SP'li Kadınlar NATO'ya Hayır Dedi

SP'li Kadınlar NATO'ya Hayır Dedi

Saadet Partisi Kadın Kolları Türkiye’nin NATO’ya üye oluşunun 60. yıldönümünde Taksim Meydanı’nda konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptılar.

Saadet Partisi Kadın Kolları NATO'ya üye olunuşunun 60. yıldönümünde yaptıkları basın açıklamasıyla NATO'ya karşı olduklarını vurguladı. NATO güdümünüde Türkiye'nin yalnızlaştırılmak istendiğinin altını çizerek çarpıcı açıklamalarda bulundular.

 "TEHDİT ALGISI DEĞİŞTİ"


Sovyetler Birliği tehdidine karşı kurulduğu belirtilen sözde savunma paktı NATO, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, varlığını meşrulaştırmak için yeni düşman, yeni tehdit olarak İngiltere eski Başbakan’ı Margaret Thatcher’in ifadesiyle kendisine yeni düşman olarak İslam dünyasını belirlemiştir. Irkçı emperyalizmin araçlarından biri haline gelen, kılıfına uydurarak planlı bir şekilde darbeler, suikastlar, işgaller, katliamlar gerçekleştiren NATO’nun, 21. Yüzyılda tehdit algısı kırmızıdan yeşile dönüşmüştür. NATO “Uluslar arası Terörle Mücadele” adı altında aslında İslam dünyası ile mücadele etmektedir. Bunun kararını 1990’da İskoçya’daki toplantısında alan NATO, bir savunma paktı değil saldırı kuruluşudur. Önümüzde ki 10 yıl için uygulanması kararlaştırılan “Stratejik Konsept” ile NATO acaba daha hangi kanlı değişimleri planlıyor asıl bu merak konusudur. Yeni demokrasi! projelerini daha doğrusu yeni savaş projelerini hangi bölgelerde uygulamaya koyacaklar, kaç milyon insanın kanı üzerinden demokrasi! pazarlayacaklar dikkat edilmesi gereken nokta burasıdır.


"YALNIZLAŞTIRILIYORUZ"


Türkiye’yi kanlı bir maceraya sürükleyecek olan füze kalkanının, ülkemiz topraklarına yerleştirilmesini kamuoyundan yükselen tepkilere rağmen kabul eden, hatta NATO Genel Sekreteri Rasmussen’e göre Türkiye adına talep eden AKP iktidarı, dost ve düşman algısını Amerikan ve İsrail çıkarlarına göre belirleme gafletini sürdürmektedir. İdarecilerimizin, Irkçı emperyalizmin Truva Atı olarak gördüğü Türkiye’nin yalnızlaştırıldığını, açık hedef haline getirildiğini görmeleri için gözlerinin önündeki sis perdelerini kaldırmaları gerekmektedir.

Hükümete soruyoruz; Türkiye olarak, askeri tesislerine casus Heronlar gönderen, insani yardım gemisi Mavi Marmara’ya saldırarak 9 insanımızı şehit eden sabıkalı İsrail ile strateji belirleyen NATO üyeliğinde kalmayı ve hizmetkârlığı sürdürecek miyiz?
Malatya Kürecik’te kurulan Füze Kalkanı Radar Üssünden elde edilecek istihbaratın NATO üyesi olmayan İsrail ile paylaşacağının resmen ilan edilmesine rağmen Füze Savunma Sisteminin faaliyetleri hala sürdürülecek mi?


"FÜZE KALKANINA HAYIR"

Necip milletimize sesleniyoruz; “Çanakkale geçilmez” dedirten ecdadın torunları olarak Ortadoğu’da, Kafkaslar’da, Avrasya bölgesinde güvenirliliğini yitirmiş, yalnızlaştırılmış, medeniyet değerlerinden kopartılmış, sadece ABD, NATO, AB politikalarına bağımlı bırakılmış, hatta bölünmüş parçalanmış bir Türkiye istemiyorsak, semalarında nükleer başlıklı füzelerin çarpıştığı can ve mal güvenliğinin kalmadığı, ağır tahribata uğramış bir ülke istemiyorsak, bu gidişata hep birlikte dur diyelim, itirazlarımızı yükseltelim… Bu bağlamda Saadet Partisi olarak, pek çok il ve ilçe teşkilatlarımızda daha ilk günden başlatılan “Füze Kalkanına Hayır” imza kampanyamızı biz Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları olarak sürdürüyor ve imzalarınızla destek istiyoruz.Büyük Strateji Hocası, 54. Hükümetin Başbakanı Prof Dr Necmettin Erbakan’ın “Dünyanın geleceği Batıya bırakılmayacak kadar hayati öneme sahiptir anlayışı ile 15 Haziran 1997’de 8 ülke devlet başkanlarının imzaları ile Çırağan Sarayında kurduğu “D-8”, bugün dünkünden çok daha fazla hayati öneme sahiptir.


"HAYRA MOTOR ŞERRE FREN OLMUYOR"

“One Minute” diyerek sempati kazanana fakat gereğini yerine getirmeyen Başbakanımıza, iktidarı ve muhalefeti ile milletvekillerimize çağrıda bulunuyoruz. Siyasi, ekonomik, teknolojik, kültürel bağımsızlık anlamına gelen, ırkçı emperyalist yayılmaya karşı tüm dünyada barış ve adaleti sağlayarak, yardımlaşma ve dayanışma ortamı hazırlayacak olan büyük oluşum D-8 derhal amacına uygun bir şekilde harekete geçirilmelidir. Biz bu çağrımızı 1997’den itibaren iktidara gelen hükümetlerin tamamına özellikle 2002’den bu yana iktidarda olan AKP hükümetine defalarca ilettik. Görünen odur ki Milli Görüş kadrolarından yani Saadet Partisi’nden başkası bağımsızlık ve bağlantısız bir yol izleyemiyor. Hayra motor şerre fren olamıyor.


Yapılacak ilk seçimlerde iktidara gelme hedefine kilitlenmiş Saadet Partisi’nin Genel Başkanı ve teşkilatları ile ürkütücü gerçekleri milletimizle paylaşmaya devam ediyor uyarılarımızı yapıyoruz. Her ne pahasına olursa olsun, Merhum Liderimizden aldığımız “Yaşanabilir bir Türkiye” “Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya” ideallerini gerçekleştirmeye söz veriyor, Saadetli Yarınlar diliyoruz.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.