Güzin Osmancık'ın kaleminden Bomonti semti!

Güzin Osmancık'ın kaleminden Bomonti semti!

Güzin Osmancık, Şişli de ilk batılılaşma hareketi ile başlayan Bira fabrikasının olduğu Bomonti'yi kaleme aldı.

İstanbul; 1800 yılların sonu. Tanzimat ile Türkiye de artık yepyeni bir batılılaşma hareketi başlamıştır.  Özellikle İstanbul’un ekalliyet dediğimiz Rum, Ermeni, Musevi, Gürcüler gibi gayrimüslim halkın yoğun olduğu Şişli bölgesi bu batılılaşma hareketine ilk ayak uyduran semtlerden biridir.

Bir ayağı Avrupa da olan halk, orada yaşanan kültürü memlekete getirerek batıya ayak uydurma çabasına girer.

1890 yılında İsviçreli Bomonti Kardeşler tarafından Feriköy de kurulan bira fabrikası her ne kadar İslami kültüre uymasa da halk tarafından hemen benimsenir. Semt ise Bomonti kardeşlerin ismi ile anılmaya başlar. Çok kısa bir zamanda fabrika çevresi bir eğlence merkezine dönüşür. Artık semte yepyeni bir kültür gelmiştir. Bira bahçeleri orta tabaka ve talebe kesimin en rağbet gördüğü yerdir artık.

sisli-de-bomonti-semti-1890-yilinda-isvicreli-bomonti-kardesler.jpg

İlk zamanlar neredeyse her evde gizlice yapılan bu içki “Fatma Ananın Helvası” diye şifreli bir isimle anılırdı. Biranın geçmişine bakılırsa ilk tarihe geçişi M.Ö. 10.000 yıllarına kadar dayanır. Ama kullanılış amacı sadece şifa ve besin olarak belgelerde yer alır. Mısırlıların geleneksel içkisi olan biranın ilk yapımı, balın mayalandırılarak probiyotik bir içki olarak kullanılmasıydı. Adına da "Arı Şarabı” deniyordu.

Tarihi belgelere bakıldığında M.Ö. 3.000 yıllarında İran topaklarında biraya benzer bir içki üretilmiş olduğunu görüyoruz. Tamamen tesadüf olarak ortaya çıkan bu içki, buğdayın bekletilerek mayalandırılması ile elde ediliyordu.

sisli-bomonti-eskiden-bira.jpg

 Babilliler de de buğday, siyah arpa, bal ile karıştırılarak düğünlerde, özel günlerde çok kıymetli bir içecek olarak halka sunuluyordu.  Sümerlerde ise bu içkinin Tanrıça Ninkasi tarafından keşfedildiği biliniyor.

Kristof Kolomb anılarında, Amerika yerlilerinin mısır ve siyah kayın ağacı özünden fermente ederek biraya benzer bir içki yaptıklarından bahseder. Hatta öyle ki Orta Avrupa’da 9. Yüzyılda bu içkinin sadece manastırlarda üretimine müsaade ediliyordu.

Türkiye’de biranın ilk serbest satışa sunulduğu yer Bomonti semtidir. 

1934 yılında bira satışlarını arttırmak ve besleyici özelliğini anlatmak için reklamlar yapılmaya başladı. Bu reklamlar İslami halk tarafından yadırganıp karşı çıkılsa da büyük bir çoğunluğun rağbet etmesini sağladı.

Gazeteler reklamlarını kesmeden tanıtıma devam ettiler. Maltın besleyici özelliği biliniyordu. Yıllarca halsiz çocuklara süt veren annelere malt hülasası tavsiye ediliyordu. Hatta ilaç mahiyetinde üretilen maltlar eczanelerde satılıyordu.

sisli-bomonti-ilk-bira-reklami.jpg

Yani diyebiliriz ki başlangıçta içkiden ziyade şifa olarak kullanılıyordu. İlk zamanlar şerbetçi otu kullanılmadan arpa öğütülüyor, bulamaç haline getirilip çorba olarak tüketiliyordu. Sonraları güneş altında bırakılıp mikroskobik mantar sporları ile mayalandırılıp şifalı bir içecek haline dönüştürülüyordu. Neredeyse her evde yapılıp içilen bir besin hüviyetindeydi. Gücü arttırıp, kuvvet verdiği için çocuklara dahi veriliyordu.

Şişlide kurulan bira fabrikası kısa sürede benimsendi ve halkın büyük kısmı biraya ve semtteki bu birahanelere yoğun ilgi gösterdi.

Günümüzde ise Şişli ilçesinde ki Bomonti semti, kültür açısından İstanbul da başı çeken semtler arasında yerini alıyor. Tarihi dokunun yanında devasa gökdelenler ile önceden ikamet eden yerli halkın yerini daha elit bir tabakanın aldığını görüyoruz.

Büyük firmaların toptan satış mağazaları ile ticaret merkezi olan Bomonti’nin son günlerde çehresi tamamen değişmekte. Özellikle haftanın belirli günlerinde kurulan organik pazarı ve Pazar günleri kurulan Antika eşyaların satıldığı büyük Pazar ise tüm İstanbul halkının ilgi odağı olmuş durumda.

Gelelim işlevini kaybetmiş gündemden düşmüş ve üretimi durdurulmuş bira fabrikasına. Fabrika binası kültürel dokusu hiç bozulmadan muhafaza edilip bir kültür merkezine dönüştürülme projelerinin yanı sıra devrede başka tekliflerde yer alıyor. Şu günlerde ise fabrika devletin idaresine geçerek bir kültür merkezine dönüştürülme projesi var. Bir sanat merkezi, külliye gibi düşünceler ile yine Şişliye yakışan bir oluşumla halka sunulması söz konusu.

Kültür Sanat Yazarı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.