adımları sıralarken “idam cezasını kaldırdığı”nı da yazması dikkat çekti.

LAİK PARTİLER İKTİDARDA KALSA AB MÜZAKERELERİ BAŞLAMAZDI

NYT, ancak “İslamcı kökleri olan bir parti”nin Türkiye’yi nereye götüreceğine ilişkin kaygıların sürdüğünü belirtirken “binlerce Türk”ün son ayda gösteriler yaptığını kaydetti.

Buna karşın, yabancı uzman ve yetkililerin, Türkiye’nin yeni liderlerinin, AB’nin içine almak isteyeceği dinamik ve çoğulcu bir topluma olan bağlılıklarının sürdüğüne inandığını kaydeden gazete, bu çerçevede Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendikj’in “Eğer laik partiler iktidarda kalsaydı, AB müzakerelerinin başlaması imkansız olurdu” sözlerine de yer verdi.

Gazeteye konuşan İsrail’in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi de “Türkiye ile ilişkilerimizde doğruktayız. Hiçbir peygamber bunu önceden göremezdi. İsrail ile ticaret halen 2.5 milyar dolar düzeyindedir, Sayın Erdoğan’ın iktidarı öncesine göre bir kat daha fazla” dedi.

Buna karşın bazı Avrupalıların kuşku duymayı sürdürdükleri belirten NYT, bunun bir örneği olarak Fransa’nın yeni cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin tutumunu gösterdi.

OBSERVER: “TÜRKİYE’DEKİ SERT MÜCADELENİN ETKİSİ YIKICI OLABİLİR”

Türkiye’deki gelişmelere bir yorum da İngiliz The Observer gazetesinden geldi. Gazete, Türkiye’nin kalbindeki gerilimlerin giderek ciddileştiğini belirterek “Modernite ile gelenek, İslamizm ile laiklik, demokrasi ile baskı arasında sert bir mücadele var. Bunun sonucunun etkisi, hepimiz için yıkıcı olabilir” yorumunu yaptı.

Pazar günleri İngiltere’de yayınlanan The Observer gazetesi, Andrew Anthony imzası ile Türkiye ile ilgili çok uzun bir değerlendirme yayınladı. “Coğrafi olarak ve sembolik olarak Avrupa ve Asya arasında bulunan Türkiye, strateji açısından en önemli ülkelerden biridir” diyen gazete, söyle devam etti:

“Ancak Türkiye’nin kalbindeki gerilimler, giderek ciddileşiyor. Modernite ile gelenek, İslamizm ile laiklik, demokrasi ile baskı arasında sert bir mücadele oluyor. Bunun sonucunun etkisi hepimiz için yıkıcı olabilir.”

Türkiye’de devam eden tartışmaları da yansıtan The Observer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığı adayı olarak gösterdiği Dışişleri Bakanı Abdullah Gül gibi 1990 yıllarında İslamcı görüşleri dile getirdiklerini ancak iktidara geldikten sonra tutumlarını ılımlaştırdıklarını belirtti.

TÜRK TARİHİNİN EN LİBERAL VE DEMOKRATİK HÜKÜMETİ

Gazete, AKP’nin “Türk tarihinin en liberal ve demokratik hükümeti” olduğunu belirterek AKP’nin yaptığı reformların bazılarına dikkat çekti. Buna karşın Gül’ün adaylığının rahatsızlık yarattığını kaydeden gazete, Gül’ün eşinin türban kullandığına işaret ederken de türban için Türk siyasi yaşamındaki “en tahrik edici sembolü” nitelemesini yaptı.

Türkiye’nin, büyük bir çoğunlukla Müslüman olmasına karşın laik bir ülke olduğunu anımsatan gazete, Atatürk’ün din alanındaki reformları, Türkiye’deki laiklik uygulamaları, Türkiye’deki ordunun yeri ve Erdoğan’ın geçmişi üzerinde durdu.

Birçok Türk’ün, Erdoğan’ın “yeni ılımlılığı” konusunda kuşkuları olduğuna işaret eden The Observer, laiklik konusunda AKP ile ilgili olarak dile getirilen şikayetlere de yer verdi.

Gül’ün aday gösterilmesinin askerler için “bardağı taşıran son damla” olduğunu kaydeden gazete, Genelkurmay açıklamasının “e-darbe” olarak adlandırıldığına da dikkat çekti. Her şeye rağmen AKP’nin seçimlerde galip çıkması beklendiğini kaydeden gazete, “Ancak eğer kazanırlarsa birçok gözlemci, bunun sonucunun beşinci darbe olacağına inanıyor” diye yazdı.

SİYASİ ZEMİN ÇOK HIZLI KAYIYOR

The Observer, Marmara denizinden geçen deprem fayını anımsatarak “Siyasi zemin, bu bölgelerde çok hızlı ve ansızın bir biçimde kayıyor ve belki Samuel Huntington’un çok tartışmalı medeniyetler çatışmasının gerçekleşmesi olasılığı daha fazla olan başka bir yer yok” ifadesini kullandı.

Milyonlarca Türkün Mayıs ayında sokaklara döküldüğünü de anlatan gazete, bu gösterilerin, özellikle katılımcıların yüzde 65’inin kadın olduğu için uzaktan ilerici protestolar gibi göründüğünü belirterek “Birçok Türk kadını, komşu İran’daki kadınların sınırlı konumuna bakarak aynı kaderin Türkiye’de paylaşmaktan endişe duyduğunu kaydetti.

Türkiye’deki ifade özgürlüğü sorunu da üzerinde durulduğu değerlendirmede Türkiye’nin AB sürecine değinilirken ise, Fransa’da Nicolas Sarkozy’nin iktidara gelirken Türkiye’nin en büyük destekçisi olan Tony Blair’in başbakanlıktan ayrılacağına dikkat çekerek “Blair’in gidişi, İstanbul’da Londra’dan çok üzüntü yaratıyor” ifadesi kullanıldı.

İngiliz gazetesi, Türkiye’yi hızlı gelişen bir ekonomi ve büyük potansiyeli olan bir pazar olarak nitelendirerek konuştuğu Türklerin çoğununun uzun vadede Türkiye’nin ekonomik çekiliğinin, siyasi ve kültürel farklılıklarına ilişkin kaygıları bastıracağına inandıklarını da belirtti.





HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.