Çanakkale'den çıkan dev

Çanakkale'den çıkan dev

Dünyanın en büyük medya imparatorluğunun temellerinin Çanakkale'de atıldığını biliyor musunuz?

Cemal Demir'in araştırması

Çanakkale Savaşı'nın sürdüğü 1915 yazında Gelibolu Yarımadasına gelen Avustralyalı genç bir savaş muhabiri, tablonun hiç de İngiliz ve Avustralyalı diğer gazetecilerin yansıttığı gibi işgal orduları lehine olmadığını öğrenir.

Eylül ayında savaş bölgesinden Londra'ya ulaştığında ilk işi, bugün Avustralya'da Çanakkale Savaşı ile ilgili en değerli belgelerden biri kabul edilen ve 'The Gallipoli Letter (Gelibolu Mektubu)' adıyla anılan 8 bin kelimelik ünlü mektubu kaleme almak olur.

Avustralya Başbakanına yazılan bu özel uyarı mektubu, başbakan tarafından İngiliz meslektaşına iletilince, İngilizlerin ve Anzak ordusunun Çanakkale'den çekilmesi süreci başlar. Mektubu yazan ve sonradan "Sir" ünvanı alan Keith Arthur Murdoch adlı gazeteci, bu cesur tavrıyla mesleğinde seçkin bir isim haline gelir.

Sir Keith Murdoch, 11 Mart 1931 günü Avustralya'da dünyaya gelen Rupert Murdoch'un babasıdır. Oxford Üniversitesinde politika, felsefe ve ekonomi eğitimini tamamlayan Murdoch, babası 1952'de ölünce Avustralya'ya dönerek ilk medya girişimlerini başlattı. Aldığı küçük gazeteleri "bulvar gazeteciliği" tarzında yayıncılıkla büyüterek 10 yıl içinde Avustralya'nın en önde gelen medya patronlarından birine dönüşen Murdoch, 1968 yılında İngiliz medya piyasasına girdi. 1969 yılında bugün günlük tirajı 3 milyon civarında olan ünlü İngiliz bulvar gazetesi The Sun'ı kurdu.

1980 yılında medya imparatorluğunun çatısı olan ve bütün yayın organlarını bünyesinde topladığı News Corporation şirketini kuran Murdoch, 1981 yılında ise dünyanın en eski gazetelerinden biri olan 215 yıllık The Times gazetesini satın aldı. Murdoch, sahip olduğu medya grubu aracılığıyla 80'li yıllar boyunca İngiltere Başbakanı Margareth Thatcher'a verdiği büyük destekle öne çıktı. Thatcher çağının sona erdiği 90'lı yılların başında desteği, İngiliz İşçi Partisine ve Tony Blair'e döndü. İkilinin yakınlığı ve sıklıkla gerçekleştirdikleri özel toplantılar, İngiliz iç politikasının 90'lı yıllar boyunca sıklıkla tartıştığı konularından oldu.

FOX TV İÇİN ABD VATANDAŞI OLDU

Başarılı bir medya yatırımcısı olan Rupert Murdoch, dünyanın en büyük medya pazarı olan ABD'ye kayıtsız kalamadı ve 1973 yılında San Antonio Express gazetesini satın alarak ABD piyasasına girdi. Hemen ardından süpermarketlerde satılan magazin dedikodu dergisi Star'ı yayınlamaya başlayan Murdoch, 1976 yılında, ABD'nin kurucu babalarından Alexander Hamilton tarafından 1801 yılında kurulan ve ülkenin en eski gazetelerinden biri olan New York Post'u satın aldı.

Ronald Reagan'la yakın arkadaş olan Rupert Murdoch ve şirketi News Corporation sürekli Cumhuriyetçi Partiyi destekledi. 2000 ve 2004 yılı başkanlık seçimlerinde Başkan George W. Bush'un seçilmesi için açıktan destek vermekten çekinmedi. 2003'te Irak Savaşına karar verilme sürecinde ve sonrasında da şirkete ait dünya üzerindeki 175 gazetenin tamamı, Irak'a girilmesi lehinde oldukça etkili yayın yaptı. Bu dönemde en öne çıkan ise, Murdoch'un CNN'e karşı kurduğu haber kanalı Fox News oldu.

ABD yasaları, ülkede TV sahibi olabilmek için ABD vatandaşlığı şartını öngördüğü için Murdoch, 1985 yılında ABD vatandaşlığına geçti. "20th Century Fox" adlı ünlü film şirketini satın alan Murdoch, Fox Network'u kurdu. 1996 yılında ise 24 saat yayın yapan Fox News adlı haber kanalı yayına başladı. İngiltere'de Sky Channel adlı TV kanalını ve Today adlı gazeteyi de satın alan Murdoch, ABD'de ise Triangle Yayıncılığı satın alarak, ülkenin en büyük dergi grubunun sahibi haline geldi.

News Corporation, 1993 yılında da Hong Kong merkezli Çin televizyonu Star TV'yi satın alarak Uzakdoğu'ya açıldı.

Türkiye'ye de ilgi duyan Murdoch'un, Türkiye piyasasına girmesi Kamera Reklam adlı şirketin yüzde 60'ını satın almasıyla başladı. News Corporation, Ahmet Ertegün ortaklığıyla TGRT televizyonunu da satın alarak adını Fox Tv olarak değiştirdi. Harper Collins adlı yayıneviyle kitap yayıncılığında etkili olan şirket, 2005 yılında da "myspace.com" adlı internet sitesini 580 milyon dolara satın aldı. Bugün News Corporation adlı dev medya imparatorluğunun dünya üzerinde, 70'e yakın televizyonu, 170'in üzerinde gazete ve dergisinin yanı sıra film ve reklam şirketleri, spor kulüpleri var. 2006 rakamlarıyla 55 milyar dolar malvarlığı olduğu belirtilen News Corporation'ın yıllık cirosu ise 24 milyar dolar.

GERÇEK OYUNCAKLARI SEVDİ

Annesi Elisabeth Murdoch, Rupert Murdoch'un çocukluğunu anlattığı bir röportajında, en önemli özelliğinin gerçek oyuncakları sevmek olduğunu dile getirerek, "Hayali şeyleri, masalları sevmezdi" demişti. Murdoch'ın gerek Avustralya'daki gerekse de İngiltere'deki okul arkadaşlarının çoğunun aklında kalan en belirgin özelliği ise, kumar tutkusudur. Rupert, birinin din adamı diğerinin kumar tutkunu olduğunu ifade ettiği iki dedesinin de özelliklerini kişiliğinde birleştirir adeta.

Sonraki yıllarında da devam eden kumar tutkusunu, yatırım yaparken risk almada kullanan Murdoch, sahibi olduğu yayınların püriten muhafazakârlığıyla da diğer dedesinin yolundan gider. Murdoch 3 kez evlendi. 1956 yılında ilk evliliğini yaptığı, ilk çocuğunun annesi Patricia Booker ile 11 yıl sonra boşandı. Aynı yıl, The Daily Telegraph gazetesinin Estonya kökenli genç editörü Anna Torv ile evlendi. Murdoch 3 çocuk sahibi olduğu Anna ile 32 yıl sonra 1999 yılında boşandı. Torv, bu boşanmadan dolayı 200 milyon dolara yakın para alarak, dünyanın en pahalı boşanmalarından birini gerçekleştirdi.

Murdoch, boşandıktan 17 gün sonra ise grubun Çin'deki televizyonu Star TV'nin 30 yaşındaki başkan yardımcısı Wendi Deng ile evlendi. Murdoch'un Deng ile evliliğinden de 6 ve 4 yaşlarında iki çocuğu bulunuyor. 76 yaşındaki Murdoch'ın 35 yaşındaki oğlu James Murdoch, ağabeyi Lachlan Murdoch'un News Corporation yönetiminden 2005 yılındaki sürpriz istifasının ardından grubun veliahdı olarak görülüyor.

DOW JONES'UN YOLLARI TAŞTAN...

Medya imparatorluğunu büyüttükçe gözüne kestirdiği TV ve gazeteleri satın almakta zorlanmayan Rupert Murdoch'un belki de alırken en çok zorlandığı yayın grubu, Wall Street Journal gazetesini de çıkaran Dow Jones&Company oldu. 1882 yılında Charles Dow ve Edward Jones adında iki gazeteci ile daha sonra aralarına katılan Charles Bergstresser, Wall Street'te hisse senedi alım satımı için soyadlarının birleşimiyle adını oluşturdukları şirketlerini kurdular. Dow Jones, müşterileri için günlük bir bülten yayınlamaya başladı. New York Borsasında işlem gören hisse senetlerindeki değişiklikleri gösteren Dow Jones Sanayi Endeksini de bu bültende yayınlamaya başlayan şirket, 1889 yılından itibaren bu bülteni The Wall Street Journal adıyla çıkarmaya başladı.

Bugün İngiliz rakibi Financial Times ile beraber dünyadaki en etkili ekonomi haberleri kaynağı olan gazete, 2003 yılında USA Today gazetesi tarafından geçilinceye kadar, 2 milyonluk tirajıyla ABD'nin en çok satan gazetesiydi. Dünya üzerinde 900 bin kişi de gazetenin internet versiyonunu okumak için para ödüyor.

1928 yılından beri gazetenin sahibi olan Bancroft ailesinin ve gazete çalışanlarının isteksizliği nedeniyle, Dow Jones'un satışı aylar süren bir dramaya dönüştü. Bancroft ailesi Mayıs ayı başında Murdoch'un piyasa değeri 36 dolar olan hisse başına 60 dolar teklif etmesini reddetti. Ancak pozisyonu yeniden gözden geçiren aile daha fazla dayanamayarak, Ağustos ayı başında şirket hisselerini 5,6 milyar dolara Rupert Murdoch'a satmayı kabul etti. Murdoch, yıllık cirosu 1,7 milyar dolar alan gazeteyi karından çok, dünya ekonomisindeki saygınlığı ve gücü için istediğini gizlemedi.

"TEK İSTEĞİM ADIMI DOĞRU YAZMALARI"

Wall Street Journal(WSJ) gazetesinin hisselerinin Bancroft ailesine ait olduğu yaklaşık 80 yıldaki en önemli özelliği, ailenin gazetenin yayın çizgisine müdahale etmemesi oldu. Sahip olduğu gazeteleri yakından takip eden Rupert Murdoch'un yönetiminde de bu çizgi korunacak mıydı? Gazetenin bir yayın kurulu üyesi, "Bancroft ailesinden daha pasif kalmayacakları belli" diyerek bu konudaki yaygın beklentiyi açığa vuruyor. Satış anlaşmasının en dikkat çekici maddesi, gazete için "editoryal bağımsızlık" isteyen bölüm.

WSJ'nin News Corporation ile ilgili haberlerinde nasıl bir beklentisi olduğu sorulduğunda ise Murdoch'un cevabı kısa oldu: "Adımı doğru yazmalarını istiyorum." New Yorker dergisinin Şubat sayısında popüler gazeteciliği öven Murdoch, "Mahcubiyetle diyeyim, popüler gazeteciliği seviyorum. Kaliteli dediğiniz gazetecilikten daha çok keyif alıyorum" demişti. Murdoch, bu yaklaşımı sebebiyle, "bulvar gazeteciliği" tutkusunu WSJ'ye bulaştıracağı yolundaki iddialara ise, "WSJ, üçüncü sayfasını kızlara ayırırsa, kızların yüksek lisans yapmış olduklarından emin olacağız" diye şaka yollu karşılık verdi.

NewYork/Cihan



HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.