Kadınların seks paradoksu

Kadınların seks paradoksu

Erkeklerin cinsellikten beklentilerini aşağı yukarı biliyoruz: Zevk, heyecan, tutku... Peki ya kadınlarınkiler?

Erkeklerin cinsel yaşamdan beklentilerini aşağı yukarı biliyoruz: Zevk, heyecan, tutku ve eğer mümkünse ufak tefek oyunlar… Oysa kadınlar için durum biraz daha karışık, çünkü kadınlar seksi çok daha farklı boyutlarıyla yaşamanın peşinde…

Cinsellik hem erkekler, hem de ka­dınlar için hayatın vazgeçilmez bir parçası… Ancak bu, iki cinsin seksi aynı şekilde yaşadığı anlamına gelmiyor. Erkekler için cinsel hazzın temelinde biyolojik bir ihtiyacı karşılama ve rahatlama içgüdüsü ağır basarken ka­dınlar, bambaşka duygu ve düşüncelerle yatağa giriyorlar. Yani toplumsal önyargı­ların aksine erkekler sekse daha meraklı oldukları halde cinsel ilişkide klasik kalıp­larla yetinirlerken, kadınlar ilişkiye renk katmak için büyük çaba harcıyor, hayatlarının her alanı gibi cinsel yaşamlarını da ara ara gözden geçirilip yenilenmesi gereken bir bütün olarak görüyorlar. Üstelik bu sıra­lardan bazıları, yüzyıllardır devam eden ve her toplumda kabul gören birtakım basma­kalıp düşünceleri de yalanlıyor. İşte kadın­ların cinselliği nasıl yaşadığına dair bazı ipuçları ve bilinmeyen gerçekler…

Daha fazla hareket istiyorlar

Demiştik ya, erkeklerin sekse daha meraklı olmaları onların daha yaratıcı oldukları ve tutkulu bir cinsel yaşam yolunda daha fazla çaba gösterdikleri anlamına gelmiyor. Aksine, kendine ve partnerine ön sevişmeyi çok görenler bile var. Onlar için asıl olan, cinsel birleşme ve boşalma anı. Oysa kadınlar için cinsel birleşmenin öncesi ve sonrası da en az kendisi kadar büyük önem taşıyor.. Onlar daha hareketli, yeniliklere daha açık, farklı tatlar alabilecekleri, değişken bir cin­sellik arayışı içindeler. Zaten uzun vadeli ilişkilerde ister istemez monotonlaşan cin­sel hayatı yeni bir heyecan dalgasıyla ta­zelemek için çaba gösterenler de çoğun­lukla kadınlar oluyor. Seksi bir iç çamaşırı, romantik bir akşam yemeği, küçük sürpriz­ler, yeni fanteziler… Genellikle bu tarz fi­kirlerin arkasında erkekleri bulmak pek mümkün değil. Onlar kendilerine sunulan zevklerin tadını çıkarmakla yetiniyor ama daha durağan, daha klasik ve daha tek renkli bir cinsel hayattan da şikayet etmiyorlar. Yani kadınlar için seks, erkekler için olduğundan çok daha farklı bir anlam taşıyor. Evli kadınlar da seksi seviyorlar; Evliliğin aşk­la birlikte cinsel zevki de öldürdüğü yolun­daki bütün tezler palavra… Evli kadınların çoğu, seksi “bitmeyen bir balayı” tadında yaşamanın hayalini kuruyorlar.

Kocalarının onlara hep aynı tutkuyla sarılmasını, yıllar sonra bile ilk sevişmenin heyecanıy­la sevişmeyi, kocalarıyla aralarındaki sevgililik ilişkisinin ve tutkunun sürmesini isti­yorlar. Oysa çoğu erkek kendini sevgilisi ya da nişanlısı konumundaki kadını nikaha kadar elinde tutmak ve etkilemek zorunda hissetse bile, nikahtan sonra gevşiyor ve ilişkiyi cinsellik de dahil her yönden boşluyor. Evliliğin kaçınılmaz olarak rutinleşme tehlikesine düştüğü dönemlerde bunu fark eden ve durumu değiştirmek için çaba gös­teren genellikle kadın oluyor. Ancak tabii ki bu tek taraflı çaba yeterli değil ve ilişki­nin her açıdan olduğu gibi cinsellik yönün-den de sıradanlasma tuzağına düşmesi ka­çınılmaz. Yine de ne olursa olsun kadınla­rın evlenince yatakta tembelleştikleri ya da evli kadınların seksi sevmedikleri düşüncesi son derece yanlış…

Cinselliği aşkla birlikte yaşamak istiyorlar


Pek çok kadının hayatında en az bir adet tek gecelik ilişki, sadece fiziksel çekimden yola çıkılarak yaşanan bir cinsellik, salt be­densel hazları tatmin uğruna gerçekleşen bir sevişme vardır. Ancak bütün bunlar, ka­dınların cinselliğe duygularını da karıştır­dıkları gerçeğini değiştirmiyor. Onlar için aşk, paylaşım, şefkat ve ilgi “mükemmel teknikten” önce geliyor. Cinsel tatmin an­cak duygusal tatminle bütünleştiğinde anlam ve değer kazanıyor. İster yeni başla­yan bir ilişkide olsun, ister yıllardır süren bir beraberlikte, her kadın cinselliği yaşa­dığı erkek için özel olmak ve onda hayranlık uyandırmak istiyor.

Kadınların çok bü­yük bir kısmı, hatta savunma mekanizma­larını çalıştırıp aksini iddia edenler bile sek­si sadece seks olarak görmeyi başaramı­yor, özellikle ilk sevişmeden sonra ciddi bir beklenti içine giriyor, erkekler gibi rahat rahat kapıyı arkalarından çekip çıkamıyor, o en mahrem anların izlerini üzerlerinde taşıyorlar. Karşı tarafın bakış açışı farklı ol­duğu zaman da hayal kınklığına uğruyor, acı çekiyor ve bunalıma sürükleniyorlar. Onlar için nitelik nicelikten önce geliyor: İş­te kadınlarla erkeklerin sekse bakış açıları arasındaki en büyük farklardan biri… Er­kekler nasıl ki yemek konusunda pek seçi­ci davranmıyorlarsa, yatakta da önlerine her konanı “yiyebiliyorlar.” Ama bugüne kadar kaç kadınla birlikte oldukları, cinsel tatmin ve erkekliğin ispatı açısından büyük önem taşıyor. Kadınlarsa tam aksine nite­likten çok niceliğe önem veriyorlar. Erkeklere has “Ne sevişsem kar…” düşüncesinin yerini kadınlar da “Bir kere olsun, tam ol­sun” fikri alıyor. Tatmin edici olmayan, hiç­bir anlam ifade etmeyen, özelliksiz ve tat­sız seks, kadınların tüylerini diken diken etmeye yetiyor. Yani onlar için sayı değil, ka­lite belirleyici… Haftada bir kere gerçekle­şen, ama fantezilerle zenginleştirilmiş, renk­li, eğlenceli ve yaratıcı bir sevişmeyi her gün yaşanan yavan, sıradan, öylesine bir cinsel ilişkiye bin kere tercih ediyorlar.

Seks hakkında konuşmaktan korkmuyorlar

Cinsellikten söz etmenin erkeklere has bir özellik olduğu düşüncesi de bir başka yan­lış düşünce… Çünkü arkadaşlarla biraraya gelince cinsel içerikli espriler yapmak, bel­den aşağı fıkralar anlatmak, dünyaca ünlü bir seks ilahesini çok beğendiğini ve onunla bir gece birlikte olmak için her şeyi yapabileceğini söylemek ne yazık ki seks hak­kında konuşmak anlamına gelmiyor. Asıl önemli olan gerektiğinde sorunlardan bah­sedebilmek, onları çözmeye çalışmak, is­tekleri ve şikayetleri dile getirmek, gerek­tiğinde bazı değişiklikler yapmaya cesaret edebilmek… Bunu da erkekler değil, kadın­lar yapıyor. Onlar cinsel hayatlarını gözden geçirme, kendilerini eleştirme, duygularını ve beklentilerini dile getirme, yani genel olarak seksten bahsetme konusunda çok daha cesurlar.

Erkeklerse arkadaşlarıyla konuşurken aslan kesildikleri, cinsellik hak­kında atıp tuttukları halde iş ikili ilişkiye geldiğinde, yani bu konuyu sevdikleri ve ya­taklarını paylaştıkları kadınla konuşmaları söz konusu olduğunda tuhaf bir biçimde suskunlaşıyor, içlerine kapanıyor ve bu tip konuşmaları gereksiz bulduklarını belli eden hareketler yapıyorlar.


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.